Karadeniz'deki cezaevlerinde tecrit ve Kürtçe düşmanlığı

Karadeniz Bölgesi Cezaevi Raporu'na göre tutsaklara dönük tecrit ve Kürtçe düşmanlığı derinleşiyor.

Wan Barosu Cezaevi Komisyonu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi Cezaevi Komisyonu ve Tutuklu ve Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) Şubesi, Karadeniz cezaevleri hak ihlalleri raporunu Wan Barosu Tahir Elçi Salonu’nda açıkladı. Raporu okuyan ÖHD’li Murat Özçiçek, Rize Kalkandere L Tipi, Bayburt  M Tipi ve Trabzon Beşikdüzü T Tipi cezaevlerine ziyaret gerçekleştirdiklerini belirterek, tüm cezaevlerinde farklı hak ihlallerinin yaşandığına vurgu yaptı.

 'HASTA TUTSAKLARIN İHTİYAÇLARI ENGELLENİYOR'

Rize Kalkandere L Tipi Cezaevinde yaşanan hak ihlallerini aktaran Özçiçek, “Artan masraflarla birlikte mahpuslar beslenmede sorun yaşamaktadırlar. İdare günlük iaşe bedeline göre yemek verdiğinden dolayı yemekler yetersiz olmakla birlikte hastalığı olan mahpusların da bu manada ihtiyaçları karşılanmamaktadır. Bahsi geçen hapishanede getirilen mahpuslar ailelerinden binlerce kilometre uzaklıkta bulunmaktalar. Hükümlü veya tutuklu statüsünde yer alan mahpuslar uzaklık nedeniyle aileleri ile kapalı veya açık görüş yapamamaktalar. Mahpuslar bu tecrit sebebiyle psikolojik şiddete maruz kalmaktalar. Ayrıca mahpusların ailelerine yakın hapishanelere sevk talepleri her defasında maktu gerekçelerle ret edilmektedir. Tutuklular burada sağlığa erişemiyor, cezaevindeki yoğunluk ve personel eksiği nedeniyle revir talepleri süresinde yerine getirilemiyor. Hükümlü mahpusların şartları oluşmasına rağmen ‘Koşullu Salıverme’ talepleri İdari Gözlem Kurullarının gerekçesiz ve maktu ibarelerle hazırladıkları raporlarla ret edilmektedir” dedi.

 MEKTUPLARA EL KOYMA, AYAKTA SAYIM DAYATMASI

Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutsaklarla yaptıkları görüşmeyi anlatan Özçiçek, “Diğer cezaevlerinde yaşananların benzeri burada da yaşanıyor. İç mektupların veya dışarıya gönderilen ya da dışardan gelen mektuplara el konularak verilmemektedir. Mahpusların ailelerine yakın hapishanelere sevk talepleri her defasında maktu gerekçelerle reddedilmektedir. Sıklıkla ve rahatsız edilecek şekilde hapishane infaz koruma memurları veya başkaca kolluk tarafından koğuşlar detaylı aranmaktadır. Arama sebepleri mahpuslara bildirilmemektedir. Yemeklerin doyurucu olmadığı gibi kantinden istenilen yiyecek ve eşyaların da fahiş fiyatta olduğundan dolayı mahpuslarca alınamadığı, mahpuslara ayakta yani askeri nizamda sayım yapılmak istenmektedir. Hapishanede sosyal etkinlikleri ve kurslardan mahpusların yararlanması tamamen engellenmiştir. Z.E., ve N.Ç. adlı mahpusların ilerlemiş fıtık hastalığı nedeniyle fizik tedavisine ihtiyaç duymalarına rağmen hapishane idaresi  bu konuda tüm talepleri ret etmektedir” dedi.

 'YENİ YAŞAM VERİLMİYOR, KÜRTÇE DERGİLER TOPLANIYOR'

Son olarak Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini anlatan Özçiçek, “Mahpusların ortak faaliyetleri tamamen kısıtlanarak odalar arasında sohbet veya ortak spora dair herhangi bir hakka izin verilmemektedir. Hapishane girişlerinde çıplak arama uygulaması halen devam etmektedir. Mahpusların bakanlık veya başkaca kurumlara gönderdikleri dilekçelere sebepsiz yere hapishane idaresince el konulmakta ayrıca kitap kotası uygulaması ise devam ediyor. Koşullu salıverme uygulamasının tıpkı diğer cezaevlerindeki gibi burada da engelleniyor. Yine, Yeni Yaşam ve diğer muhalif gazetelerin mahpuslara verilmediği, hapishanedeki bütün Kürtçe dergilerin oda aramalarında toplatıldığı tarafımıza anlatılmıştır” dedi.
Hasta tutsaklar için tedavi ve tahliye koşullarının oluşturulması çağrısında bulunan Özçiçek, “Hastaneye sevk isteyen mahpuslar hastaneye çok geç götürülmekte kelepçeli muayene dayatmalarından ötürü mahpuslar muayene ve tedavi edilmeden geri hapishaneye götürülmekte oldukları tarafımıza aktarılmıştır. Her gün hasta mahpusların ihmaller zincirinden kaynaklı yaşamını yitirdiği haberlerini aldığımız şu günlerde hasta mahpuslar için öncelikle tahliye ve uygun tedavi koşullarının sağlanması çağrısında bulunuyoruz. Koşullu salıverme zamanı gelen hükümlülerin derhal tahliyelerinin yapılması, mahpusların sevk taleplerinin karşılanması gerekiyor. Yine, mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslara uygulanan kitap kotası kaldırılmalı, talep edilen yasal gazeteler ve dergiler verilmeli, talep edilen uygun TV kanalları açılmalıdır” diye konuştu.