KJB 35. kuruluş yıl dönümünü kutladı

KJB 35. kuruluş yıl dönümünü kutladı

KJB Koordinasyonu PKK’nin 35. kuruluş yıldönümüne ilişkin yaptığı açıklamada “PKK, kapitalist zihniyete karşın büyük zihniyet mücadelesini vererek kapitalist modernist sisteminin ulus- devlet eksenli oluşturduğu parti modelini radikal bir biçimde ret ettiği gibi, iktidar ve sınıf otoritesini aşamayan Marksist ve reel sosyalist fikirli klasik parti yapılanmasının da eleştirisini geliştirerek demokratik ekolojik kadın özgürlükçü toplum paradigması eksenli yeni örgütleme modelini geliştirmiştir” dedi.

Kürt Kadın Hareketi (KJB) Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, ahlaki politik toplumun bütün değerlerini koruyan, büyüten PKK’nin kendisine özgü açığa çıkardığı öz kimlikle insanlık değerlerinin bütününü temsil eden bir hareket olduğunu kanıtladığına da dikkat çekti.

“Tarihsel, toplumsal, demokratik komünal değerlerin savunucusu ve mirasçısı olarak doğan PKK’nin 35. kuruluş yıl dönümünü başta PKK’nin kurucusu ve Önderi olan Reber Apo’ya, özgürlük mücadelemizin kahraman şehitlerine, yurtsever Kürt halkına, kadınlara ve tüm demokratik devrimci sosyalist kesimlere kutluyoruz” denilen KJB açıklamasında, 35 yıl önce Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde Apocu bir grup tarafından atılan ilk özgürlük adımının adı olarak bilinen PKK’nin doğuşunun, onlarca ilkleri ve doğuşları yaratarak, bir direniş ve değerler abidesini ortaya çıkardığına dikkat çekildi.

‘KÜRT HALKINDA ÖZGÜRLÜK İDDİASI VE İNANCI YARATTI’

PKK’nin 35 yıllık direnişçi ve fedai ruhu toplumsal alanda, Kürt halkında artık vazgeçemeyeceği bir özgürlük iddiasını ve inancını yarattığı da belirtilen KJB Koordinasyonu açıklamasında, “Kemallerin, Mazlumların, Agitlerin, Beritanların, Zilanların, Saraların, Rojinlerin, Çiçeklerin, Hüseyinlerin, Reşitlerin ve daha nice yiğit bedenin bedel olmasıyla büyüyerek zafere doğru yürüyen özgürlük hareketimiz PKK’nin özgürlük çizgisi ve felsefesi halkların, kadınların, demokratik özgür ve eşit bir dünya isteyen herkesin umudu olmuştur” denildi.

Uygarlık tarihi boyunca Mezopotamya topraklarında insan toplumlarının yaşamına dair var olan yaşam kaynaklarının yok edildiği, nefessiz bırakıldığı bir coğrafyada PKK’nin yaşamı yeniden var etmenin hareketi olarak doğduğunun da altı çizilen açıklamada şunlar belirtildi: “Beyinlere, yüreklere ve yaşamın her alanına kader olarak yazılan yasaklı zihniyeti kıran PKK, egemen sömürgeci Türk devleti şahsında, kapitalist sömürgeciliğe karşı baş kaldırmış, Kürdistan’ın sömürge olduğunu tespit etmiş, Kürdistan’ın özgürleşmesinde tüm ezilen halkların da özgürleşebileceğinin inancını taşıyarak özürlük mücadelesini yükseltmiştir. PKK’nin doğuşu, yasaklı Kürdistan’da kimliği yasak, adı yasak, dili yasak, kültürü yasak varlığı yasak ve yasaklar üzerinde inşa edilen kişiliklerin ruhsal ve psikolojik şekillenmesini yerle bir etmiş, yiğit, cesur ve iradeli kişileri yaratmıştır. PKK kendini var kılarak Ortadoğu toplumunda tarihi ilkleri yaratmıştır. Apocu felsefe etrafında örülen PKK, otuz beş yıllık mücadele tarihinde, başta kadınlar olmak üzere tüm toplumu özgürlükle tanıştırmanın, buluşturmanın zeminini yarattı. Dolayısıyla bizler PKK’nin doğuşuyla kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nasıl yaşamamız gerektiğini öğrendik. PKK hakikati özgürlüğe olan tutkumuzu emeğe olan bağlığımızı ve tarih bilincimizi geliştirdi, güçlendirdi.”

Yaşam felsefesiyle, mücadele anlayışıyla yeni bir yaşam tarzını yaratan PKK’nin kurulduğu günden itibaren diğer örgütlere benzemediğini, farklı olduğunu, farklı ve özgün olan yanlarını her açıdan ortaya koyduğu da belirtilen açıklamada, “Ahlaki politik toplumun bütün değerlerini kuruyan büyüten PKK, kendisine özgü açığa çıkardığı öz kimlikle insanlık değerlerinin bütününü temsil eden bir hareket olduğunu kanıtlamıştır. Yıllarca toplumun her alanına nüfuz eden kapitalist moderniteye karşı toplumsal değerlerin, yaşatılmasını ve esas alınmasını gerekli gören fikir, zikir, eylem birlikteliğini yeniden yaratmıştır” denildi.

PKK hareketinin duygu, düşünce, davranışta yeni bir kişilik yapılanmasını sağladığı, boyun eğmeci, teslimiyetçi, köle kişilik yerine özgücü, öz iradeyi esas alan, direnişçi ve özgürlükçü kişiliği, işbirlikçi, ihanetçi kişilik yerine, öz veriye ve öz bilince dayalı sadık ve dürüst kişiliği yaratarak, gerçek aşk ve hakikate dayalı yaşamın ifadesi olduğuna da dikkat çekildi.

‘ÖZGÜR İNSAN KİMLİĞİ VE KİŞİLİĞİ OLUŞTU’

“Gelinen aşamada PKK’nin 35. yılında özgür insan kimliği ve kişiliği olmuştur artık. Beş bin yıllık erkek egemen sisteme ve kurumlaşmasına direnen özgür insanın kimlik, kişilik ve onuru olmuştur. Dolayısıyla PKK, sadece Kürt halkının değil, demokratik ve özgür yaşamak isteyen her kesin özgürlük hareketi olmuştur artık” diye devam eden KJB Koordinasyonu açıklamasında, Kürt halkının nezdinde mücadeleye başlayan PKK’nin başta Ortadoğu halkları olmak üzere tüm ezilen halkların, sosyalist, demokratik ve özgürlük hareketi haline geldiği belirtildi.

PKK’nin kapitalist zihniyete karşın büyük zihniyet mücadelesini vererek, kapitalist modernist sistemin, ulus-devlet eksenli oluşturduğu parti modelini radikal bir biçimde reddettiği gibi iktidar ve sınıf otoritesini aşamayan Marksist ve reel sosyalist fikirli klasik parti yapılanmasının da eleştirisini gerçekleştirerek, demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü toplum paradigması eksenli yeni örgütlenme modelini geliştirdiğinin altı da çizilen açıklamada, “Özgürlük hareketimiz iktidarcı, sınıfçı, devletçi sınırları aşmanın iddiasını göstererek, sadece Kürt sorunun çözümüyle sınırlı kalmamış, Ortadoğu toplumunun içine düşürüldüğü tüm etnik, dini, kültürel, sınıfsal çelişki ve sorunları aşmaya dönük demokratik özerklik çözüm modelini ön görerek özgürlük mücadelemizi daha da kapsamlılaştırmıştır” denildi.

PKK’nin kadın konusunda da ilkleri yarattığına dikkat çeken KJB Koodinasyonu şöyle devam etti: ”Kadın özgürlük sorunu PKK’nin startejik bir sorunu oldu. Kimliksiz, adsız, savunmasız ve günlük olarak erkek şiddetiyle yüz yüze olan kadın, PKK’nin doğuşuyla kendini bulmuş ve kendini yeniden yaratmıştır. Kurtuluşunu ve özgürlüğünü Önder Apo felsefesinde ve ideolojisinde bulan binlerce Kürt kadını, özgürlük mücadelesine akmıştır. Özgürlük mücadelesinde örgütlü mücadelesini yaratan Kürt kadını ulaştığı gelişme düzeyi ile ideolojik siyasal toplumsal ve askeri olarak bir güç ve irade merkezi olmuştur. PKK’nin kadın özgürlük mücadelesi kadın kimliği ile özdeşleştirilen kölelik anlayışını ve toplumsal cinsiyetçi zihniyeti parçalanmış, özgür kadın bilinci ve sevgisiyle duygu düşünce, söylem ve eylemde özgün ve özgür alanlar yaratılmıştır.”

“Yüce kadınlar topluluğu örgütü olarak, PKK’de varlık bulan özgür ve iradesel gerçeğimizi Önder Apo’nun çizgisinde, PKK ve PAJK’ın öcülüğünde örgütlü yapımızın gücüyle, yüksek bir kararlılık ve ideolojik derinlikle sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. PKK’nin 36. yılına girerken, mücadele tarihimiz boyunca; büyük bir cesaretle, yürekten bir istek ve iddiayla, derin bir bilinçle ve eşi görülmemiş bir kahramanlıkla kendini adayan bütün yoldaşlarımızı saygı ve minnetle anıyor, anılarına bağlı kalmanın gereği olarak mücadelemizi özgürlüğe dek yükselterek yürüteceğimize dair sözümüzü yeniliyoruz” denilen açıklamada, Kürt halkının varlığını yeniden yaratan, onu kimlik, kişilik, düşünce ve onur sahibi yapanın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK olduğunun altı çizildi.

ÇÖZÜM YOLU ÖCALAN'IN MUHATAPLIĞINDAN GEÇER

Kürt sorununun çözümünün "Öcalan ve PKK'siz" olmayacağının altını çizen KJB açıklamasında devamla şunlar belirtildi: 

 “Kürt halkı Amed meydanında Önder Aposuz, PKK’siz çözüm arayışında olan egemen güçlere açık mesajlar vermiştir. Kürt halkı ve demokratik çevreler PKK’nin 35. yılında da bir kez daha ortaya koyduğu iradi düzeyi ile ‘olacaksa bir çözüm, bu çözümün yolu Önder Apo’nun özgürlüğünden ve muhataplığından geçer’ demiştir.

Partimiz PKK’nin 35. yılında ortaya çıkan tüm kazanımlara ve atılan tüm barışçıl adımlara rağmen, Türk devleti ve hükümetinin Önderliğimize ve Özgürlük Hareketimize yaklaşımında açıkça ortaya koyduğu oyalama ve tasfiye planıdır. Bu plana karşı kadın özgürlük hareketi KJB olarak, başta önderliğimizin özgürlüğü olmak üzere Kürt halkının ve kadınların özgürlüğü için gereken her türlü mücadeleyi vermenin kararlaşmasını her zamankinden daha fazla yaşamaktayız. Önderliğimize yaklaşım, bizler için her zaman savaşın da onurlu barışın da gerekçesi olmuştur ve bundan sonra da böyle olacaktır.

Bu çerçevede PKK’nin kuruluş yıldönümünü kutlamak ve onun yarattığı değerlere sahip çıkmak, aynı zamanda evrensel değerlere, insanlık onuruna, demokrasiye, sosyalizme, özgür insana ve özgür vatana sahip çıkmak ve korumaktır. Bu temelde PKK’nin 35. kuruluş yıl dönümünü kahraman şehitlerimize, Önderliğimize, yurtsever halkımıza ve remokratik ve sosyalist halklara kutlarken, demokrasi ve özgürlükten yana olan her kesi bir kez daha demokratik özgür bir yaşamın geliştirilmesi için demokratik çözüm mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.”