İsveçli gazeteci ve öğretmenler Türkiye'deki ihlalleri tartıştı
İsveç’in başkenti Stockholm’de Türkiye’de artış gösteren ifade özgürlüğü ve insan hakları ihlalleri İşçi Eğitim Merkezi’de (ABF) “Erdoğan’ın Türkiye’sinde iş yaşamında ifade özgürlüğü ve insan hakları” temalı bir panelde tartışıldı.
MURAT KUSEYRI
STOCKHOLM
Perşembe, 15 Eylül 2016, 07:02
Panele Sykpe aracılığı ile katılan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Türkiye Proje Sorumlusu Mehmet Köksal, 15 Temmuz askeri darbesi sırasında yaşananları aktardıktan sonra darbenin Erdoğan ve AKP Hükümeti tarafından tüm muhalif grupları susturmak için kullanıldığını söyledi.
TÜRKİYE'DE AĞIR İHLALLER YAŞANIYOR
Kapatılan, yasaklanan medya kuruluşları, işten atılan görevlilerin, tutuklu gazeteci ve aydınların sayıları hakkında somut açıklamalarda bulunan Köksal, Türkiye’de ağır ifade ve insan hakları ihlallerinin yaşandığını söyleyerek Avrupa ülkelerinde yaşayan meslekdaşlarına tutuklu gazeteci ve aydınlarla dayanışmayı yükseltmeleri çağrısında bulundu.
Unionen Sendikası’ndan Kristina Henschen’in yönettiği panele katılan İsveç Gazeteciler Federasyonu Başkanı Jonas Nordling ile İsveç Öğretmenler Federasyonu İkinci Başkanı Maria Rönn, Türkiye’de medya kuruluşları ve gazetecilere yönelik baskı ve saldırıları ele alan konuşmalar yaptılar ve örgütlerinin Türkiye’deki meslekdaşlarıyla dayanışma amacıyla yaptıkları çalışmaları katılımcılarla paylaştılar.
15 TEMMUZ'DAN SONRA BASKILAR ARTTI
Kristina Henschen, paneli açış konuşmasında Türkiye’de darbe girişiminden sonra insan hakları ihlallerininde ciddi bir artış olduklarını gözlemlediklerini, özellikle de gazeteciler, öğretmenler, akademisyenler ve kamu çalışanları üzerinde baskıların arttığını söyledi. 19 sendika federasyonunun kapatıldığını, 80 bin kişinin işten atıldığını hatırlatan Kristina Henschen, “Devlet kurumları ve belediyeler çalışanlara forumlar vererek hangi gazeteleri okuduklarını ve hangi sendikalara üye olduklarını soruyorlar” dedi.
GAZETECİ VE ÖĞRETMENLERİN HEDEFLENMESİ TESADÜF DEĞİL
Maria Rönn, Türkiye’deki durumun eğitim emekçileri açısından darbeden önce de iyi olmadığını ama darbe girişiminden sonra olanların ve onbinlerce öğretmenin işten atılmasının kendilerini şaşırttığını söyledi.
Gelişmelerin son derece kaygı verici bulduklarını söyleyen Rönn, saldırıların özellikle gazeteciler ve öğretmenleri hedeflemesinin bir tesadüf olmadığını, demokrasinin olmadığı veya kısıtlı tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de aydınların ve eğitim görmüş kişilerin anti-demokratik güçlerin ilk olarak yöneldikleri kesimler olduklarına dikkat çekti.
AYDINLAR SUSTURULARAK GENÇLERE MESAJ VERİLİYOR
Aydınları susturarak ve etkisiz hale getirerek Türk Hükümeti’nin halkı ve özellikle gençlere mesaj verdiğini söyledi.
Öğretmenlerin görevden alınmalarının eğitim kalitesinin düşmesine ve okula giden gençlerin azalmasına yol açacağı ve bunun uzun vadede toplumda olumsuz gelişmelere yol açacağı uyarısında bulundu.
Rönn, uzun yıllardan beri Türkiye’de Eğitim-Sen’le ortak çalışmalar yürüttüklerini, ağır saldırı altında bulunan ve işlerine son verilen meslektaşlarını desteklemek için Avrupa Öğretmenler Fedarasyonu ile birlikte çaba gösterdiklerini söyledi.
OLANLAR UZUN VADEDE TÜRKİYE'Yİ ÇOK OLUMSUZ ETKİLEYECEK
İsveç Gazeteciler Fedarasyonu Başkanı Jonas Nordling, Türkiye’deki toplu tutuklamaların ve toplu işten atmaların olanları dışarıdan izleyenler tarafından anlaşılmasının pek mümkün olmadığını söyledikten sonra “Cezaevlerine atılamayanlar meslekten men ediliyor ve işten atılıyor. Uzun süredir yerinde sayan Türkiye'nin kapitalini heba ettiğini ve tüm bunların ekonomi üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını görüyoruz. Bu olanlar uzun vadede Türkiye’yi çok olumsuz etkileyecek” şeklinde konuştu.
ERDOĞAN'IN AYDINLARI ETKİSİZ HALE GETİRME STRATEJİSİ VAR
Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olduğunu hatırlatan Nordling, Erdoğan rejiminin amaçlarına ulaşabilmek için toplumu kutuplaştırarak entelektüel bir tartışma ortamı yaratabilecek güçleri; gazeteci ve öğretmenleri etkisiz hale getirme gibi stratejik bir planı olduğu değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan’ın daha önce kapattığı sosyal medyayı darbe girişimi sırasında halkı sokaklara çağırmak için etkili bir biçimde kullandığına dikkat çeken Nordling, darbeden sonra sadece geleneksel medya değil sosyal medya üzerindeki baskı ve yasaklamaları arttırdığını söyledikten sonra şunları kaydetti:
ÖZGÜR DÜŞÜNCEYİ TEMEL ALAN ANLAYIŞ HAYATA GEÇİRİLMELİ
“Türkiye oldukça karmaşık bir ülke. Darbeler ve iç savaşlar yaşadı. Bu karmaşık durumda ortaya çıkan nefret ve şiddet soruna çözüm getirmiyor. Artık özgür düşünceyi temel alan bir anlayışın hayata geçirilmesi gerektiğinin anlaşılması gerekiyor. Ama böyle bir şeyin gerçekleşmesi için daha çok mesafe alınması gerektiği görülüyor.”
Dünyada hiç bir demokratik kuruluşun 15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişimini desteklemediğini ancak darbeden sonra başlayan toplu tutuklamalar ve medyaya yönelik gerçekleştiren saldırıların kendilerini oldukça kaygılandırdığını, bu nedenle de İsveç Hükümeti’ne tutum alması için başvuruda bulunduklarını ve Stockholm’deki Türk Büyükelçiliği’ne bir mektup yollayarak medyaya yönelik baskıların son bulmasını talep ettiklerini belirtti.
Avrupa’nın diğer ülkelerinde yaşayan gazeteci örgütlerinin de büyükelçiliklere aynı içerikte mektup gönderdiklerini ancak Erdoğan’ın temsilcisi gibi davranan Danimarka Büyükelçisinin tutuklananların tamamını suçlu ilan ettiğini, ama daha sonra tepkiler sonucu Türkiye Büyükelçilerinin tutum değiştirmek ve tutuklananların adil mahkemelerde yargılanacaklarını söylemek zorunda kaldıklarına dikkat çekti.
'EVLAT EDİNME' KAMPANYASINI BAŞLATACAĞIZ
Nordling, bundan bir kaç yıl önce yaptıkları gibi tutuklu gazetecilerle dayanışmak için yeniden 'Evlat edinme' kampanyası başlatacaklarını ve bundan dolayı da tutuklanan her gazeteci ile ilgili bilgilere ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.
Sendikaların her ülkede ve her zaman demokrasiyi savunması ve koruması gerektiğini söyleyen Nordling, ancak Türkiye’de basın emekçilerin haklarını ve demokrasiyi savunacak güçlü gazeteci örgütlerin olmadığını ve bunun giderilmesi için Türkiye’deki meslektaşlarının verdikleri çabalara destek olduklarını ifade etti.