Kaya: Bir gün herkes hesap verecek

Ölüm orucundaki avukatlar için AYM’ye yapılan tedbir talepli başvurunun kabul edilmemesinin protesto edildiği Sadi Konuk Hastanesi önünde konuşan HDP’li Kaya, “Bir gün herkes yaptığı haksızlığının, adaletsizliğin, zulümlerinin hesabını verecek” dedi.

HDP ve CHP milletvekilleri ölüm orucundaki Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde yapılan adalet nöbette katıldı. Eylemde, avukatların ve kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren basın emekçisi Necdet Özsaygın’ın fotoğrafları ile “Adalet sağlansın Ebru ve Aytaç yaşasın” yazılı pankart açıldı.

DENİZ: BİR EBRU, BİR AYTAÇ KOLAY YETİŞMİYOR

Eylemde ilk konuşmayı yapan Avukat Ebru Timtik’in dayısı Yıldırım Deniz, yeğeninin 15 gündür hastanede, hapishanede koşullarında tutulduğunu hatırlattı. Yeğeninin günbegün eridiğini belirten Deniz, “Yeğinim günden güne ölüme yaklaşıyor, giderek eriyor. Biz çocuklarımızın yaşamasını istiyoruz. Yalancı tanıklarla çocuklarımızı yıllarca hapsettiler ve o yalancı tanıklara karşı çocuklarımız bedenlerini ölüme yatırdı. Biz çocuklarımızın yaşamasını istiyoruz; bir Ebru, bir Aytaç kolay yetişmiyor. Çocuklarımızın bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz” dedi.

BİR ÖLÜM FERMANI DA AYM’DEN

Ölüm orucundaki Avukat Aytaç Ünsal’ın avukat eşi Didem Baydar Ünsal, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) tedbir talepli yaptıkları başvurunun kabul edilmediğini aktardı. Ünsal, şunları belirtti: "Anayasa Mahkemesi bugün onların hastanede tedavi altında olduklarını iddia ederek, hastane koşullarının da yetersizliğine ilişkin bir iddiamız olmadığını belirterek, onlar hakkında bir tedbir kararı vermeye gerek yok dedi. Bugün verdikleri karar onların ölüm fermanı, bu ülkede adaletsizliği yaratanlar, adaletsizliği sürdürmekte ayak direyenler Aytaç ve Ebru'nun günbegün ölmesine göz yumuyorlar. Yargıtay dosya önüne geldiğinden beri en az üç aydır bu kararı vermiyor neden, kararı ne zaman vereceğini neden açıklamıyor, neden Aytaç ve Ebru hakkında, sağlık durumlarına ilişkin bir karar vermiyor?"

‘HASTANELERDE ONLARIN DİRENCİNİ DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik'in hastanede mahkum koğuşunda tutulduklarını belirten Ünsal, şöyle devam etti: “Dr. Sadi Konuk Hastanesi'nde çalışmakta olan doktor ve hemşirelere her ne söylendiyse, Ebru'ya kötü muamelede bulunuyorlar. Her gün gelip 225 gündür ölüm orucunda olan insana ekmek gösterip, 'sen ekmek yiyecek misin bugün' demek nedir? Burası bir pandemi hastanesi ve 10 tane jandarma postalları ile kapıda bekliyor, içeriye girip çıkıyorlar ve Ebru ve Aytaç enfeksiyon riski altında. Ebru'nun ihtiyaçlarını, giysi götürdüğümüzde ya da herhangi bir şey, 24 saat bekletiliyor ancak tuz, şeker paketi açarak, plastik bir bardakta açık bir şekilde veriyorlar. Aytaç ve Ebru'yu zorla müdahale edebilmek için, onların direncini düşürmeye çalışıyorlar, bugün gelen Anayasa Mahkemesi kararı da bunu destekler nitelikte. Zorla müdahalenin zeminini hazırlıyorlar, zorla müdahale ettirmeyeceğiz, onları sakat bırakmalarına, öldürmelerine İzin vermeyeceğiz.”

Ünsal son olarak, sadece avukatlar için değil adil yargılanma hakkı için de mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.

KAYA: LİME LİME DÖKÜLMÜŞ BİR İKTİDAR ZİHNİYETİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ

HDP Milletvekili Hüda Kaya, bugün bir kez daha adil yargılanma hakkı sebebiyle, gençler yaşamdan kopmasın diye burada çığlıklarını duyurmaya geldiklerini vurguladı. Adaletin ve vicdanın katledildiği böyle bir iktidar döneminde artık gençlerin adil yargılama talebiyle yaşamını yitirmemesin diye çığlık atmak istemediklerini ifade eden Kaya, “Neresinden tutarsak tutalım, lime lime dökülmüş bir zihniyetle, bir yönetimle, bir iktidarla karşı karşıyayız. Adaletsizlik her yerde. İnsanlar geçmedikleri yolun cezasını çekiyorlar, inşalar olmayan gizli tanıkların veya var olan gizli tanıkların olmayan olayların iftiralarıyla, linçleriyle, sahtekarlıklarıyla bizim canlarımız içeride bedel ödemeye devam ediyorlar” diye konuştu.

HERKES YAPTIĞI ZULÜMLERİN HESABINI VERECEK

Kaya, insanların sadece barış olsun diye, özgürlük dedikleri diye yıllardır zindanlarda bedel ödediklerine dikkat çekti. Bugün açıklama yaptıkları yerin zindan değil hastane olduğunu hatırlatan Kaya, şöyle konuştu: “Sanmayın ki bu adaletsizlikle kendi var eden zihniyet hep böyle devam edecek. Siz sanmayın ki sırtınızı bu zalimlere dayayarak bu devran hep böyle devam edecek. Bakın bittiler, tükendiler. Bu zalimin, bu saltanatın sonu geldi ve yaptıkları bütün haksızlıklar, verdikleri bütün adaletsiz kararlar, yaptıkları bütün insanlık dışı suçlar yarın hepsinin yargılanmasının yolunu açacak. Hepsi bunun hesabını verecek. Sanmayın ki bu şımarıklıkla, bu kibirle, bu saray kafasıyla, bu Yezit kafasıyla hep düdük ötürecekler. Hangi meslekten olursanız olun, hangi mevki, makamda olursanız olun insanlık suça bulaşanlar, adaletsiz emirleri, adaletsizce yerine getirenler ve kendilerinin sorgulanmayacağını zannedenler sanmasınlar ki yarınlar gelmeyecek. Herkes bir gün yaptığı haksızlığının, adaletsizliğin, zulümlerin tek tek hesabını verecek.”

ŞEKER’DEN YARGITAY’A ÇAĞRI: BİR AN ÖNCE BU YANLIŞ KARARI DÜZELTİN

CHP Milletvekili Ali Şeker ise, iftiracı tanıkların üzerinden olmayan olaylar ve kumpas davaları üzerinden insanların yargılanıp, hüküm giydiğini hatırlatarak, Yargıtay’a şöyle seslendi: “Bir an önce bu kumpas, bu iftira davaları üzerine kurulan yanlış kararları düzeltin. İnsanlar adalete aç.”

ÇHD İstanbul Şube yöneticisi Çiğdem Akbulut da Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları tedbir talepli başvurunun kabul edilmediğine dikkat çekti.

‘AVUKATLARIN YAŞAMASI LAZIM’

TAYAD adına söz alan İsmail Kara, avukatların bir deri bir kemik kaldığını belirterek “Avukatların talepleri çok basittir arkadaşlar. Ne istiyorlar? Adil yargılanma hakkını istiyorlar. Bu talebini Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı çok basit bir şekilde çözebilirler. Bu insanların yaşaması lazım; bu insanlar ölmek değil yaşamak istiyorlar. Talepleri derhal kabul edilsin” diye konuştu.

‘AVUKATLARIN SESİ VE EYLEMİ 83 MİLYONUN SESİ VE EYLEMİDİR!’

HDP Bakırköy İlçe Eşbaşkanı Ferdi Yamar ise ATK raporuna göre avukatların derhal tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı. “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararını kınayan Yamar, bu ucube kararı tanımadıklarını ve derhal kaldırılmasını talep ettiklerini belirtti.

Yamar, yargının bu kadar siyasallaştığı, anayasal haklara bu kadar saldırı olduğu, işkencenin bu kadar aleni yaşandığı, yoksulluğun ve işsizliğin bu kadar yoğun olduğu ülkenin açık bir cezaevine farksız olduğunu kaydetti. Ebru ve Aytaç’ın eylemi ve sesi aynı zamanda 83 milyonun sesi ve eylemi olduğunu vurgulayan Yamar, “Ebru ve Aytaç’ın eylemi bir adalet, namus, şeref mücadelesidir” dedi.

Eylem sloganlar eşliğinde sona erdi.