Kürkçüler F Tipi’nde hasta tutsakların tedavisi engelleniyor

Kürkçüler F Tipi Cezaevi’ndeki Crohn hastası siyasi tutsak Fatih Özgür Aydın’ın annesi Emine Aydın, salgın sürecinde tedavisi aksayan oğlunun hastaneye sevkinin şimdi de jandarmanın keyfi ağız içi arama dayatmasıyla engellendiğine dikkat çekti.

Hak ihlallerine her gün bir yenisinin eklendiği Türkiye cezaevlerinde hasta tutsakların tedavisi çeşitli bahanelerle engelleniyor. Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde özellikle siyasi hasta tutsakların hastaneye sevklerinin jandarmanın keyfi uygulamaları nedeniyle yapılamadığı ortaya çıktı.

Bu tutsaklardan Crohn hastası siyasi tutsak Fatih Özgür Aydın’ın annesi Emine Aydın, oğlunun hastaneye sevkinin jandarmanın arama dayatması nedeniyle engellendiğini belirtti.

Konu hakkında ANF’ye bilgi veren Aydın, yıllardır Crohn hastalığı ile boğuşan  ve kanser riski olan oğlunun hastane sevkinin jandarmanın ağız içi arama dayatması nedeniyle yapılamadığına dikkat çekti.

‘BU KEZ DE JANDARMA ENGELLEDİ!’

Salgın sürecinde oğlunun tedavisinin aksadığını belirten anne Aydın, bu nedenle çok kilo kaybettiğini, sürekli ishal olduğunu ve karın ağrısı atakları geçirdiğini ifade etti.

Geçen yıl bu dönemlerde şiddetli bir atak sonrası yapılan kolonoskopide oğlunun hastalığının ilerlediğinin tespit edildiğini anlatan Aydın, “Muayene sonrası doktor 6 ay sonra tekrar kontrol olmasını gerektiğini söyleyerek, ilaç vermiş. Ancak Nisan ayında ilaç gelmemeye başladı. Firma ilacı piyasaya sürmediği için cezaevlerine de temin edilemiyordu. Biz de dışardaki eczaneleri gezdik ama bulamadık. Özgür, son çare olarak ilaç firmasına yazmış ve Ağustos ayında cezaevine 4 kutu gönderilmiş. En son kontrol amaçlı hastaneye sevki vardı. Ancak bu kez de jandarma tarafından engellendi. Jandarma Özgür’e ağız içi arama dayatmasında bulunmuş. Bunu kabul etmeyince de sevk edilmemiş” dedi.

‘BİZİM ÇOCUKLARIMIZIN AĞIZ İÇİNDE JİLETLE NE İŞİ OLUR?’

Bu uygulamanın sadece oğluna değil, her sevk sırasında koğuşta olan arkadaşlarına da dayatıldığına işaret eden Aydın, “Ağız içinde jilet arıyorlarmış, bizim çocukların ağız içinde jiletle ne işi olabilir? Kaldı ki salgın gerekçesi öne sürülerek açık görüş, sohbet hakkı uygulanmazken, maske-mesafe-hijyen en önemli koruma tedbiri iken, jandarmanın yakın temasla maskesini çıkartıp, ‘Bak ben çıkardım sen de maskeni çıkar, dilini kaldır’ demesi ve adli bir tutuklunun ağzında jilet sakladığı gerekçesini göstermesi hangi mantıkla, hangi hukukla izah edilebilir?” diye tepki gösterdi. Sırf bu nedenle hastaneye sevklerinin yapılamadığını aktaran Aydın, bu konuda faks çektiği cezaevi idaresinin, “Bizimle değil, jandarmayla alakalı” diyerek sorumluluğu jandarmaya attığına işaret etti.

Oğlundan bu arama dayatmasının  adli tutuklu ve hükümlülere yapılmadığını öğrendiğine de dikkat çeken Aydın, bu onursuz arama yöntemine özellikle siyasi tutsakların tabi tutulduğunu vurguladı.  Oğlunun 4 yıldır tutuklu olduğunu belirten Aydın, “örgüt üyeliği” iddiasıyla aldığı 10 yıl hapis cezasının Yargıtay’da olduğuna ve tedavisi aksadığı için de günden güne eridiğine dikkat çekti. Crohn hastalığının yanı sıra kemiklerinde de kistler çıktığını belirten Aydın, teşhis için muayene olması gerektiğini ama bu koşullarda bunu kabul etmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Salgın nedeniyle oğlunu sadece kapalı görüşlerde görebildiğini anlatan Aydın, ancak şu anda tek düşündüğü noktanın oğlunun sağlık durumu olduğunu kaydetti.

Konu hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan Aydın, duyarlılık çağrısında bulundu. Hasta tutsakların tedavisinin bu keyfi uygulamalarla resmen engellendiğini vurgulayan Aydın, “Oğlumdan sonra, alerji sorunu yaşayan koğuş arkadaşı Umut Gündüz Altun da jandarmanın bu uygulaması nedeniyle hastaneye sevk edilemedi. Bu keyfi uygulama derhal son bulmalı” dedi.