GÖRÜNTÜLÜ

KCDK-E Eşbaşkanı Koç: Öcalan Kürtlerin kırmızı çizgisidir

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için eylemler sürdürülürken KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç, “Başkan Apo Kürtlerin kırmızı çizgisidir. Milyonlarca insan Öcalan’ın özgürlüğünü istiyor” dedi.

İmralı adasında 17 yıldır tecrit altında tutulan ve 4 Nisan 2015 yılından bu yana da kendisinden haber alınmayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyen Avrupa’daki Kürt kurumları kampanya başlattı. “Öcalan’a özgürlük” talebiyle Avrupa’nın birçok kentinde eylemler yapan Kürtler, Avrupa Konseyi (AK) ve İşkence Önleme Komitesi’nin (CPT) devreye girmesini istiyor.

Bu kampanya ve eylemleri örgütleyen Avrupa’daki Kürtlerin en büyük çatı örgütü olan Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Yüksel Koç, kampanyaya ilişkin ANF’ye konuştu. Koç, Öcalan’ın Kürtlerin kırmızı çizgisi olduğunu belirterek,” Ortadoğu’nun barışı için Başkan Apo’nun özgürlüğüne kavuşması gerekiyor” diye vurguladı.

‘MİLYONLARCA İNSAN ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYOR’

Yüksel Koç, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile en son görüşmenin 4 Nisan 2015 yılında yapıldığını hatırlatarak, “O tarihten bu yana kendisiyle hiç bir şekilde haber alınmıyor. Ne ailesi, avukatları ve daha önce görüşen heyetler görüştürülmüyor. Bütün dünya biliyor ki Başkan Apo bizim kırmızı çizgimizdir. Bütün dünya ve Türk egemen sistemi de bunu biliyor. Ve Kürt halkı Başkan Apo’nun özgürlüğünü, kendi özgürlüğüyle eşit derecede görüyor. Yine 10 milyon insan, noter tasdikli imza toplayarak, ‘Başkan Apo benim irademdir’ diyerek hem Avrupa Konseyi’ne hem de CPT’ye imzalar vermiştir. Biz bu yıl başlattığımız kampanyanın taleplerinden biri de 10 milyon insan hem cevap bekliyor hem de Başkan Apo’nun özgürlüğünü istiyor” dedi.

‘İMRALI’DAKİ TECRİTTEN AVRUPA SORUMLU’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecritten Avrupa kurumlarını sorumlu tutan Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başta Avrupa Konseyi olmak üzere bütün Avrupa kurumları baş sorumlulardır. Çünkü İmralı sistemi Türkiye’nin tek başına geliştirdiği bir sistem değil. İmralı sistemi uluslararası komployu geliştirenlerin geliştirdiği bir işkence sistemdir. Başkan Apo, 17 yıldır orada büyük bir direniş ile bu süreci götürdü. Bu süreç boyunca hem Kürt özgürlük hareketi hem de Ortadoğu halkların özgür ve eşit gelişim için bütün yol yöntemi ortaya koyan proje geliştiren tek lider. Şu anda Ortadoğu’da Rojava sistemini her kes tarafından kabul gören bir sistemdir. Bunun yaratıcısı da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır. Uluslararası kurumlar, riyakarlıklarını ve sahtekarlıklarını bir kenara bırakıp harekete geçmeleri gerekiyor. “

‘ABDULLAH ÖCALAN ÖZGÜR OLMALI’

KCDK-E Eşbaşkanı Koç devamla şunları söyledi: “Bütün dünya biliyor; Başkan Apo uluslararası komplo ile kaçırıldığında yüzlerce kişi etten bir çember örmeye çalıştı. Dünya tarihinde görülmemiş bir örnekle yüzlerce insan bedenini ateşe verdi. Kürt halkının en hassas olduğu nokta, Başkan Apo’nun yaşamı ve özgürlüğüdür. 4 Nisan 2015 yılından bu yana kendisiyle görüşülmemiştir. Sadece Kürtlerin eylemi sonucunda CPT kendisiyle görüştüğüne dair bir açıklama yaptı. O görüşmenin içeriğinden de haberimiz yok. CPT bu görüşmenin bu görüşmenin içeriğini Kürt kamuoyuyla paylaşması gerekiyor. AK’de son yayınladığı raporda Kürt sorunu çözümü için tekrar müzakerelere dönülmesi gerektiğini belirtiyor. Eğen AK ve uluslararası kurumlar, Kürt sorunun çözümü için müzakerelerinin tekrardan devam etmesini talep ediyorsa ve samimiyseler riyakar ve sahtekar değilseler ilk önce baş müzakerecinin özgür olması gerekiyor. Nasıl ki Güney Afrika sorunu çözülürken baş müzakereci sayın Mandela özgür koşullarda yürüttüyse, Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’da özgür olmadan bu sürecin eşit koşullarda diyalogla yürütülmesi mümkün değildir. Bunun için uluslararası güçler üzerlerine düşeni yapması gerekiyor. Eğer Ortadoğu’da kalıcı bir barışın olunması isteniyorsa bu paradigmanın sahibi Başkan Apo’nun özgürlüğü olması gerekiyor. Başkan Apo’nun özgürlüğü sadece Kürt halkının özgürlüğü ya da Türkiye’nin demokratikleşmesi anlamına geliyor. Aynı zamanda Ortadoğu’ya da barışın gelmesi demek.”

Ortadoğu’da şimdiye kadar kimlikler ve inançlar çatıştırılarak, kan gölüne çevrilmiştir. Buna tek alternatif sunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik federal sistem projesidir” şeklinde konuştu.

‘AVRUPA’NIN BÜTÜN KENTLERİNDE EYLEMLER OLACAK’

Koç, yürüttükleri kampanyanın takvimini ise şöyle açıkladı:” 9-19 Haziran tarihlerinde KCDK-E kongresi yapıldı. Bu kongrede hem geçen yılın değerlendirilmesi tartışıldı hem de önümüzdeki bir yılın planlaması oluşturuldu. Bundan dolayı kongremizde bir hamlesel çıkış kararı aldık. Buda Başkan Apo’nun özürlüğü Kürt halkını özgürlüğüdür. Kongrede çıkan kararda Başta KCDK-E eşbaşkanları olmak üzere bütün toplum merkezlerinin eşbaşkanları ve inanç kurumları ve bünyesinde bütün kurumların temsilcileriyle 19-20 Haziran tarihlerinde nöbet eylemini devir alarak bir eylem startını verdik. Aslında bu aynı zamanda hem’ Öcalan özgürlük’ eyleminin 4’ncü yıl dönümünü karşılama hem de bu yılki eylem ve etkinliklerin de startıydı. Ardından da bütün Avrupa ülkelerinde 10 günlük çadır eylemleri yapıldı. Bu haftada 1 Temmuz’dan 15 Temmuz’a kadar başta başkan Apo sahiplenme ve öz yönetimleri sahiplenme amacıyla bütün kentlerde akşam sokağa çıkma eylemleri yapılacak. Bu eylemlere bütün toplum merkezlerimiz komisyonlarla yapacakları tartışmalarla eylemlerini daha zenginleştirerek, gerçekleştirecekler. Şuana kadar bize gelen bilgilere göre arkadaşlarımız aynı şehirde semt semt eylem yapma kararı almışlar. Örneğin, Berlin, Viyana, Paris gibi semtlerde her gün bir semtte bu eylemlerini devam ettirecekler. 15 Temmuz ile 15 Ağustos arasında ise Başkan Apo’ya özgürlük şiarıyla bütün ülke başkentlerde ve Almanya’nın eyalet başkentlerinde y ürüyüşler yapılacak. Bu tür eylemler yıl boyunca devam edecektir.”

...