KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, Hatay-Suriye sınırında, İştebrak köyünde çetelerin gerçekleştirdiği katliamı kınayarak, herkesi tavır almaya bulundukları, her yerde eylemsellikler geliştirmeye, tepkilerini göstermeye, yeni katliamların önüne geçmeye çağırdı.
KCK Halklar ve İnançlar Komitesi, “Hatay-Suriye sınırında, İştebrak köyünde El-Nusra çeteleri tarafından gerçekleştirilen Alevi katliamında yaşamlarını kaybedenleri anıyor, bu halkımızın acılarını paylaşıyoruz. Aleviler başta olmak üzere, diğer inanç sahiplerini ve katliamların acısını yaşamış olan halkları, demokratları Suriye’deki Alevilere ve katliam altında olan diğer tüm halklara sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
Tarihte inançlarından ve etnik kimliklerinden dolayı defalarca katliamlardan geçirilmiş Alevilerin acısına Suriye- Hatay sınırındaki İştebrak köyünde onlarca masum Alevi insanının vahşice öldürmesiyle yeni bir acının daha eklendiğini belirten Komite, “İnancı ve yaşam tarzından dolayı defalarca katliam yaşamış, soykırım ve sürgünlere maruz kalmış Alevi toplumu bu defa da insanlığın başına bela olan, inançlar ve kültürler düşmanı El- Nursa ve Daiş çetelerinin saldırılarına maruz kalmıştır.
Rojava’da, Şengal’de defalarca katliam yapan bu çetelere YPG ve YPJ güçleri büyük bir direnişle karşı durdurmuş, yenilgiye uğratıp geriletmiştir. Savunmasız bulduğu halklara ve inançlara saldıran insanlık düşman çeteler, bu defa da İştebrak köyünde savunmasız insanları katletmiştir. Vahşetle sonuç almak isteyen bu çeteler katliamlarla kültürler, dinler ve mezhepler arasında çatışmalar yaratarak halkları birbirine düşman etmek istemektedir” diye belirtti.
“Türkiye sınırında yaşanan bu katliam karşısında Türk devleti ve basının sessiz kalması düşündürücüdür” denilen açıklamada devamla şu hususlara dikkat çekti: “Bu sessizlik insanlık düşmanı El-Nusra ve DAİŞ gibi terör çetelerinin AKP hükümeti ve Türk devletince desteklediğini bir kez daha açıkça göstermiştir. AKP yetkilileri ve Türk cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halklara ve inançlara yönelik kullandığı dil ve geliştirdiği yaklaşım bu çetelerin elinde silah olup halkları ve inançları katletmektedir. Roboski ve Afrin sınırında ekmek parasını kazanmaya çalışan kaçakçıları ve hayvan sürülerini otlatan yoksul Kürtleri sınır güvenliği adı altında katleden bir devletin, Hatay sınırında çetelerin katliam hazırlıklarını görmemesi imkansızdır. İnsanlık düşmanı çetelere sınırda her türlü olanağı sağlayan AKP Hükümeti yaşanan bu Alevi katliamının ortağıdır.
Bir daha bu tür katliamlara maruz kalmamak için halkları ve inançları öz savunma güçlerini örgütleyerek kendilerini savunmaya çağırıyoruz. Özellikle de defalarca katliamlara maruz kalmış Alevilerin öz savunmalarını örgütlemelerine ihtiyaç vardır. Artık Alevi toplumunun kendini her alanda örgütlemesi ve siyaset alanında da kimlikler ile yer almalarının zamanı gelmiştir. Aleviler bilmelidir ki öz güçleri dışında varlıklarını koruyacak ve savunacak başka bir dayanakları yoktur. Şimdiye kadar laiklik, demokratiklik adı altında Alevileri istismar ederek oy deposu görenler Alevilerin örgütsüz kalmasından sorumludurlar. Alevilerin kendi kimlikleri ile yaşamasını istemeyenler Alevilerin örgütlü bir güç olmasını da istememekte bu da Alevileri olası bir tehlikede her zaman hedef haline getirmektedir.
Türkiye ve kuzey Kürdistan Alevi halkımızın inançlarının özünde olan duygu ve düşünce ile hareket etmesi, kendi inançlarına, değerlerine ve insanlarına sahip çıkması önemlidir. Başta Aleviler ve Medine İslamı ruhunu yaşayan Müslümanlar olmak üzere demokrat ve yurtsever herkesi İştebrak köyü katliamına karşı tavır alarak bulundukları her yerde eylemsellikler geliştirmeye, tepkilerini göstermeye, yeni katliamların önüne geçmeye çağırıyoruz.”