Zarok TV neden yasaklanır? Tabii ki asimilasyon için! Dimilkî/Kirmanckî bir TV kanalı ne için kapatılır? Tabii ki ölmek üzere olan Dimilkî/Kirmanckî dilinin daha erken ölmesi için! Alevilere seslenen bir televizyon kanalı ne için kapatılır? Tabii ki Aleviler kendi kimliğine sahiplenmesin diye kapatılır.
AKP iktidarı, kurmak istediği Türkiye gerçeği içinde olmayacak tüm farklı kimliklere, inançlara ve düşüncelere saldırıyor. Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır diyerek inkarcı, imhacı ve soykırımcı politika ve uygulamalarda ısrarcı olacağını her gün dilendiriyor. Bu iktidara faşist denmez de ne denir? Artık tüm zalim diktatörlüklere, tüm farklılıkları ezmek isteyen iktidarlara faşizm demek gerekmektedir. Bu kavram insanlığın düşünce dağarcığında güçlü biçimde yer almıştır. Bu kavramın zalim güçleri tanımlaması konusunu sosyalistler sağlamıştır. Bu kavram ve tanımlama zalimleri, diktatörlükleri en iyi biçimde ifade etmektedir. Bu açıdan sadece 20. yüzyıldaki gibi kullanılma biçimiyle sınırlamamak lazım. Sosyalistlerin içini güçlü doldurduğu bu kavramı 20. Yüzyıldaki anlamıyla sınırlamak, bu kavramı insanlık zihnine güçlü biçimde yerleştirenlere de haksızlık yapmak olur. Özcesi kavramların gücünü kullanmak da önemlidir.
Faşizm, 20. yüzyılda kapitalizmin emperyalizm aşamasında tekelci sermayenin en zalim, en kanlı diktatörlüğü olarak tanımlanmıştır. Özellikle kapitalizm dış pazar ve dış kaynaklara ihtiyaç duyduğu ve işçileri en yaygın biçimde sömürerek kendisini güçlü kılmaya çalıştığı dönemde faşist diktatörlüğün böyle tanımlanması anlamlıydı. Ancak şimdi bununla sınırlamamak; soykırımcı zihniyetle farklı kimlik, inanç ve düşünceleri ezmek, soykırıma uğratmak isteyen güçler için de bu kavramı kullanmak gerekmektedir. Hatta en fazla da bu karakterdeki güçler için faşizm tanımlaması kullanılmalıdır. Hitler faşizmi Yahudi Soykırımını yapmıştır. Zaten Hitler iktidarının faşist karakteri en fazla da bu uygulamalarından dolayı hatırlanmaktadır. Bu açıdan tüm farklı kimlikleri yok sayan, ezen ve soykırıma uğratmak isteyen güçler faşist olarak tanımlanmalıdır.
IŞİD şu anda düğünleri bombalayıp sivilleri katletmektedir. Böyle yüzlerce saldırısı bulunmaktadır. IŞİD’e ‘kanlı çete’, ‘insanlık dışı çete’ vb. birçok şey söylenebilir. Ancak zalimleri, diktatörleri, despotları tanımlayacak ve bu yönlü algı yaratacak en iyi kavram faşizmdir. Faşizm kavramı, bu kavramın ifade ettiği maksatlardan daha güçlü bir içeriğe kavuşmuştur. Böyleyse en zalim iktidarlara ve baskı güçlerine faşist demek daha anlamlı ve etkili değil midir? Faşizmi daha geniş yelpazede kullanmak en kanlı tekelci diktatörlük tanımlanmasında bir zayıflık ortaya çıkarmaz. Kapitalist emperyalizmin sömürücü ve baskıcı karakterini muğlaklaştırmaz; aksine daha fazla güçlendirir.
Geçen gün Hayatın Sesi TV kapatılınca yöneticilerinden birisi “AKP faşizme doğru ilerlemektedir” değerlendirmesi yaptı. Ben de AKP iktidarının faşist olarak tanımlanması için daha ne yapması gerekir diye düşündüm. AKP iktidarı hedeflediği sonuçlara ulaşınca mı faşist diyeceğiz? AKP iktidarı Kürtleri soykırıma uğratmak istiyor. Çocuk kanalını bile kapatıyor. Kürtçe’nin Dimilkî/ Kirmanckî lehçelerini yok etmek istiyor. Alevileri kendi düşündüğü inanç kalıbına sokmak istiyor. Tüm muhalif sesleri susturuyor. Zaten hiçbir farklı muhalif gücün örgütlenmesine izin vermiyor. Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesi için Kürt sorununun çözümünü önemli gören muhalifler susturuluyor. Açıkça Kürtlere yaklaşan yanar, diyerek Kürt sorununu gündeme alan ya da Kürtler üzerindeki baskılara karşı çıkan herkes üzerinde faşist terör estiriyor. Böyle bir politika izleyen bir iktidara faşist demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Faşizme doğru ilerliyor demek, AKP iktidarının uygulamalarını ve zulmünü yumuşatmak oluyor. Niyet ne olursa olsun böyle bir algı ortaya çıkıyor.
Kuşkusuz Türkiye’deki baskı Kürdistan’daki kadar değildir. Türkiye metropollerinde Kürtlere yönelik baskı diğer halklara ve topluluklara yönelik baskıdan çok fazladır. Bu durumda Türkiye’deki iktidarı tanımlamak için Sinop, Edirne, Kütahya ya da Yozgat’taki uygulamalarına mı bakacağız. Ya da Bağdat Caddesi ve Tunalı Hilmi Caddesindeki uygulamalara bakarak mı Türkiye’yi değerlendireceğiz? Şu açıktır ki, Türkiye’deki iktidarın ne olduğunu değerlendirmek için Kürdistan’daki uygulamalara bakmak gerekir. Rejimin karakterini Kürdistan politikası ve uygulamaları belirlemektedir. Bu uygulamalar faşizmden öte bir baskı ve zulmü ifade etmiyor mu? Tabii ki bu iktidara faşist denilecektir. AKP iktidarı Kürdistan’da faşizmi dört dörtlük uygulamaktadır. Kürdistan şehirleri, kasabaları, mahalleleri bugün polis ve asker işgali altındadır.
Faşizmi en iyi tanımlayan, farklılıklara tahammül etmemesi ve tüm farklılıkları ortadan kaldırmak istemesidir. Kendi zihniyeti dışında hiçbir düşünceyi, dayandığı etnik ve inanç yapısı dışında farklı bir inanç ve etnik yapıyı istememektedir. Bir zamanlar Türkiye’nin faşist şefi Alparslan Türkeş ve partisi MHP’nin öngördüğü Türk-İslam sentezinin bugün yeni şefi Erdoğan, partisi de AKP’dir. Tayyip Erdoğan, faşist şef Alparslan Türkeş’in yerini almıştır. Zaten oğlunu da AKP’nin Başbakan yardımcısı yapmıştır.
21. yüzyılda en büyük baskı düşünce baskısı ve hegemonyasıdır. Bu da esas olarak basın, iletişim ve bilişim araçlarıyla yapılmaktadır. AKP iktidarı şimdi bunu tekeline almıştır. Sadece sömürü ve iktidar tekeli ile yetinmemektedir; esas olarak da düşünce tekeli kurmuş bulunmaktadır. Ne solculara, ne Alevilere, ne Kürtlere, ne de Türkçeden farklı bir dil olan Dimilkî/Kirmanckî’nin varlığına tahammül etmektedir. Çocukların izlediği, sadece çizgi film ve çocuk programları yayınlayan bir kanal olan Zarok TV neden yasaklanır? Tabii ki asimilasyon için! Dimilkî/Kirmanckî bir TV kanalı ne için kapatılır? Tabii ki ölmek üzere olan Dimilkî/Kirmanckî dilinin daha erken ölmesi için! Sadece Alevi kültürü ile ilgili program yapan, Alevilere seslenen bir televizyon kanalı ne için kapatılır? Tabii ki Aleviler kendi kimliğine sahiplenmesin, Aleviler kendi kimlik, kültür ve inançlarını tanımasın; Aleviler AKP iktidarının istediği gibi bir Alevi olsun diye kapatılır. Özcesi TV 10 Gerçek Alevilik bilinmesin ve canlanmasın diye kapatılmıştır.
Farklılıkları yok edip Türkiye’yi tek rengi olan kapkara bir ülke haline getirmek için TV kanalları kapatılmıştır. Öyle ki, gücü yetse dünyada AKP iktidarını eleştiren tüm kanallar kapatılacaktır. Bundan daha kapkara faşizm olabilir mi?