Keleş: Toprakla barışmak, yaşamla barışmaktır

Geleneksel üretime yeniden geçilmesi gerektiğini söyleyen Tarım Orkam-Sen Başkanı Ahmet Keleş, tek çözüm yolunun toprakla barışmak olduğunu savundu.

Tarım Orkam-Sen Başkanı Ahmet Keleş, iktidarın neoliberal, sermayeden yana politikaları sonucunda çiftçinin kırlardan kentlere göç ettiğini; bu göçlerin ucuz iş gücü gibi emek sömürüsüne yol açtığını belirterek, aynı zamanda toplumsal çürümeye dikkat çekti.

Tarım Orkam-Sen Başkanı Ahmet Keleş, gübre, mazot ve elektriğe gelen zamlar sonucunda köylerden kente göçe ve üretimin azalmasına ilişkin ANF’ye konuştu.

TARIM ALANLARI BETONLAŞTIRILDI

Keleş, üreticinin kırlardan kente göçünü, tüketicinin ise gıdaya ulaşımında yaşadığı zorlukları, iktidarın neoliberal, sermaye odaklı düşünsel dünyasının sonucu olduğunu söyleyerek, şunları dile getirdi: “Son 10 yıla baktığımızda 13.2 milyon hektarlık alanın kullanılmadığını görüyoruz. Ziraat odalarına kayıtlı yaklaşık 4 buçuk milyon insandan sadece 500 bini borcunu ödeyebiliyor. Çiftçiler borçlarını ödeyemiyor, bu da üretimin bitmesine yol açıyor. Burada iktidarın ideolojik yaklaşımı söz konusu. İktidar, her yeri beton bir alana dönüştürüyor, tarım alanını öldürüyor ve daha çok ithalat üzerine, sermayeyi zenginleştirecek bir politika yürütüyor. Bu politikaların sonucunda kırdan kente göçle birlikte ucuz iş gücü anlayışı gelişiyor. Türkiye, şu anda Cezayir’in çorak topraklarını tarıma kazandırma yönünde ihaleler açıyor. Buralara milyarlarca dolar para döküyor ama kendi tarım arazisini betona çeviriyor ve kendi topraklarında küresel ısınmaya karbon emisyonu ile en fazla katkıda bulunan ülke konumuna geliyor. Bunların sonucunu hep birlikte yaşıyoruz. İnsanların sağlıklı gıdaya ulaşmaları çok daha zorlaştı.”

MİLLİYETÇİLİK POMPALANIYOR, HALK YOKSULLAŞIYOR

Türkiye gibi ulus devletlerin sermaye odaklı politikaları sonucunda halkın yoksullaştığını, sermayenin ise daha çok kazandığını belirten Keleş, ”Sermaye büyüdükçe, işsizlik oranı arttıkça, açlık ortaya çıktıkça din ve milliyetçilik pompalanıyor ve ‘şükür’ anlayışı ortaya çıkıyor. Bugün milliyetçiliğin körüklenmesi, dinin siyasallaşmasının altında yatan temel sebep, tamamıyla iktidarın neoliberal politikalar ve sermaye odaklı, ucuz iş gücü üzerinden yönetim anlayışıdır. Devlet, bir yandan milletimiz, bayrağımız, toprağımız, der ama diğer yandan sermaye ile çalışır. Bugün aldığımız elektrik, 17 ayrı taşeron şirketten sonra bize ulaştığı için çok zamlı geliyor. Halk zam öderken, kazanan sermaye oluyor. Dolayısıyla sermaye demek, ulus devletin kendisi demektir” şeklinde konuştu.

GELENEKSEL ÜRETİME GEÇİLMELİ

Tarım Orkam-Sen olarak çözüm önerilerini konuşacakları bir çalıştay düzenleyeceklerini açıklayan Ahmet Keleş, şunları söyledi: “Toplum kendi geleneksel üretimine geri dönmeli. Kırdan kopuşun yaşamdan kopuş olduğunu ve bunun da toplumsal çürüme anlamına geldiğini görmeliyiz. 28 Mayıs’ta Mersin’de dünyanın kanayan yarasıyla ilgili bir çalıştayımız olacak. Türkiye seçim sürecine girerken muhalif siyasi partileri, özellikle Kürt halkının köylerden kentlere göç ettirilip, üreten insanların mevsimlik işçi haline gelmesi, onların sağlık, eğitim koşullarıyla, yerel yönetimlere düşen boyutlarla ilgili yapacağımız çalıştayımıza bekliyoruz. Bu sorunun çözümünün yegane yolu toprakla barışmaktır. Toprakla barışmak, yaşamla barışmak anlamına gelir.”