Kadınlar zulalarındaki hikayelerini ekrana taşıdı
Kadınlar zulalarındaki hikayelerini ekrana taşıdı
Kadınlar zulalarındaki hikayelerini ekrana taşıdı
Bağlar Belediyesi’nin "Sinemaya Mor Bir Dokunuş: Zula Hikayeler" projesiyle sinemacılık eğitimi alan kadınlar anlatmak istedikleri hikayelerin beyaz perdeye taşıdı. Projenin yönetmeni Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran, Kürtçe sanat çalışmalarını güçlendirmek istediklerini belirtti.
Bağlar Belediyesi bünyesinde oluşturulan ‘Sinemaya Mor Dokunuş, Zula Hikayeler Projesi’ kapsamında kadınların saklı kalan hikayelerinin galası Cigerxwîn Kültür-Sanat Merkezi’nde yapıldı.
Sinemaya Mor Dokunuş, Zula Hikayeler Projesi’nin yönetmeni Bağlar Belediye Başkanı Yüksel Baran projeyi ANF’ye değerlendirdi. Bir yıl önce başlayan çalışmalarında özellikle kadınların film çekimleri konusunda eğitmek ve yönlendirmek olduğunu ifade etti. Projenin, bölgesel ve kültürel girişimleri toplumsal cinsiyet perspektifi ile desteklemek, kadınlara kendilerini ifade edebilmeleri için gerekli araçları sunmak, çeşitlilik ve toplumsal farkındalığı teşvik ederek kadınların seslerini sinema ve kültürel politika alanlarında duyurmaları amacını taşıdığına işaret eden Baran, projenin hedefleri arasında “Kadınlarla birlikte kadınlar için film yapmak, genç sinemacı kadınların sanatsal ve teknik kapasitelerini geliştirmek, toplumsal cinsiyet bakış açısıyla bölgesel, kültürel ve sosyal çeşitliliği görünür kılmak, kültürler arası çok dilli diyaloğun gelişmesini sağlayarak uluslararası seviyede deneyim paylaşımında bulunmak” olduğunu ifade etti.
“Bu aynı zamanda sanat çalışmasının etkisini yalnızca estetik hazdan gören, sanatı sınırlı sayıda insanın uğraşı kabul eden ve tüketime hizmet eden kapitalist modernitenin sanat anlayışına karşı bir alternatif arayışı olarak da görülebilir” diye kaydeden Baran, galada gösterimi yapılan, “Pîra Hut”, “Te ji fem kır?/Anladın?”, “Payîn/Bekleyiş” ve “Veşartî/Saklı” isimli filmlerin çekimlerinde kadınların büyük emek sarf ettiklerini belirtti. Kadınların, çektikleri filmlerle Kürdistan’ı, içinde yaşadıkları toplumu ve onun sorunlarını kadın gözüyle anlattıklarına işaret eden Baran projeye ilişkin ise, “Çekimlerini Kürtçe olarak tasarladığımız çalışmaya 25 genç kadın arkadaşla başladık. Çalışmalar sırasında film çekimlerine ilişkin eğitimler verdik ve ardından çekimlere başladık. Bir ay önce arkadaşlarımız Finlandiya’ya gittiler ve oradaki kadınlarla bir çalışma yaptılar. Arkadaşlarımız orada Kürt kadınlarının yaşadıklarını, neler çektiklerini ve zulalarında nelerin olduğunu sanatsal olarak anlattılar.
Bizim amacımız bu çalışmayı devam ettirmek ve Kürtçe sanat çalışmalarını daha da güçlendirmek istiyoruz. Bu noktada Amed’de bu yönde çalışmalar var. Özellikle Cigerxwin ve Aram Tigran’da konservatuar çalışmaları var. Biz de özellikle kadınların sanata yönelmeleri ve bu alanda çalışma imkanı bulamayan gençlere ön ayak olmak” diye konuştu. Baran çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
Proje kapsamındaki çalışmalara katılan ve sertifikasını alan Dilek Öcalan ise, kadınlar açısından projenin bir ilk ve önemli olduğuna dikkat çekerek, projenin çalışmalarını sadece kadınların yürüttüğünü belirtti. Çalışmanın kendileri için heyecan verici olduğunu ifade eden Öcalan, “Projede kadın temalı filmler seçtik. Bu çalışmada 4 aylık bir eğitimden sonra ilk defa senaryo yazdık, ilk defa çekim yaptık ve güzel bir sonuç elde ettik” dedi. Daha önce Finlandiya’da gösterim yaptıklarını da dile getiren Öcalan, film çekiminin zorluklarına da değindi. “Film çekimi gerçekten kolay değil, bunu gördük. Gece gündüz emek verilmesi gereken bir iş. Ancak meyvesini aldıktan sonra bu zorluklar unutuluyor, mutlu oluyorsun. Tabi maddi olarak da kolay bir şey değil film çekmek. Ve imkanlar yaratılırsa devam etmeyi düşünüyoruz. Ayrıca kadınlar bu konuda gerçekten çok başarılı” dedi.
Pîra Hût’ta, kaçakçılık yaparak geçimlerini sağlamaya çalışan ninesinin masallarıyla büyüyen Zine’nin yarım kalmış bir masalın sabahında, yaşamın katı gerçekliklerine masalımsı çözümler bulmaya çalıştığı konu alınıyor. “Te ji fem kır? - Anladın?“ adlı filmde ise, “Bugünkü konumuz ‘okulda demokrasi’. Anadilde eğitim hakkının olmadığı bir okulda demokrasiden ne kadar söz edilebileceği konu alınırken, “Veşarti – Saklı”da, ergenlik çağındaki bir kız çocuğunun küçük kız kardeşi ve babası ile beraber yaşamlarını normalleştirme mücadelesine yer verildi. Kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla yapılan ve 2009 yılında Adıyaman’ın Kahta ilçesinde ailesi tarafından katledilen Medine Memi’ye adanan Payîn/Bekleyiş’te ise, 16 yaşındaki Medine Memi, kendi evinin bahçesindeki kümese diri diri gömülüyor.
Film gösterimlerinin ardından kadınlara sertifikaları verilen galada, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, BDP Kadın Meclisi sözcüsü Kibriye Evren, Bostaniçi Belediye Başkanı Nezahat Ergüneş, Barış Anneleri, Amed’de bulunan kadın kurumlarının da katıldığı kokteylle devam etti.