Ankara 10 Ekim Katlim davasında 17’si tutuklu 36 DAİŞ sanığının yargılandığı dava 5’inci gününde devam ediyor. Katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, müşteki avukatları, siyasi partilerden milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ile birçok yurttaş davayı izliyor.
İfade sırası Hüseyin Tunç ile sürüyor. DAİŞ’çi Tunç’un savunmasına geçmeden önce avukatı Orhan Şahin diğer sanıkların da duruşmada hazır bulunmasını istedi. Müşteki avukatları da buna itiraz ederek, sanıkların bir suç örgütü olduğunu belirterek, birbirlerinden uzak tutulmasını istedi. Mahkeme heyeti diğer sanıkların alınmamasını, Suphi Alpfidan'ın diğer sanıklar karşısında konuşamaması olduğunu ifade ederek, aslında sanıkların duruşmada bulunmaya hakkı olduğunu ve sanıklarını alabileceğini söyledi. Ardından daha önce ifadesi alınan tutuklu sanıklar duruşma salonuna alındı.
Orhan Şahin, Evrensel gazetesinin belli bir bölgeden kendisinin fotoğraflarıhı çektiği ve "O kişiyi bulacağım" diyerek polisin önlem alınmasını istedi. Bunun üzerine aileler “Bizi tehdit mi ediyorsun?" şeklinde tepki gösterdi ve tartışma yaşandı.
Bunun üzerine mahkeme heyeti başkanı, fotoğraf, video ve ses alanların tespiti halinde cezai işlem yapacağını söyledi.
Mağdur ailelerin avukatlarından Nuray Özdoğan söz alarak, salonun duruşmanın başlangıcından bu yana büyük bir olgunluk gösterdiğini, asıl olarak DAİŞ’çilerin avukatlarından Orhan Şahin'in sürekli provokasyon yaptığını ifade etti.
Tartışmaların ardından katil Hüseyin Tunç savunmasını yazılı olarak mahkemeye vermek istedi. Bunun üzerine müdafi avukatları, Tunç'un savunmasının okumasını ve ne yazıldığını bilmek istedikleri talebinde bulundu.
Katil Hüseyin Tunç’un yaklaşık 3 hafta önce savunmasını yazılı olarak gönderdiğini söylemesi üzerine Tunç'un gönderdiği ifade okudu. Savcı, Yakup şahin ile irtibatlı olduğu ve nakliyeci Hüseyin Tunç ile Birecik'te 1.5 ton gübreyi alarak Nizip' e getirdiği ve bunu da İbrahim Halil Durgun'un Tunç'u referans verdiği okundu. Ayrıca, İddianamede çıkan dijital belgelerde "Hüseyin gübreyi aldı, araba örgüte ait" denildi.
Daha sonra avukatların sorularına cevap veren katil Tunç, kendi mahallesinden Durgun'u tanıdığını, yine Yakup Şahin'i de bir kaç mahalle uzaktan tanıdığını söyledi. Kendisine gübre taşıyacaklarını kendisinin de nakliyeci olduğu için işi kabul ettiğini ileri sürdü. Tunç, gübreyi aldıklarında gübrenin amonyum nitrat olduğunu bildiğini savundu.
Savcılık ifadesinde Genç Vahitler Derneği'ne gittiğini belirten Tunç, mahkemede bunu reddetti. Savcılık ifadesindeki "Yunus Durmaz'ı Genç Ensar ve Genç Müvahhidler Derneği'nde gördüm" ifadelerini de kabul etmedi.
Tunç, mahkemede yer alan sanıkları tanımadığını ileri sürerek, belirtilen depolara malzeme götürmediğini genelde bir yerden alıp bir eve götürdüğünü söyledi. Arabasının örgüte ait olmadığını savunan Tunç, dijital belgelerde yer alan "580 dolar ödeme yapıldı" ifadesini de reddetti.
Ebu Hüseyin kod adının kendisine ait olmadığını da ileri süren Tunç, kullandığı telefon hattının dışında başka bir hattının olmadığını söyledi.
Hakim'in daha önce savcılıkta Tunç'un verdiği ifade de Suriye'ye gittiği ve Ahrur Şam adlı örgüte katıldığını ve silahlı eğitim aldığını hatırlatınca, Tunç, ifadesini hatırlamadığını söyleyerek çelişkili ifade verdi.
Katil Tunç'un avukatı Orhan Şahin, müvekkilinin gübreyi sadece Birecik'ten alıp Nizip'e getirdiğini başka da bir şey yapmadığını ve Tunç'un eğer örgüt üyesi olması durumunda nakliyeyi Ankara'ya kadar getirebileceğini savundu.
Avukat Şahin ayrıca "İŞİD madem terör örgütü neden Bağdadi hakkında herhangi bir yerde yakalama kararı çıkarılmadı?" diyerek AKP politikalarını hatırlattı. Şahin, emniyetin daha öncesinde bu tarz olaylar için belli kişileri torbaya koyduğu ve rastgele kurban ettiğini ileri sürdü. Şahin, müvekkillerine anket tipi sorular sorularak ve yaşam tarzları nedeniyle psikolojik baskı kurulduğunu savunarak, müvekkillinin serbest bırakılmasını istedi.
Şahin ayrıca 10 Ekim Derneği ve EMEP dışında başta CHP olmak üzere diğer siyasi partilerin müdahilliklerinin reddini istedi.
ŞERİAT KURALLARINI UYGULAYALIM
Ardından müşteki avukatların sorularına cevap vermeye devam eden Tunç, tüm soruları "Cevap vermek istemiyorum" diyerek konuşmadı. Sanık avukatı Orhan Şahin, sık sık müvekkilinin konuşmamasını sürekli telkin edince mağdur aileleri tepki gösterdi. Bunun üzerine Şahin, "O zaman kısa kıssa yapalım, şeriat kurallarını uygulayalım" dedi. Şahin, iddianameden olan sorulardan birine kendisinin cevap vermek istediği belirtince mağdur avukatları tepki gösterdi.. Avukatlar mahkeme heyetine de "Sürekli müşteki tarafına baskı kuruyorsun" diye tepki gösterdi.
‘DAİŞ TÜRKİYE İÇİN TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL’
Sanık avukat Orhan Şahin'in müvekkilinin Suriye'ye gittiği zamanda DAİŞ’in resmi olarak Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilmediğini söyleyince ailelerden biri "Canımız yanıyor, terör örgütü DAİŞ’i savunmasın" dedi. Bunun üzerine katil Orhan Şahin ailelerden birine "Sen provokatör müsün ki her defasında ortaya çıkıyorsun" dedi. Bunu üzerine aileler tepki gösterdi ve katillerin bulunduğu sıralara doğru pet şişe fırlatıldı. Bunun üzerine mahkeme katilleri salondan dışarı çıkardı.
Mahkeme heyeti duruşmaya yeniden yarım saat ara verdi.