İsveç vatandaşı Türkiye’den sınırdışı edildi

İsveç'in Borlänge şehrinde yaşayan 20 yaşındaki Kürt genci Arvin Erdem, İstanbul'da Sabiha Gökçen Havaalanı'nda hiç bir gerekçe gösterilmeden gözaltına alındıktan üç gün sonra ülke güvenliğine tehdit oluşturduğu gerekçesiyle sınır dışı edildi.

Geçtiğimiz yıl liseyi bitiren Erdem, Kürdistan'da bulunan akrabalarını ziyaret etmek amacıyla Stockholm'dan Diyarbakır'a gitmek için İstanbul'da uçak değiştirirken polisler tarafından gözaltına alındı.

Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Erdem, Sabiha Gökçen Havaalanı'nda indikten ve pasaport kontrolünden geçtikten sonra Diyarbakır'a gidecek uçağa binmek üzereyken bir kişinin omuzuna vurarak kendisini durdurduğunu ve pasaportunu görmek istediğini söyledikten sonra başından geçenleri şu cümlelerle aktarıyor.

"Sivil kıyafetli olduğu için pasaportumu göstermedim. Cebinden polis kimliğini çıkarınca polis olup olmadığından kuşku duymama rağmen pasaportumu gösterdim. Beni bir odaya götürdü. Telefonumu ve pasaportmu alarak odadan çıktı. Daha sonra başka biri geldi ve hiç bir şey söylemeden valizimi aramaya başladı. Bir süre sonra beni başka bir odaya götürdüler. Kürtçe konuşan birisi neden Türkiye'ye geldiğimi, nereye gideceğimi, anne ve babamın adlarını sordu.”

DIŞ DÜNYAYLA İLİŞKİM TAMAMEN KESİLDİ

Sorgudan sonra üç kişinin bulunduğu bir odaya götürüldüğünü, sınırdışı edilmek için odada bekletilen üç kişiden birinin telefonunu ödünç alarak babasına olanları ilettiğini söyleyen Erdem, telefonu olan kişiyi yarım saat sonra odadan alıp başka bir yere götürdükten sonra dış dünya ile ilişkisinin tamamıyle kesildiğini söylüyor.

Gözaltında tutulduğu 3 gün zarfında bir kaç kez neden Türkiye'ye girişine izin vermediğini sorduğunu ama kendisine bu konuda her hangi bir açıklama yapılmadığını söylüyor. Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri medyadan takip ettiğini ancak her hangi bir dernek veya partiye üye olmadığını, politikaya fazla ilgi duymadığını dile getiren Erdem, ”Kürtlere nasıl muamele yapıldığını bildiğim için kendimi hazırlamıştım ama yine de başıma böylesi bir şeyin geleceğini sanmıyordum” şeklinde konuşuyor.

ÜLKE GÜVENLİĞİNE TEHDİT GEREKÇESİYLE SINIR DIŞI

Üç gün havaalanında bekletilen Erdem, 6458 sayılı “Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu” dayanak yapılarak ülke güvenliğine tehdit oluşturduğu suçlamasıyla uçağa bindirilerek sınır dışı edildi.

Arvin Erdem, Borlänge Belediye Meclis Üyesi ve Sosyal Demokrat Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi Josef Erdem ile Kürt Sanatçı Suzan Barmani'nin oğlu. Josef Erdem, pek çok kez Kürdistan ve Türkiye'deki insan hakları ihlallerini, Kürdistan'daki katliamları hem Belediye Meclisi hem de İsveç medyasında dile getirmiş, AKP Hükümeti ve Erdoğan'a sert eleştiriler yöneltmişti.

Josef Erdem, oğlunun 2. ligde basket oynadığını, müzik ve tiyatroyla uğraştığını ancak politikaya ilgi duymadığını söylüyor. Aileleri içinde politikayla ilgilenmeyen, uzlaşmacı bir kişiliğe sahip olan tek kişinin Arvin olduğunu söyleyen Josef Erdem, göz altına alınıp sınır dışı edilmesinin genelde tüm Kürt Halkına, özelde de ailelerine karşı bir göz dağı ve misilleme olduğu düşüncesinde.

TÜM MUHALİF KESİMLERE GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR

AKP ve Erdoğan'ın geçtiğimiz yıl savaş politikasına yeniden dönmesinden ve Kürdistan'da katliamlar yapmaya başlamalarından sonra İsveç medyasına verdiği demeçlerin Türk yetkilileri rahatsız ettiğini belirten Erdem şunları kaydediyor:

”Hiç bir dernek ve partiye üye olmamasına, sosyal medyayı kullanmamasına rağmen Arvin ülke güvenliğine tehdit oluşturduğu gerekçesiyle sınır dışı edildi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP ve Erdoğan tüm muhalif kesimleri sindirmek ve susturmak istiyor. Politikayla uğraşmayan bir genci gözaltına alıp sınır dışı ederek tüm muhalif kesimlere, gençlere gözdağı vermeye çalışıyor.  Bu aynı zamanda bizlere, yurt dışında AKP'nin baskı ve katliamlarını eleştirenlere de bir mesaj. 'Eğer bizleri eleştirirseniz yakınlarınızı cezalandırız' diyorlar.”

YÜZYILDIR BİZE BU DEVLETİN YAPTIĞI KÖTÜLÜK KALMADI

Erdem, 12 Eylül faşist darbesinden sonra bir süre Kürdistan'da kaldıktan sonra İsveç'e gelerek siyasi iltica talebinde bulunmuş. 12 Eylül dönemi ve günümüzdeki baskılar arasında ne gibi fark ve benzerlikler olduğu sorusunu şöyle yanıtlıyor:

”Ben 12 Mart 1971 darbesinde ilk okula giden bir çocuktum. Darbeden hemen sonra askerlerin akrabalarımı tokatladıklarına tanıklık ettim. 12 Eylül darbesinden sonra baskınlar yapıldı, Beni bulamayınca babamı göz altına aldılar. Hakaretler ettiler.  Şimdi Türkiye'de darbe dönemlerinde yaşanan şeyler tekrarlanıyor. Aslında bu olanlar sivil bir darbedir. Erdoğan ve AKP'nin Kürtlere ve muhaliflere yönelik darbesi. Bu devlet Birinci Dünya Savaşı'nda dedemi cepheye gönderdi. Savaşta esir düştü, bir daha da dönmedi. Babamı amcası büyüttü. Devletin zulmünden kaçıp 34 yıl önce İsveç'e geldim. Oğlum burada doğdu. Burada doğan bir Kürde bile tahamülleri yok. Ben bu devletin neresini seveyim. Yüz yıldan beri bize yapmadığı kötülük kalmadı.”

HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ

Erdem, oğlunun gözaltına alınmasından sonra İsveçli yetkililer ve İsveç halkının Arvin'e sahip çıkmalarını takdirle karşıladığını söyledikten sonra, ”Oğlum serbest bırakıldı ama sırf Kürt olduğu için güvenlik riski oluşturduğu suçlamasıyla sınır dışı edilmesini kabul etmeyeceğiz. Yapılan insanların seyahat etme özgürlüğünün gasp edilmesidir. Hiç bir suçu olmayan oğlumu suçlu göstermeye çalıştılar. Bunun için de hukuki yollara başvuracağız. Eğer biz bunu yapmazsak AKP ve Erdoğan rejimi bu tür uygulamaları yaygınlaştırır” diyor.