Kartal: Halkımız Önder Apo’nun etrafında kenetlenmeli
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, bütün Kürtleri 15 Şubat komplosunu protesto eylemleri yapmaya çağırarak, “Avrupa’daki halkımız bu dönemde sokaklarda olmalı, Önder Apo’nun etrafında kenetlenmeli” dedi.
ANF
BRÜKSEL
Cumartesi, 21 Ocak 2017, 07:01
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 15 Şubat 1999’da yapılan uluslararası komplo 18 yılını geride bırakıyor. 18 yıldır İmralı adasında tek başına tutulan Öcalan’ın üzerindeki tecrit ağırlaştırılarak sürüyor. Kürt halkı ise her yıl Öcalan’a yönelik uluslararası komployu ve tecrit koşullarını protesto etmek için gösteriler düzenliyor. Bu yıl da başta Kürdistan olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Kürtler, 15 Şubat’ta sokaklara çıkarak, protesto gösterileri yapma hazırlığında. Özellikle Avrupa’da uzun yürüyüşler olmak üzere birçok gösteri organize ediliyor.
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Kürt halkını, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan uluslararası komplonun 19’ncu yılında, sokaklara çıkmaya ve tepki göstermeye çağırdı. Kartal, AKP’nin dayatmalarına karşı Öcalan’ın 18 yıldır direndiğini belirterek, “Öcalan’ın paradigması doğrultusunda bugün Ortadoğu halkları özgürlük mücadelesi veriyor” dedi.
Avrupa’da yaşayan Kürtlerin üzerine önemli görevle düştüğünü dile getiren Kartal, “Bu yıl bizim için diğer bütün yıllardan çok daha önemlidir. Onun için sokakta olmalıyız. Önder Apo’nun etrafında kenetlenmeliyiz” dedi.
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun amacı, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Kürtlerin içerisinde bulunduğu durumuna ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.
HALKIMIZ VE ŞEHİTLERİMİZ KOMPLOYU BOŞA ÇIKARDI
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, bundan 18 yıl önce uluslararası bir komplo ile esir alındı. O günden günümüze Kürt mücadelesinde ne gibi değişiklikler oldu?
Uluslararası komplocu güçler, Önder Apo’yu esir alıp, Türkiye’ye teslim etmesiyle Ortadoğu’da politikalarını hayata geçirmek istedi. Ancak halkımız ve şehitlerimiz büyük bir mücadele ile önderlerine sahip çıkarak, bunu boşa çıkardı. O günden bu yana Kürdistan’da Önder Apo, öncülüğünde birçok değişim oldu. Kürt halkı uluslararası komplo sonrası Önder Apo etrafında kenetlendi, birleşti ve örgütlendi. Uluslararası arenaya özgürlük talebi ve önderliğinden vaz geçmeyeceğini duyurdu. Yine başta 4 parça Kürdistan olmak üzere bütün Ortadoğu’da Kürt Özgürlük iradesi büyüdü. İdeolojik, siyasi ve felsefi olarak bu irade insanlık için alternatif bir paradigma düzeyine ulaştı. Onun için bugün Rojava’da özgür toplum paradigması belirli bir düzeye çıkmış, durumda. Bu paradigma Kuzey Kürdistan, Türkiye’de Erdoğan’ın savaş ve çözümsüzlük dayatmalarına karşı tek çözüm adresi olmuş durumda.
Uluslararası komplonun üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen Kürtlerin mücadelesi daha da büyüdü, gelişti. Artık Ortadoğu’da Kürtsüz bir çözümün olamayacağı bir noktaya gelindi. Bugün Rojava bu konuda somut örnektir. Kürtler, Rojava’da halkların birlikte özgürce yaşaması için Suriye ve Ortadoğu’da öncülük rolünü oynuyor. Bu da bize gösteriyor ki uluslararası komplocuların hesapladıkları planlar tutmadı. Rebêr Apo, görüş ve perspektifleriyle bütün oyunları boşa çıkardı.
AKP ve Türk devleti uzun yıllardır Öcalan üzerinde bir tecrit uyguluyor. Sizce bu siyaset ile PKK ve Kürt hareketinden ne gibi tavizler kopartılmak isteniliyor?
Önder Apo, 18 yıldır tecrit altında. Bu bazı durumlarda çok ağır uygulanıyor. 2013 ile 2015 yılları arasında yapılan görüşmelerde tecrit uygulanmıyordu. Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra devlet Kürt iradesine karşı başlattığı saldırıdan sonra büyük bir tecrit uygulanıyor. Bu tecrit ile Önder Apo’nun Kürtler ve kamuoyu ile ilişkisini koparmak istiyorlar. Yine Önder Apo’ya dayatmalarda bulunarak, geri adım attırmasını istiyorlar. Ancak bütün dayatmalara rağmen Önder Apo, 18 yıldır büyük bir direniş içerisinde. Önder Apo, 18 yıldır “çözüm ve barış imkanı varsa rol oynayabilirim” mesajı veriyor. Ama bu imkan yoksa devlete karşı minnet etmeyeceğini de söylüyor. Bunu pratiğiyle de göstermiştir. Onun için devlet kendi siyasetini Önder Apo’ya dayatması da mümkün değil. Bu siyaset ve konsept Türkiye’de ve Kürdistan’da sonuç olmaz. Zaten Önder Apo, hareketimiz ve halkımızın direnişiyle devlet sıkışmış durumda. Buda gösteriyor ki tekrar Önder Apo’ya mecbur kalacaklar.
KÜRT HALKI ÖNDER APO İLE KENDİSİNİ TANIDI
Öcalan hareketiniz ve Kürt halkı için ne anlam taşıyor?
Önder Apo bir grup arkadaşıyla 21 Mart 1973 Ankara Çubuk barajında başlattığı yürüyüş, 43 yıldır sürüyor. Bugün de Önder Apo, demokratik, özgürlükçü, ekolojik toplumsal bir paradigma ile öncülüğünü sürdürüyor. Sadece Kürt halkının özgürlüğünü esas almıyor, Ortadoğu’da ve dünyadaki bütün halklar için özgürlükçü ve demokratik kadın özgürlüğünü esas alan alternatif bir sistem ön görüyor.
Kısaca söyleyebiliriz; Kürt halkı, Önder Apo ile tarihini, gerçekliğini tanıdı. Bu gerçeklik üzerinde de kendisine inancı ve güveni gelişti. Bugünde bunun üzerinde özgürlük mücadelesini veriyor.
AKP Kürt sorununu çözmek istiyor mu? Bundan sonra süreç nasıl yol alır?
Türk devleti topyekûn bir savaş ile Kürtlerin kazanımlarını, varlığını ortadan kaldırmak istiyor. Bir çözüm niyetinde değil. Manevi, maddi, tarihi ve siyasi olarak Kürt halkının iradesini ortadan silmek istiyor. Bunu başaramıyorsa bile geriletme peşinde. Ortadoğu’da da bu taleplerini önünü kesme arayışında. Kürt halkına kalmak ise bütün bunlara karşı topyekûn direnişi geliştirmektir. Çünkü Önder Apo’nun özgürlüğü ve Kürtlerin geleceği için bu olmalı. Başta Kürdistan olmak üzere her tarafta halkımız direniş içerisinde olmalı.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yılda Kürt halkı uluslararası komplonun yıl dönümünde birçok yerde protesto eylemleri düzenliyor. Yine Avrupa’da başta uzun yürüyüşler olmak üzere farklı eylemler gerçekleşiyor. Biraz bundan bahseder misiniz?
Bizim için bu yıl, diğer yıllara oranla daha farklıdır. Çünkü devlet topyekûn Kürt varlığına karşı bunların başında da Önder Apo’nun üzerindeki baskı ve tecrit geliyor. Onun için 2017 halkımız ve Kürdistan halklarının kader yılıdır. Ondan dolayı halkımız bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı duygu ve mücadele ile karşılıyor. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinde halkımız eylemlerle karşılıyor. Bunun için uzun yürüyüşler düzenliyor. 1 Şubat’ta enternasyonal dostlar ve Kürt kurum temsilcileri Luksemburg’dan Strasbourg’a yürüyecekler. Diğer taraftan da Kürt gençleri öncülüğünde Almanya’dan Strasbourg’a yürüyecekler. Bunlar dışında bütün ülkelerde yürüyüş ve eylemler yapılacak. Kürt kadın hareketi, gençliği bir bütün olarak halkımız bu yıl Önder Apo’nun etrafında kenetlenecektir.
AVRUPA’DAKİ HALKIMIZ MİSYONUNU OYNAMALI
AKP Öcalan’a yönelik tecridi uyguluyor. Ancak bu siyasete karşı Kürtler de bir sessizlik söz konusu?
Türk devletinin uyguladığı şiddet insanlara yaşam hakkı bile tanımıyor. Her kim sesini çıkarıyor ve itirazda bulunuyorsa yaşamları tehlikeye giriyor. İnsanlar, öldürülüyor. Bu ortamda halk arasında zaman zaman sessizlik oluyorsa bu korku, geri adım atma ve devletin siyasetini kabul ettiği anlamına gelmiyor. Tam tersi Kürtlerin Türk devletinin özerk yönetim alanlarına yönelik katliamı ve her türlü şiddetine karşı öfkesi büyük. Sessizlikte şöyle anlaşılmalı siyasi ve demokratik bir yol, kalmamış. Devlet bütün şiddetiyle halka yönelik katliam uyguluyor. Ortam savaş ortamına dönüşmüş onun için halkta tedbirini alıyor. Onun için halkın gözü halk savunma güçlerinin direnişinde. Bunun yanında da halkta gerek ülkede olsun gerek ülke dışında olsun tepkisi ortaya koyuyor.
Bundan dolayı Avrupa’daki halkımıza büyük bir misyon düşüyor. Avrupa ve dünya halkımız eylem ve yürüyüşleriyle ülkedeki halkımızın sesi olmalı bu dönemde. Kanada, Avusturalya, Latin Amerika, Amerika, Rusya, Japonya olmak üzere halkımızın yaşadığı bütün yerlerde eylemlerde olmalı. Bu yıl uluslararası komplonun üzerinden 18 yıl geçti, 19. yılına giriyor, halkımız bu yılın her yıldan daha önemli olduğunu bilmeli. Türk devletinin hareketimizi yok etme plan ve konseptlerini boşa çıkarmalı. Devletin bu politikalarını ve sistemini yıkalım. Çözüme mecbur kılalım. Özellikle Avrupa’daki halkımız eylemler içerisinde olmalı. Erdoğan hem zülüm ediyor hem de seferberlik ilan ediyor. Bizde bu zulme karşı topyekûn seferberlik ile direniş içerisinde olmalıyız. 2017 yılını halkımızın ve Önder Apo’nun özgürlük yılını yapalım.