Kontrgerilla merkezi Kuştepe köyü için savcılıða suç duyurusu

Kontrgerilla merkezi Kuştepe köyü için savcılıða suç duyurusu

Şırnak'ta işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin yargılanan eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak'ın da aralarında bulunduðu 6 sanıðın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkemeye gönderilen isimsiz bir mektupta bir dönem Jitem ve Hizbullah'ın kontrolünde olan Cizre'ye baðlı Kuştepe köyünde araştırma yapılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılıðı'na yazı yazıldı.

Şırnak'ta 1993-95 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin haklarında dava açılan eski Kayseri Alay Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz, Korucubaşı ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak, korucu Tamer Atak, itirafçılar Abdülhakim Güven, Hıdır Altuð ve Adem Yakın'ın yargılanmasına Diyarbakır 6. Aðır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada tutuklu 6 sanık hazır bulunurken, korucu Kökel Atak katılmadı.

Mahkeme heyeti, Cizre'de Şubat 1994'de öldürüldüðü bildirilen Ramazan Elçi'nin mezarının talimat üzerine açtırıldıðını ve mezardan çıkarılan kemiklerin Elçi'ye ait olup olmadıðının tespiti için Ýstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiðini bildirdi.

ÝSÝMSÝZ MEKTUP ORTAYA ÇIKTI

Duruşmada Şırnak'ın Cizre ilçesinden Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz'a hitaben isimsiz bir mektubun gönderildiði ortaya çıktı. El yazısı ile yazılan mektupta, Kurmay Albay Recep Gençoðlu'nun Cizre'deki JÝTEM sıðınaklarında 1996-1997 yılları arasında kazı yaptıðını ve çıkardıðı cesetleri mezarlıða gömdüðü iddia edildi. Mektupta, şu ifadeler yer aldı: "Ýdil yolu üzerinde bulunan Kuştepe köyünde JÝTEM'in olduðu saptanan birkaç sıðınak tespit edilmişti. Ama orada hala kazılmayan sıðınaklar var. Nusret Boyacı'nın bahçesinde 2 sıðınak bulunmaktadır. Bir sıðınak Melek adındaki kadının tarlasındadır. Aynı köydeki Şefik Tanrıverdi'nin evinin altında, Ali Tanrıverdi'nin evinin önünde birer sıðınak var. 2 sıðınak 1996-97 yıllara arasında merkez komutanı olan Recep Gençoðlu ve korucu başı Kamil Atað tarafından açıldı. Buradan 4 cenaze çıkartıldı ve Cizre Asri Mezarlıðı'na götürüldü. Mezarı açan kişinin Sait Gözünür olduðu biliniyor. JÝTEM varlıðını bölgede hala sürdürüyor. Ýsmimi can güvenliðim nedeniyle saklı tutuyorum."

Başkan Yılmaz, mektupta, köydeki sıðınakların yerlerini gösteren Elle çizilmiş bir krokinin de yer aldıðını kaydetti.

Müdahil avukatlardan Selçuk Kozaðaçlı, söz konusu mektubun gereðinin yapılması için Cizre Cumhuriyet Başsavcılıðı'na gönderilmesini talep etti.

Söz alan müdahil avukatlardan Tahir Elçi, dava dosyasında adı geçen ve o tarihte Cizre'de görev yaptıkları belirlenen "Tuna, Yavuz ve Cabbar" kod ismi kullanan uzman çavuş ile astsubayların gerçek isimlerinin tespit edilmesini istedi.

Polis teşkilatının son derece teknik donanımlara sahip olduðunu ifade eden Elçi, şunları söyledi:

"Bu dava, devede kulak, denizde bir damla sudur. Savcılık, her türlü suç örgütünü ortaya çıkaracak donanıma sahip polis teşkilatına talimat verirse, söz konusu kod isimleri kullanan görevlilerin gerçek kimlikleri ortaya çıkarılır. Başka bir davada tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı Ýlker Başbuð, bir açıklamasında bu davada sanık olan Cemal Temizöz'ü korumuş ve yargıyı etkilemeye çalışmıştır. Temizöz'ün Şubat 1994'de Ramazan Elçi'nin öldürüldüðü tarihte yurt dışında bulunduðu halen doðrulanmamıştır."

Müdahil avukatların, sanıkların tutukluluk halinin devamına ilişkin taleplerinin ardından söz alan sanıklardan Hıdır Altuð, bu davanın zorla bir parçası haline getirildiðini ileri sürerek, "Nasıl kurtulacaðımı bilemiyorum" dedi.

Sanık Tamer Atak da düşman sahibi oldukları için cezaevinde dahi can güvenliðinin olmadıðını iddia ederek, tahliye talebini yineledi.

Sanık Kamil Atak ise gerçeðe dokunduðu için bu davada sanık olarak yargılandıðını ileri sürerek, "Ben, bir binbaşıyı 3 husus konusunda uyarmıştım. Bunlardan biri izin verdiði kaçakçılık olayıydı. Bakın sonuçları Uludere'de ortaya çıktı. Diðer iki hususu açıklamak istemiyorum. Onlar benim için sır niteliði taşıyor. Biz, bir nefer olarak ülkemize hizmet için esas duruşta beklemekteyiz. Ben, bir gerçeðe dokundum diye bana dokundular" diye konuştu.

Sanık Cemal Temizöz da dava dosyasında kendisinin Cizre'de "Metin" kod adı kullandıðının ileri sürüldüðünü belirterek, şöyle dedi:

"Ben o dönemde kaymakam vekilliði bile yaptım. Ýlçe Jandarma Komutanıydım. Cizre'de herkes beni bilir ve tanırdı. Neden böyle bir kod isim kullanayım. Gizli tanıkların ifadelerindeki 2 olayda da ben Cizre'de deðildim. Ramazan Elçi olayında, yurt dışındaydım. Yurt dışında olduðuma dair belgeler mahkemeye geldiðinde, yurt dışında çektirdiðim fotoðrafları da mahkemeye sunacaðım. Bir Arap şahsın öldürülmesi olayında ise başka bir yerde görevdeydim. Bu iki olay gizli tanıkların ifadelerinin nasıl kurgulanarak alındıðını göstermektedir."

Sanık Temizöz, yargılandıðı Balyoz davası ile söz konusu dava arasında benzerlik olduðunu da iddia ederek, iki davanın da somut delillerden yoksun bir şekilde açıldıðını ileri sürdü.

Sanık avukatlarının tahliyeye ilişkin beyanlarını dinleyen mahkeme, verdiði kısa bir aranın ardından, mahkemeye gönderilen isimsiz mektubun, gereðinin yapılması için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılıðı'na gönderilmesine karar verdi.

Tutuklu 6 sanıðın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

ANF NEWS AGENCY