Kılıç: Almanya, NSU'dan ders çıkartacak mı?
Kılıç: Almanya, NSU'dan ders çıkartacak mı?
Kılıç: Almanya, NSU'dan ders çıkartacak mı?
Almanya'da 10 kişiyi öldüren Nazi hücresi NSU'yu araştırmak için Federal Meclis'te kurulan komisyon, önceki gün Köln-Keup Sokağı’nda (Keupstrasse) Haziran 2004’te yaşanan bombalı saldırıyı gündemine aldı. Komisyonu üyesi Yeşiller milletvekili Memet Kılıç, konuya ilişkin oturumda dile getirilen ihmalleri dinlerken bir kez daha dehşete düştüğünü belirterek "Almanya bu geçmişinden ders çıkartacak mı?" sorusunu yöneltti.
9 Haziran 2004 yılında Köln- Keup Sokağı’nda (Keupstrasse) yaklaşık 800 marangoz çivisiyle birleştirilmiş parça tesirli bir bomba infilak etmişti. Saldırıda çoğu ağır olmak üzere 20’den fazla insan yaralanmıştı. 10 Haziran 2004’te dönemin İçişleri Bakanı Otto Schily ise “Güvenlik güçlerinin şimdiye kadar elde ettikleri bilgiler bombalama olayının terör değil, kriminel bir eylem olduğunu gösteriyor. Ancak araştrmalar henüz tamamlanmış değil, dolayısıyla eylem hakkında kesin bir yargıda bulunmam mümkün değil" açıklamasını yapmıştı.
Cuma günü ise Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu üyeleri, bu sözleri komisyona ifade veren eski bakan Schily'e yönelttiler. Daha önce saldırıya ilişkin yaptığı tespitin çok yanlış olduğunu kabul eden Schily, güvenlik birimlerinin aşırı sağcı tehlikeyi yeterince ciddiye almadığını da itiraf etti. NSU Araştırma Komisyonu üyesi Yeşiller milletvekili Memet Kılıç, oturumda dile getirilen ihmalleri dinlerken bir kez daha dehşete düştüğünü söyleyerek şu açıklamayı yaptı:
"O dönemde (hatta NSU cinayetlerinin ortaya çıkışına kadar) bu tarz açıklamalara birçok devlet adamı başvurmaktaydı. Hem güvenlik güçleri hem de siyasetçiler daha olay yerini görmeden saldırıların siyasi boyutunu devre dışı bıraktılar. Bu "gelenek" bir önceki Federal İçişleri Bakanı Manfred Kanther (Hristiyan Demokrat Parti, CDU) döneminde siyasette yer edindi denebilir. Ondan itibaren Almanya’nın dünya arenasında imajını korumak, mağdurları korumaktan daha öncelikli bir konum kazandı.
Hele ki mağdurlar yabancılar olduğunda. Aynı durum Lübeck’teki sığınmacı yurdu yanarken de, Ludwigshafen’da çoğunlukla Türkiye kökenlilerin yaşadığı apartmanda çıkan yangının sorumluları araştırılırken de yaşandı. Konuya dair ilginç bir nokta şu: Keup Sokağı’nda yaşanan olayda Kuzey Ren Vesfalya (KRV) Eyaleti Kriminal Şubesi patlamadan dakikalar sonra saat 16:35’te Federal İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği elektronik postada „terör motifli bir şiddet olayını“ bildirmiş. Fakat bir saat sonra (17:45) ilk bilgi düzeltilerek terör saldırısına dair bir bulgu olmadığı ifadesiyle terör olasılığı gündemden geri çekilmiş.
Aynı şekilde Federal İçişleri Bakanlığı bünyesinde yer alan siyasi suçlar şubesinin yöneticisi dönemin İçişleri Bakanı’nı bilgilendirmek için hazırladığı kısa raporda olayda yabancı düşmanlığı etmeni olabileceğine dikkat çekmiş. Ancak bu rapor, artık gerek kalmadığı gerekçesiyle hiçbir zaman İçişleri Bakanı’na ulaştırılmamış. Görünen o ki yetkililer Almanya’nın yabancı düşmanlığı ile gündeme gelerek imajını zedelemektense, saldırıyı Türkiyelilerin iç meselesi gibi araştırmayı daha ‚uygun‘ bulmuş. Bakalım geçmişte yapılan bu hatalardan gelecekte ders alınacak mı?"