Diplomasi Komitesi üyeleri, Öcalan’ın özgürlüğüne dair çalışmalarının devam edeceğini vurgularken, Kürt halkının birlik olarak katliam politikalarına karşı durmasını istiyor.

Kürt kurumlarının dış ilişkiler çalışmalarının koordine edildiği Diplomasi Komitesi adına açıklama yapan Lizda Dersim, eyleme katılma gerekçelerini şu şözlerle dile getirdi: “Diplomasi Komitesi olarak 5 günlük açlık grevini devraldık. Diplomasi Komitesi içerisinde de değişik parçalardan temsilciler var. Kadın Hareketi’nden, PJAK’tan PYD’den ve genel diğer kurumlardan temsilciler var. Bu açlık grevine destek verilmesinin bir amacı da, tüm dünya kamuoyuna Başkan Apo’nun durumunun tamamiyle siyasi, ama aynı zamanda insani, sosyal, ulusal ve uluslararası bir sorun olduğunu göstermektir.

Biz uluslararası anlamda bazı çalışmalar yapıyoruz. Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Birliği’nde, Avrupa Konseyi’nde, Avrupa Parlamentosu’nda, sivil toplum örgütlerindeki görüşmelerimizde  diyaloglarımız oldu. Yine konferans ve seminerlerimiz devam ediyor. Bu açlık grevi bu yönlü duyarlılığı daha da arttırmak, kamuoyunu daha da bilgilendirme amaçlıdır. Bizim bazı arkadaşlarımız dışarıda bu çalışmaları yürütürken, biz de temsilen buradaki açlık grevine katılarak, hem buradaki gelişmeleri oradaki arkadaşlara aktarmak hem de burada kamuoyuna daha fazla bilgilendirmeyi amaçlıyoruz.

Başkan Apo'ya yönelik yürütülen tecrit ve kendisinden haber alınamama durumu ve yine en son CPT’nin Türkiye’ye gitmesine rağmen Başkan Apo'yu görmemiş olması, bizim endişelerimizi daha da arttırdı. Zaten biz buradayken bir ekiple de Avrupa Parlamentosu’nda ve CPT’de görüşmeler de olacak. 15 Eylül’de gerçekleşecek büyük mitingde de parlamenterlerin ve dostların katılacağı bir basın toplantısı düzenleyeceğiz. Yani tecridin bizim, halkımızın ve çalışmalarımız üzerine nasıl bir baskı oluşturduğunu anlatacağız. Yine tüm Kürt kurumları adına devlet başkanlarına, başbakanlarına, dışişleri bakanlarına da bu konudaki hassasiyetimizi ileten mektuplar yazarak, gönderdik. Ayrıca, Kadın Hareketi olarak Önderliğimizin durumu üzerine hazırladığımız dosyalarımızı, bildirilerimizi ulaştırmaya çalışıyoruz ve bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.”

HEWRAMİ: HALKIMIZ BULUNDUĞU HER ALANDA ÖNDER APO’YA SAHİP ÇIKMALIDIR

Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) adına diplomasi çalışmalarında görev yapan Zerdeşt Hewrami,

19 gününü geride bırakan bu eyleme özelde PJAK, genelde ise Diplomasi Komitesi Sözcülüğü adına katıldık. Halkımızın olduğu her yerde önder Apo’ya sahip çıkılacaktır. Halkımızdan isteğimiz, Türk medyasının iddia ve haberlerine itibar etmemeleridir. Çünkü halkımızı yanıltmak istiyorlar.

Şengal Diaspora Meclisi’nin açlık grevinin başarıya ulaşacağına dair inancını dile getiren Zerdeşt Hewrami, Kürt Halk Önderi’nin güvenliğine ilişkin kaygılara dikkat çekti. Öcalan’ın güvenliğinin kendileri için önemine vurgu yapan Hewrami, Kürt halkına çağrı yaparak, ‘yaşanılan her alanda Kürt Halk Önderi’ne sahip çıkılmasını’ istedi.

ŞAREZORİ: ÖCALAN’A SAHİP ÇIKMAK AHLAKİ, İNSANİ VE ULUSAL GÖREVDİR’

Tevgera Azadi adına diplomasi çalışmalarını yürüten Güney Kürdistanlı Rebwar Şarezori ise, açlık grevine katılmak amacıyla çalışmalarını sürdürdüğü Britanya’dan Strasbourg’a geldiğini söyledi.

Öcalan’a yönelik 1,5 yılı aşkın tecrit ve 15 Temmuz darbesi sonrasındaki güvenlik kaygılarına dikkat çeken Şarezori, bu tecridi kırmak için yapılan süresiz dönüşümsüz açlık grevinin önemine vurgu yaptı. Şarezori, kendilerinin de bu eylemle dayanışmak ve Öcalan üzerindeki tecridi kırmak şiarıyla dönüşümlü açlık grevine girdiğini söyledi.

Başta Güney Kürdistan olmak üzere tüm parçalardaki Kürt gençlerine seslenen Rebwar Şarezori, Öcalan’a sahip çıkmanın ahlaki, insani ve ulusal bir görev olduğunun altını çizdi. Kürt halkıyla Öcalan’nın birbirine bağlı ve bir olduğunu vurgulayan Şarezori, bunun ruh ve bedenin ayrılmazlığı gibi olduğunu dile getirdi.

Rebwar Şarezori, AKP’nin Kürt halkına yönelik faşizan politikalarına karşı ve Öcalan’ın özgürlüğü için Kürdistan ve diasporada sokakların birer direniş alanına dönüştürülmesi çağrısı yaptı. Kürt halkının birliğini sağlayarak bu direnişi yükseltmesini isteyen Şarezori, bu sayede Kürt halkının düşmanlarının planlarının boşa çıkarılabileceğini sözlerine ekledi.