KONGRA-GEL Eşbaşkanı Kartal, İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen bir halk toplantısında Türk devletinin bütün imkanlarını kullanarak Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmak için her türlü yöntemi devreye soktuğunu söyledi.
ANF
STOCKHOLM
Pazar, 19 Haziran 2016, 11:52
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen bir halk toplantısında Türk devletinin bütün imkanlarını kullanarak Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmak için her türlü yöntemi devreye soktuğunu, Kürdistan'ın ilçelerini yakıp yıkığını hatırlattı ve Kürdistanlılara düşmanın saldırılarına karşı seferberlik ruhuyla mücadeleyi sahiplenmeleri çağrısında bulundu.
Türkiye ve Kürdistan'da olağanüstü gelişmeler yaşandığını, düşmanın imha düzeyindeki bir savaşı sonuca götürmek için çalışırken, tüm Kürtlerin kendilerini sorgulamaları gerektiğini ve 'her Kürdün direnişi kazanma şansımız nedir?' sorusunu kendisine sorması gerektiğini söyleyen Kartal, “Devrim her zaman önemlidir. Mücadele her zaman önemlidir. Ancak olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. İçinde bulunduğumuz durum mücadelenin son evreleridir. Eğer biz başarılı olmazsak düşman, imha ya yönelecektir ve bir daha dirilmemecesine darbe vurmayı hesaplamaktadır” dedi.
Düşmanın topyekün bir imhayı hedeflediği koşullarda Kürdistanlıların olağan dönemdeymiş gibi çalışmalarını yürütemeyeceğini, düşmanın bu saldırılarına karşı olağanüstü bir çaba göstermeleri gerektiğine vurgu yaptı.
KÜRT SORUNU DEVLETİN DENETİMİNDEN ÇIKTI
Devletin neden tüm gücünü kullanarak, şehirleri bile yıkmayı göze alacak bir yönelimin içinde olduğu sorusuna yanıt verilmesi gerektiğini belirten Kartal, “Çünkü burada devlet için en önemli olan nokta mevcut direniş mekanizmasını yok etmektir. Bugün biz ve diğer insanlar bu yönelimin esas nedeninin hendekler ve şehirdeki direnişin olmadığını çok iyi biliyoruz. Şimdiye kadar Kürt sorunu devletin kontrolünde olan bir sorundu ama artık bu sorunun devletin denetiminden çıkmış olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” şeklinde konuştu.
Kartal, yüzyıl önce Kürdistan parçalandığında dünyanın bu dizaynın ve manevranın içinde olduğunu ve yüzyıldan beri Türkiye ile ittifakını sürdürdüğünü hatırlattıktan sonra şu değerlendirmeli yaptı:
“Rojava ve Bakur'daki direnişimiz artık bölgedeki siyaset üzerinde etki yaratacak bir duruma gelmiştir. Dünya, bölgede siyaset yürütürken Kürt siyasetini göz ardı edemiyor. Bu nedenle Türk devleti Kürt Halkının Rojava ve Bakur'daki kazanımlarından son derece rahatsızdır. Gelişmelerin ve kazanımların önünü alabilmek için bedeli ne olursa olsun her türlü engeli yaratmayı göze almaktadır... Rojava için Türk devleti ABD ve AB düzeyinde pek çok girişimde bulundu. Bu güçler, Rojava'da Türk devletini devre dışı bırakmayı tercih ettiler. Bu güçlerin Türkiye'ye 'savaşla, öldürmelerle ve katliamlarla Kürt sorununu çözemezsiniz. Barışçıl bir sürece dönmek zorundasınız' telkinlerinde bulunduğunu biliyoruz. Ama Türkiye bunu her defasında reddediyor. Barış sürecinde bile yaklaşımı gerçekte barış değildi ve sorunu çözme gibi bir amacı yoktu. Barış sürecinde kazanan taraf biz olduk. Biz bundan faydalanmasını bildik. Devlet sürecin Kürtlere daha fazla yaradığını keşfettiği noktada süreci bitirdi ve yeniden savaş politikasına döndü.”
HDP DIŞINDA SAVAŞA KARŞI ÇIKACAK BİR İRADE YOK
AKP'den BBP'ye, Vatan Partisi'nden CHP'ye kadar parlamentoda temsil edilen ve edilmeyen tüm düzen partilerin ve ordunun savaş politikasından yana olduğunu, HDP'nin dışında savaşa karşı çıkacak bir iradenin bulunmadığını söyledi.
Kürt siyasal hareketinin Rojava ve Kobanê'de gösterdiği kararlı direniş ve elde ettiği başarıların Erdoğan'ı daha da yalnızlaştırdığını ve bu yalnızlığın Erdoğan'ı ülke içindeki her türlü muhalefeti ortadan kaldırmaya yönelttiğini ve Kürt Siyaseti dışında muhalefeti ortadan kaldırmayı büyük ölçüde başardığını söyledi.
Türkiye'de bir yanda Kürt hareketinin haklı mücadelesi ve direnişi, öte yanda da tüm gücü kendisinde toplamaya çalışan bir diktatörün olduğunu söyleyen Kartal, Erdoğan'ın hukuk sistemini, sivil toplum örgütlerini büyük oranda ortadan kaldırdığını ve susturduğunu, sermayeyi korkutarak sindirdiğini ve böylelikle tüm gücü kendisinde topladığını dile getirdi.
Erdoğan'ın Kürt halkına yönelik uygulamalarının aynısını Güney Kürdistan'da Barzani'nin yürürlüğe koyduğuna dikkat çeken Kartal, KDP'nin kendi gücüne güvenme yerine bölge ülkeleri; Türkiye, İran, Irak yönetimine dayanarak kendini yaşatmaya çalıştığını, ancak Ortadoğu'da Kürt sorunu ve siyasetinin yeni bir aşamaya geldiğini ifade ettikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü:
MUAZZAM BİR FEDAKARLIK VE BAŞARI SÖZKONUSU
“Kürdistan'da müthiş bir direniş var. Bunu gören herkes büyük bir heyecan duyuyor ve duymalıdır. Çünkü muazzam bir fedakarlık ve başarı söz konusu. Özgürlük yakındır. Bunu görür ve buna inanırsak çalışmalarımızı daha üst düzeye çıkarabiliriz. Dönemin beklentilerine cevap verebilecek bir çalışma temposu tutturursak, önce kendimizden başlar ve sorumluluklarımızı yerine getirirsek başarmamamız hiç bir neden yoktur. Biz, dönemin önümüze koyacağı tüm sorunları çözmek ve ihtiyaçlarına cevap vermek için her türlü hazırlığımızı yaptık. Biz eğer bu süreçte kazanmazsak önümüzdeki mücadele süreci daha da uzayacaktır. Bundan dolayı bu dönemde mücadele tempomuzu çok daha ileri bir noktaya taşınmalıyız.”
Kartal, güçlü bir muhalefetin örgütlenmesi halinde yalnızlaşmış Erdoğan'ın daha da yalnızlaşacağını, ordunun bile savaş siyasetini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını ve başarı halinde tüm Ortadoğu'da değişimler olacağını değerlendirmesini yaptı ve tüm Kürdistanlılar ve dostlarına mücadeleye seferberlik ruhuyla sarılmaları çağrısında bulundu.