Kürt gazeteciler: Tahliyeler başlamalı

Kürt gazeteciler, her geçen gün büyüyen salgın tehlikesine dikkat çekerek, bir an önce fark gözetmeksizin gazeteciler ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istedi.

Demokratik kamuoyu, parti, örgüt ve derneklere çağrıda bulunan Kürt gazeteciler, tutsaklar için harekete geçmekte geç kalınmaması gerektiğini söyledi.

Kürdistan ve Avrupa’daki Kürt gazeteciler, ANF’ye konuştu. Gazeteci Yekta Şoreş, mevcut haliyle Türk cezaevlerindeki tutsaklar için büyük bir tehlike olan salgına karşı tedbir alınmadığını hatırlatarak, “Şüphesiz Türk devletinin salgına ilişkin siyasi tutsaklar ve gazeteciler için iyileştici tedbirler geliştireceğini beklemiyoruz. Burada en önemli ve sonuç alıcı olacak gelişme, Kürt halkının ve tüm demokratik güçlerin bir an önce harekete geçmesi olacaktır. Halkın cezaevlerinde bulunan çocuklarına sahip çıkıp, devleti bu konuda adım atmaya zorlaması gerekir. Her geçen gün salgın tehlikesi büyümekte. Dolayısıyla demokratik kamuoyu, parti, örgüt ve dernekler, halkla birlikte harekete geçmeli” dedi.

ACİL TEDBİR VE TAHLİYE

Salgını tehdidi altında bulunan cezaevlerinde acilen önlem alınarak tahliyelerin gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizen Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney, Hazırlanan yargı paketinin tutuklu bulunan meslektaşlarını da kapsamasını istedi. Güney, şunları ifade etti: “Cinsel suçlarla yargılanmış binlerce kişiyi virüsü gerekçe gösterip çıkaracaksınız fakat haber yaparak kamuoyunu bilgilendiren gazeteciyi içerde tutacaksınız. Bu, ancak iktidarın fırsatçılığıyla izah edilebilir.  Zaten cezaevinde tutulmaları suç olan gazetecilerin derhal serbest bırakılması gerekir."

ZİNDANLARDA OLMALARI ZULÜMDÜR

Gazeteci Rêşad Sorgul ise özellikle koronavirüsü salgının yayıldığı ve insanların birbirlerinin durumunu merak ettiği bu günlerde siyasi rehineliğin devam etmesinin büyük bir zulümdür olduğunu söyledi. Sorgul, şunları kaydetti: “Başta gazeteci arkadaşlarımız olmak üzere tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmaları için uluslararası kurum ve kuruluşların görevlerine sahip çıkması gerekir. Türk devletine baskı oluşturarak zindan kapılarının açılması sağlanmalı. Salgının tehlikesi cezaevlerinde daha fazladır. Herkesin yaşam hakkı var. Tutukluların serbest bırakılması gerekir. Türk devletini zindan kapılarını açması için zorlamalı.”

GAZETECİLERİN YERİ CEZAEVİ DEĞİL

Jinnews’ten Gülistan Azak, sağlık ve hukuk meslek örgütleri ile hak savunucularının cezaevlerine dönük çağrılarına karşın hükümetin duymazdın geldiğine işaret ederek, “Hükümete sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Gerçek haberin öneminin daha net göründüğü bu süreçte gazeteciler cezaevlerinde değil, kameraları ve kalemleriyle birlikte haber başında olmalıdır" şeklinde konuştu.

TÜRK DEVLETİNE BASKI KURULMALI

Stêrk TV haber sunucusu Bedran Dere de gazetecilerin sahte siyaseti, yalanı, yolsuzluğu, baskı ve zulmü, toplumun tüm kesimlerine aktardığını, Türk devletinin de halkın aydınlanmasından korktuğunu hatırlatarak, şunları dile getirdi: “Öldürebilirse öldürüyor, yapamazsa cezaevlerine atıyor. Bu, Türk devletinin karakterinden kaynaklanıyor. Türk devleti gazeteci arkadaşlarımızı korkutmak amacıyla hapis ve para cezası veriyor. Türk devletinin adaletine ilişkin hiçbir umudumuz yok. Bu konuda gazetecilerin haklarını savunan uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunuyoruz. Gazeteci arkadaşlarımız serbest bırakılması için Türk devletine baskı kurmalarını istiyoruz.” 

MESLEKTAŞLARIMIZIN HAYATI TEHLİKEDE

Salgına karşı tedbirlerin alınmadığı Türk cezaevlerinde tutulan gazetecilerin hayatının tehlike altında olduğunu vurgulayan gazeteci Bilal Guldem, bir an önce serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi.

CEZAEVLERİNİN BOŞALMASI GEREKİR’

Salgın tehlikesinin her an büyüdüğü bu süreçte cezaevlerindeki siyasi tutsak ve gazeteciler için harekete geçilmesini isteyen gazeteci Deniz İke, “Tüm gazeteci ve siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekir. Bu vesileyle gazeteciliğin suç olmadığını tekrar belirtirken, cezaevleri acilen boşaltılmalı” şeklinde konuştu.

TOPLUMUN ŞEFAF BİLGİYE İHTİYACI VAR

Gazeteci Zeynel Bulut ise salgına ilişkin en tehlikeli yerlerin başında cezaevleri geldiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Olanaüstü durumlarda halkın gözü ve kulağı gazetecilerdedir fakat AKP-MHP iktidarı gerçekleri aktaran gazetecileri tutuklayıp cezaevlerine atıyor. Türkiye’de şimdiye kadar binlerce kişi salgına yakalanmış ve onlarca kişi de hayatını kaybetmiş durumda. Cezaevlerinde bulunan binlerce siyasi tutsak ve gazeteci salgın tehlikesi altında. Tüm siyasi tutsakların ve gazeteci arkadaşlarımızın ivedilikle serbest bırakılmaları gerekir. Özellikle bu süreçte toplumun şeffaf bilgiye ihtiyacı var.”

AKP, FIRSAT OLARAK GÖRÜYOR

Gazeteci Seyit Evran, rehin alınan gazetecilerin hemen hemen hiçbirinin haber yapmaktan başka bir suçu olmadığını anımsatarak, şöyle konuştu: “Toplumu doğru bilgilendirmek, gerçekleri söylemek ve yalanın perdesini yırtmaktı amaçları. Bazıları birkaç kez tutuklanmasına rağmen bu gerçeği yazmaktan, söylemekten vazgeçmedi. O yüzden birçoğu için henüz iddianame bile hazırlanmadan cezaevlerine atıldı. Virüs salgını tehlikesine rağmen cezaevlerinde tutma kararlılığında. Bu durum, aslında AKP’nin toplumun gözü, kulağı, vicdanı olan gazetecilerin öldürülmesi için bir fırsat olarak kullanmaya başladığı görülüyor. Erdoğan ve AKP, doğru ve gerçeği söyleyen gazetecilerden korkuyor. Bir gazeteci olarak hemen şimdi hiç vakit kaybetmeden gazeteci arkadaşlarımın serbest bırakılmasını istiyorum. Bunun için tüm toplumu duyarlı olmaya, onların özgürlüğü için sesini yükseltmeye davet ediyorum.“

KOŞULSUZ VE DERHAL BIRAKILMALILAR

AKP iktidarının yaşadığı korku nedeniyle Türkiye’yi dünyanın en büyük cezaevine dönüştürdüğünü kaydeden gazeteci Vedat Kurşun ise “Dünyada tutuklu gazetecilerin en çok olduğu ülke Türkiye’dir. Bu AKP’nin gazetecilerden ne kadar korktuğunu gösteriyor. Şunu iyi bilmeli; tutuklamalarla özgür basın çalışanlarını engelleyemez, onları gerçekleri göstermekten alıkoyamaz. Gazetecilerin yeri dört duvar arası olmamalı. Dışarıda ve görevlerinin başında olmalılar. Siyasi tutsakların ve gazetecilerin koşulsuz bir şekilde derhal serbest bırakılması gerekir. Kamuoyuna bu konuda duyarlılık çağrısında bulunuyoruz. Yaklaşık 200 gazeteci şu an cezaevlerinde bulunmakta, sesimizi onların sesine katalım” dedi.