KJK Gülnaz Karataş’ı andı

KJK Gülnaz Karataş’ı andı

Gülnaz Karataş’ın (Beritan) yaşamını yitirişinin 23’üncü yıl dönümüne ilişkin bir açıklama yayınlayan KJK Koordinasyonu, “Ekim ayı Beritanların, Gurbetelilerin, Meryemlerin, Ronahi Almanların, Çerkez Helinlerin, Rotindaların, Sanem Bertanların,  Rukenlerin, Rojinlerin, Jiyan Ahrezlerin, Arin Mirkanların tutuştukları özgürlük halayında gözlerini kırpmadan şahadete ulaştıkları aydır. Bütün bu kadın şehitlerimiz her an özgürlük onur ve büyük bağlayıcı değerlerle yaşadılar ve yaşattılar. Onlar özgürlüğe susamışlardı. Özgürlüğe susamış olduklarından dağların kuytuluklarında ovalarda, son olarak kızgın çöllerde ve sokak aralarında duvar diplerinde her yeri bir savaş alanına çevirdiler” dedi.

Kürdistan Kadınlar Topluluğu (KJK) yaptığı bir açıklama ile Gülnaz Karataş’ı (Beritan) andı. “Beritan (Gülnaz Karataş) arkadaşın 23.şahadet yıl dönümü vesilesiyle kadın özgürlük tarihimizde önder kişiliği ile rol oynayan hem yaşam tarzlarıyla hem de şahadet gerçeklikleriyle yolumuzu aydınlatan Ekim şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Bugün boydan boya tüm Kürdistan’da ve Kürtlerin bulunduğu her mekân da teslimiyete karşı direniş ruhuyla Beritanlaşan halkımızın, kadınların, dostlarımızın eylemlerini selamlıyoruz” denilen açıklamada Güney Kürdistan topraklarındaki gerilla alanlarına karşı 1992 yılında gerçekleştirilen sınır ötesi askeri harekat ile saldırıyı planlayan ve uygulayan güçlerin özgürlük gerillasının büyük bir direniş ile karşılaşınca, ilkel milliyetçilikten ve tasfiyecilikten medet umduklarını belirtti.

“Bu imhacı güçler karşısında Beritan yoldaş özgürlükteki ısrarı ve Önder Apo’ya olan bağlılığı ile bedenini yüksek uçurumlardan bırakmaktan çekinmedi. Teslimiyete ve işbirlikçiliğe karşı direnişi seçerek Mazlumlardan bu yana gelen ‘direnmek yaşamaktır’ şiarının bir devamcısı olmayı bildi” diyen KJK Koordinasyonu Karataş’ın eylemiyle tüm ihmacı güçlere meydan okuduğunu kaydetti.

Karataş’ın özgürlük gerillasının ve Kürt kadınlarının, gençlerin beyinlerinde, yüreklerinde bir şimşek gibi çakarak, özgür yarınlara ulaşmanın yol göstericisi olduğunu da kaydeden KJK Koordinasyonu şunları belirtti: “Bu nedenledir ki Ekim ayı özelde de 25 Ekim günü Kürdistan özgürlük mücadelesi için, özellikle de Kürt kadınları açısından militanlığın, kahramanlığın, özgürleşmenin, direnişin sembollerinden biridir.

Ekim ayı Beritanların, Gurbetelilerin, Meryemlerin, Ronahi Almanların, Çerkez Helinlerin, Rotindaların, Sanem Bertanların,  Rukenlerin, Rojinlerin, Jiyan Ahrezlerin, Arin Mirkanların tutuştukları özgürlük halayında gözlerini kırpmadan şahadete ulaştıkları aydır. Bütün bu kadın şehitlerimiz her an özgürlük onur ve büyük bağlayıcı değerlerle yaşadılar ve yaşattılar. Onlar özgürlüğe susamışlardı. Özgürlüğe susamış olduklarından dağların kuytuluklarında ovalarda, son olarak kızgın çöllerde ve sokak aralarında duvar diplerinde her yeri bir savaş alanına çevirdiler.  Rojava'daki kadının savunma anlayışının ve ortaya çıkan başarı düzeyinin kadın öncülüğünün toplumu özgürleştirme düzeyini bir kez daha ispatlamıştır. Rojava'da direnen kadın, tüm Kürdistan ve Ortadoğu'nun özgürlüğünün teminatıdır.

Beritan yoldaş sonsuzca uzanan tepe sırtlarına bakarken “keşke bir gün yüzlerce ve binlerce kadın bu sırtlarda peş peşe verip yürüseler ve ben de bu özgürlük yürüyüşünü görsem. Bu da benim en büyük hayalim” demiş. Çok geçmeden Rêber APO, Beritan eyleminin anısına kadın ordulaşmasını yarattı. Ve hayaller gerçekleştirildi. Bugün genel olarak YJA STAR’ıyla, Rojava’da YPJ’siyle, Rojhılatta HPJ’siyle binlerce yürüyen kadın ordulaşması var. Bu ordulaşma yürüyüşünde dağdan kırlara, ovalara ve şehirlere hatta Avrupa semalarına kadar akan bu özgürlük seli kendisiyle beraber her tarafı kalkışa haykırmaya isyan etmeye sürükledi. Bütün bu kendini bulan yatağına kavuşan ve coşkunca akan bu isyan selinin kaynağı kadın ordulaşmasıdır. Kadın Ordulaşması ise Beritan arkadaş’ın direnişinin eseridir. Milyonlarca kişinin özgürlük arayışına sürüklenmesi ve sayıları şimdiye kadar en az yüz binleri geçen kadının özgürlüğe kalkışları ve bir ordu halinde yürüyen, bu yürüyüşleriyle her türlü egemenlikle mücadele eden savaşan kadınlar oldu. İrade kazanıldı. Güç olundu. Hiç kimseye sığınmadan kendi özgücüyle hareket eden, kararlaşan, düşünce geliştiren, fikir yürüten, tarihini okuyan, özgürlük felsefesinde derinleşen ve gözünü hiç bir şey korkutmayan cesur savaşkan kadınlar yaratıldı bu özgürlük ordusunda. Artık başkasının nesnesi olmayan, üzerine gölge düşürülmeyen gün yüzüne çıkmış kendine ait kadınlar var. Sonuç olarak bugün insanlığın geleceği kadının ellerindedir. Kadın mücadele ettikçe, yaşamın özgür ve demokratik olacağı bilinci ortaya çıkmıştır. Yine Türkiye devletinin Bakurê Kürdistan’da çözüm derken Rojava’da ise savaş için elinden geleni yapan sahte ve kirli politikalarına gelmeyip bunu teşhir ederek sahtekârlığını yüzüne vuran halk gerçekliği, Rojava da özgürlük savaşçılarıyla birlikte bir bütün olarak ‘cenazemize bassalar da asla teslim olmayacağız’ kararlılığıyla kenetlenmiş, Rojava’da Şengal’de Kerkük hattında ve bakurê Kürdistan’da, Rojhilat’a Kürdistan’da bir bütün olarak Kürtlerin bulunduğu her yerde Beritan arkadaşın hayali ve kararlı direnişi ruhu ayaktadır.

“Beritan yoldaşın şahadetinin 23.yılına girerken, bu büyük devrim savaşında büyük savaşan ve savaştıkça özgürleştiren yoldaşlarımız anıları karşısında bir kez daha saygıyla eğiliyor, onların ardılları olarak her türden dinci, milliyetçi, cinsiyetçi ve bilimci işgaller ve saldırılar karşısında Beritanca direneceğimizin ve demokratik sosyalizmi yaratma kararlılığını belirtiyoruz. Bu bağlamda Beritan yoldaşı ve Beritan'ın yol arkadaşlarını yetiştiren Kürdistanlı analarımıza bir kez daha saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.  Analarımızın ve özgürlük için çalışan tüm kadınların emeklerine layık olma sözünü veriyoruz.

Kürt halkı ve kadınları olarak, özellikle uluslararası komplonun Önderliğimiz şahsında halkımıza yönelik daha da boyutlandırılarak sürdürülmesi ve bir halkın öz değerlerinin yok edilmek istenmesinin yanı sıra kazanılan değerlerimizi elimizden almak için vahşice saldırmaları karşısında yediden yetmişe hepimizi süreç karşısında daha sorumlu ve vicdanlı davranmaya itmektedir. Bizler kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nasıl özgür yaşamamız gerektiğini Önderliğimizin ve şehit yoldaşlarımızın sonsuz emek, özveri ve çabalarıyla öğrendik. Öğrendiklerimize göre yaşamak ve bildiğimiz her bir doğruyu her an ve her yerde yaşatma temelinde tüm kadınları öz savunmasını, örgütlenmesini, birliğini güçlendirerek tüm saldırıları boşa çıkarmaya, erkek zihniyeti ve yarattığı tecavüz kültürüyle hesaplaşmaya çağırırken, Kürdistan ve kadın devrimini beritan direniş çizgisiyle sahiplenmeye ve mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”