Katliam tanığı: 19 Aralık dönemi gibi, cezaevleri hedef haline getirildi

19 Aralık Cezaevi Katliamı'nın tanığı ve ölüm orucu gazisi Nihat Göktaş, katliamın yıldönümünde, cezaevlerinin iktidar tarafından hedef haline getirildiğine dikkat çekti.

Nihat Göktaş, 30 tutsağın katledildiği 19 Aralık 2000 Cezaevi Katliamı'na Bursa E Tipi Cezaevi'nde tanık olanlardan. Operasyonla Sincan F Tipi Cezaevi'ne götürüldü, açlık grevini ölüm orucuna çevirdi. Cezaevinden tahliye edildiğinde tek başına yaşamını idame ettiremeyecek haldeydi. Tedavi ve dayanışma ile artık yaşamını tek başına idame ettirebilir hale geldi. 

Şimdi Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nde çalışma yürütüyor. 

Katliamın üzerinden 16 yıl geçti. Göktaş, yüzlerce kez tanıklığını paylaştı. 16 yıl sonra o geceden kalanları anlatırken, "Bir savaş ortamı"ydı dedi ve ekledi: Sabaha karşı geldiler. Savaşa gider gibi silahlar, gaz bombalarıyla. 'Devrimci tutsaklar teslim alınamaz' sloganını attığımızda atış yağmur gibi başladı. Silahlar yetmemiş gibi, kimyasal maddeler attılar. Küçücük bir yere yağmur gibi attılar. Nefes alamadık, gözümüzü açamadık. Kendimizi bir anda açık, fiili bir savaşın içinde bulduk. Bizler ise savunmasızdık."

Katliamın amacının devrimcilerin iradesini teslim amacı taşıdığının altını çizen Göktaş, "Bedenlerimiz aslında ellerindeydi. Cezaevindeydik ve savunmasızdık. Buna rağmen 'Teslim olun' demelerinin tek amacı vardı, irademizi, politik kimliğimizi teslim almak istiyorlardı" dedi.

Göktaş'ın o geceye dair hafızasından çıkmayan görüntülerden biri de Ali İhsan Özkan ve Murat Özdemir'in yaşamını yitirmesi. "Yanı başımızda öldürüldüler" diye konuştu ve ekledi: "Silahları yetmemiş gibi, diri diri yaktılar."

19 Aralık operasyonu, devlet yetkililerinin iddiasına göre, ölüm orucuna son vermek için yapılmıştı ve adına bu nedenle "Hayata Dönüş" denilmişti.

İRADEMİZİ TESLİM ALAMADILAR

Ancak, açlık grevi ve ölüm oruçları bitmediği gibi, yeni katılımlarla devam etti. Cezaevi dışında da devam eden ölüm oruçlarında 124 kişi yaşamını yitirdi, 600 kişi de wernicke korsakoff olarak bilinen hastalığa yakalandı, sakat kaldı. 

Nihat Göktaş, operasyonun sonuçlarını hatırlattı, "Açlık grevine zorla sokuyorlar' diye propaganda yapıyorlardı. Böyle olmadığı görüldü. Atıldığımız, tek başına tutulduğumuz hücrelerde, ideallerimiz ve insanlık için eylemlerimize devam ettik. Vazgeçmemek devlete en büyük yanıt oldu. İrademizi teslim alamadılar" dedi.

İlan edilen OHAL ile birlikte cezaevlerindeki hak ihlalleri ve baskılar artarken, cezaevleri hedef haline de getirildi.

CEZAEVLERİNİ HEDEF HALİNE GETİRDİLER

Göktaş, bugün hükümet yetkililerinden açıklamalar ile 16 yıl önce operasyon öncesinde gelen açıklamalar arasında benzerlik kuruyor. 19 Aralık operasyonu öncesinde "IMF politikalarının hayata geçirilmesi için hapishanelerin hizaya getirilmesi gerekiyor" şeklinde gelen açıklamaları hatırlatan Göktaş, "Toplumun en duyarlı kesimlerini bugün olduğu gibi zindanlara koymuşlardı. Cezaevleri güncel gelişmelere en hızlı tepkiyi veren yerlerdi. Açıklamaları ile cezaevlerini hedef haline getirdiler, ardında 19 Aralık katliamını yaptılar" dedi. 

AKP İzmir milletvekili Hüseyin Kocabıyık'ın "Devlet büyüklerine bir suikast halinde millet cezaevlerini basacak ve tüm Fetöcüleri ve PKK’lıları asacak. Halk Arasında konuşulan bu" şeklindeki sosyal medya mesajını hatırlatan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Cezaevlerinden tweet atılıyor" açıklamasına dikkat çekti ve ekledi: "Üç cezaevine uçaksavar yerleştirdikleri kamuoyuna yansıdı. Tüm bunlar cezaevlerine bir saldırının devletin gündeminde olduğunu gösteriyor."

AİLELERİN ENDİŞELERİ ARTIYOR

Söz konusu açıklamaların ailelerin endişelerini artırdığını söyleyen Nihat Göktaş, cezaevlerinde yaşanan ihlallere dikkat çekmek ve kamuoyunda duyarlılık oluşturmak için cezaevlerinin önlerinde açıklamalar yaptıklarını hatırlattı. 

19 Aralık katliamının yıl dönümünde giderken demokratik kamuoyuna, cezaevleri konusunda duyarlı olma çağrısı yapan Göktaş, tutuklu aileleri ve insan hakları örgütlerinin, demokratik kurumların ortak hareket etmek gerektiğini belirtti.

Bu yıl yapılacak etkinliklerde ortaklığı sağladıklarını anlatan Göktaş, "19 Aralık katliamı sırasında 'o tutuklu', 'bu tutuklu' diye ayrım yapmadan, katlettiler. Bunu unutmayalım ve ortak, birlikte hareket edelim" dedi.