KCK: ‘Bê Serok Jîyan Nabe’ sloganı ile mücadele yükseltilecek
KCK: Hareketimiz ve halkımız Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda haber almadığı müddetçe ‘Bê Serok Jîyan Nabe!’ sloganıyla mücadelesini yükseltecek.
KCK: Hareketimiz ve halkımız Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda haber almadığı müddetçe ‘Bê Serok Jîyan Nabe!’ sloganıyla mücadelesini yükseltecek.
KCK: Hareketimiz ve halkımız Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda haber almadığı müddetçe ‘Bê Serok Jîyan Nabe!’ sloganıyla mücadelesini yükseltecek, özgürlük mücadelesini Önder Apo'ya sahiplenme eylemleri şahsında yeni bir düzeye çıkaracaktır.
Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu’nda Kürt halkının özgürlük mücadelesini savaşla ezme kararı aldığını belirtti. bu savaş kararının ilk önemli uygulamalarının 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda HDP İmralı heyeti ile Hükümet yetkililerinin kamuoyuna birlikte sunduğu demokratikleşme temelinde Kürt sorununu çözüme kavuşturma mutabakatının reddedilmesi olduğunu vurgulayan KCK Yürütme Konseyi Eşbakanlığı açıklamasında şunları belirtti: “Dolmabahçe Mutabakatının reddedilmesinden sonra 5 Nisan 2015’ten itibaren Önder Apo üzerinde ağır tecrit uygulanmıştır. Önder Apo'ya uygulanan tecritle Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı yürütülen kirli savaş at başı yürütülmüştür. Kürt halkı üzerinde yürütülen savaşın şiddeti boyutunda Önder Apo üzerinde ağır bir tecrit ve psikolojik savaş yürütülmüştür. Özgürlük Hareketimiz ve Kürt halkı Önderliğe yaklaşımla Kürt halkının özgürlük mücadelesine yaklaşımın aynı olduğunu bildiğinden, Önderliğin sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü için sürekli bir mücadele içinde olmuştur.
Kürt halkının ve Özgürlük Hareketimizin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra Önderliğin sağlığı ve güvenliği konusunda endişeleri daha da artmıştır. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ağır silahlarla her tarafa saldırıldığı ve yüzlerce insanın öldüğü dikkate alınırsa halkımızın, Hareketimizin ve demokrasi güçlerinin ne kadar haklı bir endişe içinde olduğu anlaşılır.
‘HALKIMIZ 1.5 AYDIR ÖNDER APONU’NUN SAĞLIK VE GÜVENLİĞİ HAKKINDA BİLGİ ALMAK İÇİN EYLEMDE’
Ailesi, avukatları, halkımız ve Özgürlük Hareketimiz 15 Temmuz’dan bu yana Önder Apo'nun ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebinde bulunmuştur. Halkımız bir buçuk aydır Önder Apo'nun sağlık ve güvenliği hakkında bilgi almak için eylem içindedir. Özgürlük Hareketimiz de bu konuda defalarca hükümeti ciddi biçimde uyarmıştır. Demokrasi güçleri de Önder Apo'nun ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebinde bulunmuştur. Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda yüksek düzeyde bir hassasiyetin olduğu bilinmesine rağmen görüşmeler yaptırılmamıştır. Bu durum, Kürt halkında ve tüm demokrasi güçlerindeki kaygıyı arttırdığı gibi, hükümete yönelik öfkeyi de büyütmüştür.
Halkımızın bu hassasiyetini ve öfkesini gören demokratik güçler, siyasal partiler ve Kürdistan'daki sivil toplum örgütleri ve demokratik kuruluşlar 5 Eylül’de Önder Apo'nun sağlığından haber alma talebiyle gönüllerin süresiz açlık grevine gireceklerini açıklamışlardır. Bu açıklama halkımızın hassasiyeti ve öfkesi karşısında bıçağın kemiğe dayandığının dışa vurumu olmuştur. Demokratik güçler halkımızın hissiyatının sözcüsü olmuşlardır.
Demokratik siyasal partiler ve demokratik kuruluşların Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda haber almak için başlatacakları eylemliliği anlamlı buluyoruz. Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda haber alma isteği en temel insani hak olduğu gibi, Türkiye'nin demokratikleşmesini de yakından ilgilendiren bir durumu ifade etmektedir. Bu eylemin demokratik siyasi boyutu da fazlasıyla bulunmaktadır. Bu açıdan demokratik kuruluşların kendi misyonlarıyla ilgili bir tutum ortaya koydukları da açıktır.
5 Eylül’de başlatılacak süresiz açlık grevi, Önder Apo'nun sağlığıyla ilgili olduğu gibi, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümüyle de ilgili bir konudur. Bu açıdan tüm Kürt halkı bu eyleme çok zengin demokratik yöntemlerle destek vermelidir. Halkımız bu eylemi güçlendirme ve anlamlandırma düzeyinde desteğini sunmalıdır. Sadece Kürt halkı değil, Türkiye'deki devrimci demokratik güçler de 5 Eylül’de başlayacak açlık grevleri yanında olmalı ve desteklerini vermelidirler.
Halkımız ve demokrasi güçleri Önder Apo'nun sağlığıyla ilgili haber alma konusunu hiç gündemlerinden düşürmemelidir. Tüm gündemler bu eksende dile getirilmeli ve bu yönlü mücadele geliştirilmelidir. Kürt halkı ve Özgürlük Hareketimiz açısından Önder Apo'nun sağlığı konusunda haber almadan hiçbir gündem üzerinde durmamızın ve yoğunlaşmamızın anlamı yoktur.
‘BÊ SEROK JÎYAN NABE’ SLOGANI İLE MÜCADELE YÜKSELTİLECEK
Hareketimiz ve halkımız Önder Apo'nun sağlığı ve güvenliği konusunda haber almadığı müddetçe ‘Bê Serok Jîyan Nabe!’ sloganıyla mücadelesini yükseltecek, özgürlük mücadelesini Önder Apo'ya sahiplenme eylemleri şahsında yeni bir düzeye çıkaracaktır.
Demokratik güçlerin açlık grevlerini selamlıyor, destekliyor; bu eylemin Türkiye'nin demokratikleşmesi mücadelesinde tarihi bir adım haline gelmesini diliyoruz.”