'Kelimelerle barışmamız gerek'

'Kelimelerle barışmamız gerek'

Savaşı yıllarca muhabir olarak izleyen Nadire Mater, Türk egemen medyasında müzakere süreciyle başlayan değişim için “Hükümet 'çözüm' diyor, medya da 'çözüm' diyor. Medya böyle kendini kuramaz. Diyelim ki AKP 5 ay sonra vazgeçti, medya ne yapacak?” diye sordu. Mater, barış odaklıhaberciliğin medya patronları ve yöneticileri tarafından içselleştirilmesi gerektiğini söyledi. Mater, “Kelimelerle barışmamız, kelimelerin barışını medya dilinde sağlamamız gerekiyor.”

Türk devleti ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında görüşmelerin başlamasıyla birlikte Türk egemen medyası bir anda barışhavasına girdi. “Bir günde Kandil’e girip, PKK’yi çökerten”manşetler yerini, müzakere sürecine ilişkin haberlere bıraktı.Artık gazeteciler, PKK’yi çökertmek için değil KCK yöneticileriyle röportaj yapmak için Kandil yolunda kuyruk oluşturmaya başladı.

Türk egemen medyasının söz konusu yayını “barış gazeteciliği anlamına geliyor mu?”. ANF bu soruyu savaşı yıllarca muhabir olarak yakından izleyen, 1990’ların sonunda zorunlu askerliğini savaşta yapanların anlatılarından oluşan “Mehmedin Kitabı”yla da tanınan gazeteci Nadire Mater’e sordu.

Bianet’in proje danışmanı Nadire Mater, barış gazeteciliği denildiğinde akla sadece “savaş ve çatışma” durumlarının geldiğini hatırlattı, “Ancak, barış gazeteciliği gündelik hayatımızda bütün ikilikler ve karşıtlıkları da içeren, bütün taraflara söz veren bir yerden kurulmak durumunda” dedi.

ÇÖZÜM VE HAK ODAKLI HABERCİLİK

Çözüm ve hak odaklı haberciliğin barış gazeteciliğinde esas olduğuna dikkat çeken Mater, “Gündelik hayattaki kadın-erkek karşıtlığı,LGBT haklarından HES’lere karşı mücadeleye, kentsel dönüşüme kadar uzanan alanda bütün haberleri kapsayan bir perspektiften söz ediyoruz” diye konuştu.

MEDYA ERİL, MİLİTARİST, TÜRK

Barışgazeteciliğinin yapılmasının zor olduğunun altını çizen Mater, şöyle konuştu: “Sadece anaakım Türk basınından söz edeceksek, sahiplik yapısı, yasal düzenlemeler, medya patronlarının iktidarla ilişkileri, editöryal bağımsızlık sorunu ve sendikalaşamama engeller olarak karşımıza geliyor. Medyanın bugüne kadarki pratiği eril, militarist, Türk ve barıştan yana değildi.“

AKP VAZGEÇERSE MEDYA NE YAPACAK?

Mater, müzakere süreciyle birlikte medyada yaşanan değişim için“Hükümet 'çözüm' diyor, medya da 'çözüm' diyor. Bundan mutlu oluyoruz elbette ki, güzel bir şey bir yanıyla. Ama medya böyle kendini kuramaz. Diyelim ki AKP 5 ay sonra - böyle bir şeyi asla dilemiyoruz ama- vazgeçti, medya ne yapacak?” diye sordu.

Mater,“Barış odaklı haberciliğin medya patronları, medya yöneticileri, karar vericilerince içselleştirilmesi gerekiyor. Bunu umut etmek istiyorum” dedi.

Gazeteci yazar Nadire Mater, çözüm süreçlerinin geniş bir zamana yayıldığını hatırlattı, silahların susmasına rağmen henüz akademisyenlerin pozitif barış olarak tanımladığı sürece geçilmediğini belirtti, “Negatif barış aşamasındayız, pozitife geçebilmesi için savaşın ve çatışmanın nedeni olan bütün o sorunlu alanların gözden geçirilmesi, taleplerin tartışılması ve sorunlu alanların sorunsuz alanlar haline getirilmesi gerekiyor” dedi.

HEM YASALAR HEM DE ZİHNİYETTE YÜZLEŞMEK

24 Nisan Ermeni soykırımını hatırlatan Mater, Türkiye’de bütün sorun alanlarıyla, başta anayasa olmak üzere hem yasalar hem de zihniyet dünyasızda yüzleşme gerekliliğine işaret etti.

KELİMELERLE BARIŞMAMIZ GEREK

Nadire Mater, mücadeleler sonucunda medyanın dilinde küçük de olsa değişiklikler olduğu görüşünde: “Örneğin bugün soykırım denildiğinde eskisi kadar tepki görmüyor. Medyada da bazen köşe yazarları ya da haberlerde soykırım ifadesi geçiyor. Dolayısıyla burada ben mücadeleyi de gören bir yerden bakmak istiyorum. 'Hiçbirşey yapılamaz' diye bakmıyorum. Küçük de olsa değişimler ve etkilenmeler var. Bugün medyanın dilinin bir miktar değiştiğini görüyoruz. Özetle kelimelerle barışmamız, kelimelerin barışınımedya dilinde sağlamamız gerekiyor.”

DİL VE TEMSİLİYET ÇOK ÖNEMLİ

Nadire Mater, barış gazeteciliğinde dilin ve temsiliyetin çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Medyada haber odalarının toplumsal cinsiyeti gözeten bir yerden kurulmasının önemine ve gereğine dikkat çeken Mater, “Bianet’te yüzde 62.5’i kadın, yüzde 37,5 erkek temsili sözkonusu. Bu son derece önemli. Kadınların olması ille de barış odaklıgazetecilik yapılacağı anlamına gelmeyebiliyorsa da kadınların varlığı barış odaklı habercilik pratiğinin kolaylaştırıcısı,yine de belki garantisi“ dedi.

Savaşın kadın gazeteciler tarafından izlenmesinin de çok önemli olduğunu kaydeden Mater, “İspanya iç savaşı sırasında erkekler cepheden çatışma haberleri verirken, Marta Gellhorn sivillerin arasından haberler yaptı. Savaşın nedenleri ve sonuçlarını aktaran haberler esas olarak ‘cephe gerisinde’sivillerin içinden, çocuklarla, kadınlarla, yaşlılarla yapılan haberlerdir” diye konuştu.

Mater,şöyle konuştu: “Martha Gellhorn’un açtığı yoldan kadın gazeteciler yürüyor şimdi, savaş ve çatışma bölgelerinde haber peşinde koşan kadın habercilerin sayısı artıyor. Daha çok barış odaklı olan bu haberciliğin erkekleri de etkilediğini söylemeliyiz.”

Mater,haber odalarındaki temsiliyette ülkedeki kültürlerin, halkların, inanç grupları ve inançsızların temsilinin sağlanması gerektiğini söyledi, Sokak dergisi deneyimini aktardı:

“Haber odalarında farklılıkların birlikteliği çok eğitici, öğretici ve de bulaşıcı bir süreç. Sokak dergisinde Kürdistan temsilcimiz, yani o zamanki ismiyle Güneydoğu illeri temsilcisi Günay Aslan’dı. Ondan çok şey öğrendik. Botan’ı bile Günay’dan öğrendik. Özgür Gündem’in 1990’larda kuruluşunda ‘tersine’ bir şey yapılmıştı. Kürtler ve Kürt olmayanlar yazı işlerinde beraberdi. Böyle devam edemedi ama güzel bir ilk uygulamaydı.”