KCDK-E, tecrit kaldırılana kadar kesintisiz eyleme çağırdı

KCDK-E, darbe girişiminin ardından Öcalan'ın durumuyla ilgili kaygıların arttığına dikkati çekerek, derhal tecridin kaldırılmasını ve İmralı'ya ziyaretlerin yapılmasını istedi. KCDK-E, Kürtleri ve dostlarını da kesintisiz eyleme çağırdı.

Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E), Türkiye'deki darbe girişiminin ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumuna ilişkin kaygıların arttığını belirterek, tecridin derhal kaldırılmasını istedi.

Yazılı açıklama yapan KCDK-E, "Başkan Abdullah Öcalan nasıl ki Erdoğan ve onun oluşturduğu savaş kabinesinin hedefinde yer almışsa, aynı biçimde madalyonun öteki yüzü olan darbe girişiminde bulunan askerlerin de hedefleri arasında yer almıştır. Herkes çok iyi biliyor ki, PKK ve Başkan Abdullah Öcalan’ın hem diktatörlüğe, hem faşizme, hem de askeri darbelere karşı duruşu net olan bir önderlik gerçeğine sahiptir" dedi.

'HÜKÜMETİN YAKLAŞIMI TATMİN EDİCİ DEĞİL'

Darbe girişiminin ardından Öcalan’dan herhangi bir haber alınamadığına vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan ve hala ne olacağı bilinmeyen bu kritik süreçte Başkan Abdullah Öcalan’ın durumunun Kürdistan halkı açısından temel endişe konusu olduğu aşikardır. Bu endişe, ailesi ve hareketi olduğu kadar, Kürt halkı ve kamuoyu açısından da oldukça yüksek bir düzeye varmış bulunmaktadır. Ancak buna rağmen Erdoğan’ın, hükümetin ve devletin diğer yetkili kesimlerinin yaklaşımı, Kürt halkının bu derin kaygı ve endişesini giderecek durumda değildir.

Yapılan kimi resmi olmayan açıklamalar da var olan kaygıyı daha da derinleştirmiş, hükümetin duyarsız ve Adalet Bakanı'nın da inandırıcı olmayan açıklaması Kürt halkını tatmin etmediği gibi, görüşme taleplerinin ısrarla reddedilmesi de bu kaygı ve endişeleri daha da derinleştirilmiştir.

'AİLE, AVUKATLAR VE HEYETLE GÖRÜŞEBİLMELİ'

Hükümetin, bakanların, kabinenin, adalet bakanın ve devletin sorumluluğu gereği, Kürt halkının taşımış olduğu derin endişeyi giderme temelinde, bir an önce Başkan Abdullah Öcalan ailesi, avukatları ve barış heyeti ile görüştürülmelidir.

Baştan beri Başkan Abdullah Öcalan’ın konumunu hareketine ve Kürt halkına karşı bir şantaj aracı olarak kullanmaya çalışan AKP hükümeti önce barış sürecini sonlandırmış, sonra tecrit politikasını devreye sokmuş, ardından da Kürdistan’ı yakıp yıkma stratejisini geliştirmiştir. Son bir yıllık katı tecrit politikası ve 15 Temmuz’dan sonra derinleşen kaos ve bunalım ortamında yaşanan gelişmeler hem Kürt halkını, hem de bizleri son derece kaygılandırmıştır."

HALKA ÇAĞRI

KCDK-E, açıklamasının sonunda Kürt halkı ve dostlarını da tecride son verilene kadar kesintisiz ve süresiz bir eylem ve etkinlik sürecine girmeye çağırdı.