PKK’li ve PAJK’lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Türk devletinin Kürdistan’da uyguladığı topyekün saldırı konseptinin en temel politikasından birinin de zindan politikası olduğunu belirtti. Zindanlarda uygulanan bu inkar ve imha siyasetine karşı duracaklarını kaydeden Kaya, “Hiçbir konuda siyasi kimliğimizden ödün vermeyeceğimizi bilinmesini isteriz” dedi.

PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına yazılı bir açıklama yapan Deniz Kaya, AKP devletinin Temmuz 2015’ten itibaren topyekün bir şekilde devreye koyduğu Kürt soykırım planının her geçen gün yeni boyutlar kazanarak devam ettiğini belirtti. Başta Cizre, Sur, Nusaybin olmak üzere Kürt halkının geliştirdiği tarihi öz yönetim direnişlerinin, yine gerillanın devrimci hamlesiyle adeta psikolojik çöküntü yaşayan AKP devletinin vahşet ve yönelimlerinde sınır tanımadığını kaydeden Kaya, “Kendi içindeki çöküntüyle ordunun, polis gücünün yaşadığı yenilgiyle ne yapacağını bilemez hale gelen devlet; halkımıza karşı her alanda saldırmakta, açık infazlar gerçekleştirmektedir. Topyekün saldırı konseptinin en temel ayaklarından biri de zindan politikası olmaktadır” dedi.

AKP’nin sürgün, işkence, baskı politikalarını derinleştirerek, her türlü insanlık dışı uygulamalarından geri durmadığını da ifade eden Kaya açıklamasında şunlara dikkat çekti: “Soykırımcı olan AKP devlet dışarıda infaz edemediğini tutuklayarak, zindanlarda onursuzluğu, tarafsızlığı dayatarak tasfiye etmeyi amaçlıyor.

Sürgünler sırasında uygulanan işkenceler, tutsaklara cezaevleri girişinde dayatılan itirafçılık, bağımsızlaştırma politikası, çıplak arama, hükümlü kimliği taşıma zorunluluğu, çift kelepçe uygulaması gibi dayatmalar; biz siyasi tutsakların kimliğine yönelik saldırı anlamına gelmektedir.

Ameliyat sırasında Rızgar Turan arkadaşımızın göğsüne bayrak yapıştırılması, kolları olmayan ve zindanda kalamaz raporu olmasına rağmen hücreye atılan Ergin Aktaş arkadaşımız ve buna benzer birçok olumsuz örnek, bu uygulamaların vahşet düzeyini ortaya serilmemektedir.

Zindanlarda uygulanan bu inkar ve imha siyasetine karşı duracağımızı ve hiçbir konuda siyasi kimliğimizden ödün vermeyeceğimizi bilinmesini isteriz.

Faşist AKP iktidarının hiçbir yasa ve hukukla bağdaşmayan uygulamalarına karşı tüm yerel ve uluslararası kurum-kuruluşları sessiz kalmamalıdır. Bizler tüm demokratik kuruluşları bu imha politikalarına karşı birlikte mücadele vermeye çağırıyoruz.

Zindan politikalarına karşı 14 Temmuz’a kadar CPT, Af Örgütü, Adalet Bakanlığı, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, TTB, Bölge hukuk barolarına başvuru ve suç duyurularında bulunacağız. Ailelerimiz de AKP iktidarının bu politikalarına sessiz kalmamalı zindandaki tüm tutsaklar için bu süreçte başvuru ve suç duyurusunda bulunmalıdır. Bilinmelidir ki, zindanlardaki bu uygulamalara karşı biz PKK’li ve PAJK’lı tüm tutsaklar olarak bu inkar politikalarına karşı direnişimizi en yüksek mertebede yürüteceğiz. Kemallerin, Saraların ve Semaların yolunda özgürlük bayrağını sürekli dalgalandıracağız.”