Kumrular davasında sanığa 'gizli tanık' teklifi
Kumrular davasında sanığa 'gizli tanık' teklifi
Kumrular davasında sanığa 'gizli tanık' teklifi
Ankara Kumrular Caddesi'nde 20 Eylül 2011'de meydana gelen patlamayla ilgili görülen davada sanıklardan Halil Bayık, savunmasında gözaltında bulunduğu sırada polislerin kendisine "Seni KCK dosyasında gizli tanık olarak kullanacağız. Estetik ameliyat yaptırıp, yeni kimlikle iş ayarlarız. Bize ajanlık yap" dediğini açıkladı.
Ankara'daki Kumrular Caddesi'nde 20 Eylül 2011 tarihinde meydana gelen ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği patlamaya ilişkin açılan davanın 6'ncı duruşması Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 19 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına, tutuklu sanıklar Ümit Akgümüş, Fethullah Yiğit, Ertan Yürek, Ramazan Pamukçi, Halil Bayık ile tutuksuz sanık Mürsel Pamukçi ile bazı sanık ve müşteki avukatları katıldı.
Duruşmada, sanıklardan Halil Bayık tercüman aracılığıyla Kürtçe savunma yaptı. Daha dava başlamadan, polis ve savcılık aşamasında suçlu ilan edildiklerine dikkat çeken Bayık, "İddianame, polisin yönlendirmesiyle yazılmıştır. Polis denildiğinde akla gerçeği savunan iyi insanlar gelir ama iddianameye baktığımızda para-militarist polis akla geliyor" dedi.
Savunmasında trende yakalandığı iddia edilen bombalı çantanın da kendisine ait olmadığını belirten Bayık, "O çantanın sahibi bulunamayınca, sahip bulabilmek için çaba sarf ettiler. Polislerin psikolojik baskısına maruz kaldım. Çantanın bana ait olduğunu söyletmeye çalıştılar. Beni ailemle tehdit ettiler. Cebimde kağıda yazılı bulunan cep telefonu numarasını da polis kendi eliyle cebime koydu ve bana isnat etti. Trende gözaltına alınanların hepsi Kürdistanlıydı. Kürtler, Türkiye'de zaten suçlu kabul ediliyor. Kürt olmam ve soy ismim yakalanma nedenim" dedi.
Gözaltına alındığında polisin, "Eğer itiraf edersen, seni KCK dosyasında gizli tanık olarak kullanacağız. Estetik ameliyat yaptırıp, yeni kimlikle iş ayarlarız. Bize ajanlık yap" dediğini açıklayan Bayık, bunu kabul etmediğini söyledi. Suçsuz olduğunu savunan Bayık, tahliyesini istedi.
Bazı tanıkların dinlenildiği duruşmada, sanık avukatları ise, Kumrular saldırısı ve Güney Ekspresi'nde patlayıcı bulunmasıyla ilgili davanın birbirinden ayrılmasını istedi. Avukatlar ayrıca, müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, sanıkların kaçma şüphesi ve suçu dikkate alındığında, tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi. Duruşmada söz alan sanık Ümit Akgümüş, Sincan F Tipi Cezaevinde, aileleriyle bir araya geldikleri sohbet salonundaki masanın altında 8 adet dinleme cihazı bulunduğunu hatırlattı. Bununla ilgili yaptığı başvuruda, kendisine, "Kumrular'daki patlama dosyasıyla ilgili mahkeme kararıyla dinleme yapıldığı" cevabının verildiğini belirten Akgümüş, şunları kaydetti: "Devlet siyasi tutsakların özel mahremiyetine el attı. Bu insanlığa sığmaz. Bu kadar çirkinlik olur mu? Benim bu dosyada bir suçum varsa ceza verin kurtulayım artık, gerçekten sıkıldım. Devletin bekası, itibarı yüzünden ben yargılanıyorum. Devlet bulamadı, benim üzerime yıkmak istiyorlar."
Kumrular patlaması ve Güney Ekspresi ile ilgili davanın ayrılması talebini reddeden Mahkeme Heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.