‘Kürt gerçeği Cenevre-3’ü ve Türkiye’yi tıkadı’
PYD Eş Başkanı Salih Muslim, Kürtsüz gerçekleştirilen Cenevre-3 görüşmelerinin gelinen noktada tamamen tıkandığını söyledi.
PYD Eş Başkanı Salih Muslim, Kürtsüz gerçekleştirilen Cenevre-3 görüşmelerinin gelinen noktada tamamen tıkandığını söyledi.
“Dünya Kürtler hesaba katılmadan yapılacak hiçbir görüşmenin veya projenin gerçeklemeyeceğinin bilincine vardı” diyen Müslim, Türkiye başta olmak üzere bölgesel güçlerin Suriye üzerindeki bütün planlarının Kürt gerçekliğine çarparak yok olduğunu söyledi.
PYD Eşbaşkanı Salih Muslim ile Rojava’da yaşanan askeri ve siyasi gelişmeleri, Ağustos ayında tekrardan başlanması planlanan Cenevre-3 görüşmelerini, Minbic hamlesinin ne anlama geldiğini, DAİŞ’in Türkiye’ye yönelik saldırısını ve Türkiye’nin son dönemde ortaya koymak istediği siyaset gibi önemli gelişmeleri konuştuk.
‘KÜRT GERÇEĞİ CENEVRE-3 TIKADI’
Suriye’de siyasi çözüm geliştirmek amacıyla BM öncülüğünde düzenlenen Cenevre -3 görüşmelerinin geldiği aşamayı değerlendirebilir misiniz?
Açıkça söylemeliyim ki Cenevre-3 görüşmeleri gelinen aşamada tamamen tıkanmış durumda. Bizi başından beri bunu organize edenlere “biz bu görüşmelerde olmasak bir ilerleme sağlanamaz” dedik. Ve dediklerimizin gerçekliği bugün kendisini açıkça ortaya koyuyor.
Riyad görüşmelerinden başlamak kaydıyla biz bunun içerisinde olmalıydık. O zaman da bizi dışladılar. Gerçek niyetleri bir çözüm olsaydı biz orada olurduk.
Çözüm istemeyenler bizi dışladılar. Başka gruplarla yapmak istediler ama biz içerisinde yoktuk diye başaramadılar.
‘YAKIN ZAMANDA BAZI MUHALEFET GRUPLARI SAHADAN SİLİNEBİLİR’
Bu görüşmelerde ne rejim kendi zihniyetinden vazgeçmiş nede diğer gruplar geliştirilecek bir siyasi çözümden yana. Özellikle silahlı muhalefet siyasi bir çözümün olacağına inanmıyor.
Politik muhalefet dediğimiz dışarıdakiler yani bu görüşmeleri organize edenlerinde sahada bir güçleri olmadığı gibi sözlerini de kimseye geçiremiyorlar.
Bu durumdan kaynaklı bölgede etkili olan Amerika ve Rusya’da yavaş davranarak sahada bazı şeylerin değişmesini bekliyor. Önümüzde ki süreçte bazı güçler sahadan tamamen tavsiye olabilir bu durumu bekliyorlar birazda. Önümüzde ki 3 aylık süreç çok zorlu ve çatışmalı geçeceğe benziyor.
‘GÖRÜŞMELERİN BAŞINDAN BERİ BİZLE TEMAS HALİNDELER’
Peki, yeniden başlanması planlanan Cenevre-3 sizin davet edilme durumunuz gerçekleşebilir mi ve görüşmelere katılan güçlerin size karşı tavrında bir değişikli var mı?
Yeniden başlanma ihtimali olan görüşmelere bizimde katılmamız dâhil olmak üzere çok farklı şeyler yaşanabilir. Biz olmasak yine aynı şeylerin tekrarlanacağını iyi biliyorlar. Görüşmelerin başında itibaren bizimle temasları hep devam ediyor zaten. Bizde bu noktada kendi düşüncelerimizden taviz vermeden herkesle görüşüyoruz.
Bu süreçte her tarafla çeşitli temaslarımız devam ediyor. Biz görüşmelere karşı değiliz bunu için görüşmelerimiz devam ediyor.
Türkiye etkisi altında olan güçlerin tavrı bize karşı değişmezken diğer bazı grupların bize karşı tavrı değişmiş durumda. Bunlar gizliden bizle görüşmek istiyorlar bizde onlarla doğrudan olmasa da dolaylı yollarla görüşüyor ve haberleşiyoruz.
‘DE MİSTURA’DAN BİR CEVAP BEKLİYORUZ’
Suriye BM özel temsilcisi De Mistura’nın bir konuşma arasında söylediği Rojava’daki Kürtlerin nüfusuyla ilgili söylediği cümle hakkında ne diyeceksiniz?
De Mistura’nın bu söylemi bazı etkiler altında söylenmiş bir cümleden ibarettir gerçeği yansıtmıyor. Sanırım De Mistura’da bunu düzeltmeye çalışacak. Bu cümle onun konumuna yakışmayan bir durumdur. Neye dayanarak böyle bir konuşma yaptı buradan kendisine sesleniyor ve soruyorum bir cevap bekliyoruz.
‘BİZDEN DOĞRU YAŞANAN GELİŞMELER BÖLGESEL GÜÇLERİN PLANINI YOK ETTİ’
Türkiye başta olmak üzere bölgesel güçlerin görüşmeler üzerindeki etkisi hala devam ediyor mu?
Türkiye, Sudi Arabistan ve Katar’ın etkisi eskisi gibi devam etmiyor. Bölgede bizden doğru yaşanan gelişmeler bu güçlerin bölgede uygulamak istediği siyaseti altüst etti.
Türkiye’nin Rusya ile teması bölgede bazı değiştirebilir. Türkiye Rusya ilişkilerinden sonra hala Sudi Arabistan ve Katar ile ilişkilerini sürdürecek mi bilmiyoruz. Dünya Kürtler hesaba katılmadan yapılacak hiçbir görüşmenin veya projenin gerçeklemeyeceğinin bilincine vardı. Türkiye başta olmak üzere bölgesel güçlerin Suriye üzerindeki bütün planları Kürt gerçeğine çarparak yok oldu.
‘TEMEL SİSTEM ANLAYIŞIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Yine ilan edilen Rojava Federal bölgesi var federal yapının ilanı neyi göstergesidir?
Federal yapının amacı bizim diğer halklar ile birlikte yaşama projemizdir. Bunun nasıl adlandırılması önemli değil. Bunun adı federalizm veya özerklik veya başka bir şey olabilir. Bizim temel isteğimiz bu noktada sistemin nasıl şekillenmesidir. Muhakkak yeniden koyu merkeziyetçi bir rejim olmayacağında eminiz. Bizde bunun adını federalizme olarak koyduk. Biz temel sistem anlayışımızda vazgeçmeyeceğiz. Bu yapının biraz netleşmesi için biraz daha zaman ihtiyacımız var.
‘FEDERAL YAPILAR BİR DÜNYA GERÇEKLİĞİDİR VE KENDİSİNİ DAYATIYOR’
Federalizme ilanına karşı çıkan güçler var mı?
ABD ve Rusya buna karşı çıkamaz zaten kendileri böyle bir sisteme sahip. Federal yapı artık bir dünya gerçekliği olduğu gibi kendisini de dayatıyor. Federal yapı Arap dünyasında bile var. Birleşik Arap Emirlikleri de zaten bir federal sistemdir. Nüfusu bir milyonu bile geçmeyen bir ülkede bile bu uygulanırken neden Suriye’de uygulanmasın.
Federal yapı isteğimiz halkların birlikte ve kendi kendini yönetme isteği doğrultusu temelinde var olmuştur. Başından beridir bizim isteğimiz belli bir sistem anlayışı temelindeydi. İlk başlarda yaşanan askeri ve siyasi gelişmelere bağlı mecburi koşullardan kaynaklı özerklik ilan ettik. Özerklik ilanlarımız her zaman temel bir çerçeve içerisindeydi.
Daha sonra alanalar genişletildi bu genişlemeyle birlikte federalizmi bir öneri olarak sunuyoruz yapacaksak bütün halklar birlikte bunu inşa edeceğiz.
‘FEDERAL YAPI İÇERİSİNDE HALKLARIN KEDNİ ÖZERK BÖLGELERİ OLABİLİR’
Federal yapıyı Suriye’nin bir bütünü için mi öneriyorsunuz?
Evet, Federal yapıyı Suriye’nin bir bütünü için öneriyoruz, artık Suriye’yi tek yapı altında tutmak veya eski koşullarına döndürmek imkânsızdır.
Artık merkeziyetçi bir devlete düşünülemez ve imkânsızdır. Bundan kaynaklı bizim iddiamız federalizmdir.
Oluşacak federal yapının özü halkların birlikte ve eşit koşullarda yaşamasına dayalıdır. Hatta federal yapı içerinde halkların kendi özerkliği olabilir.
Bu federal yapı içerisinde Kürtlerin, Alevilerin, Süryanilerin, Türkmenlerin, Arapların kendi özerk bölgeleri olabilir. Federal yapı ile birlikte eski rejim ortada kalmayacaktır. Bugüne kadar dayatılan tekçi anlayışa karşı çoğulcu bir yapıdan bahsediyoruz.
‘ZİHNİYET DEVRİMİNE İHTİYACIMIZ VAR’
Bölge halklarının Federal yapıya karşı yaklaşımı nasıl?
Ortaya koyduğumuz bu sistem halkların geleceğini ve birlikte eşit koşullar yaşama şansını tanıdığı için büyük bir kesim bu sistemin varlığından memnunlar. Her sisteminde olduğu gibi bizde de biraz zamana ihtiyaç var. Yıllardır tekçi bir zihniyetle yönetilen bir halk gerçeği var bizim temel amaçlarımızdan biriside halklarda yer edinmiş olan bu anlayışı değiştirip dönüştürmek. Köklü bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Tekçi sistem tarafından halklar arasında yüzyıllardır yaratılan düşmanlıklarda bu sistemin önünde bir engel bizim temel amaçlarımızdan biriside bu sistemin varlığı ile bölge halkları arasında oluşturulan bu düşmanlıkları ortadan kaldırmak.
‘CENEVRE-3’DE OLURSAK FEDERAL YAPI ÖNERİSİ İLE OLURUZ’
Peki, Cenevre-3’e davet edilme durumunuz olursa masaya federal sistem önerisi ile mi oturacaksınız?
Evet, zaten o masada bugüne kadar oturtulanların suriye’nin geleceğine yönelik hiçbir projesi olması ve zaten öyle bir projeleri yok. Yapılacak öneri olursa da tartışmaya açığız.
Cenevre-3’de bugüne kadar önümüzdeki Suriye nasıl olacak veya nasıl olmalıdır diye bir tartışma yürütülmedi. Bir rejim gidecek başka bir rejim gelecek hesabı yapılıyor amaçları yeni gelecek bu rejimde kimin söz sahibi olması veya eski rejimin korunması. Görüşmelerde olan her kesimin temel amacı iktidar aramaktır.
Bazıları da demokrasi diyor ama nasıl bir demokrasi olacağında bahsetmiyor. Klasik bir demokrasiden bahsediyorlar oda artık Suriye’de geçerli olamaz bizde kabul etmeyiz. Yaşanan bu iç savaşla birlikte bütün halklar kendi kimliğinin farkına vardı bunlara dayatılacak tekçi bir anlayış savaşın derinleşmesi olur. Bunun için federal sistem en ideal olandır.
‘SURİYE DEVRİMİNİ DESTEKLEYENLER YENİ MUHALEFET OLUŞTURMA PEŞİNDE’
Muhalefet denen kesimin gücü hangi aşamada ve etkileri ne?
Güçlü değiller silahlı gruplar Cebatul Nusra çıkarırsan kimse kalmaz ortada. Bundan kaynaklı ABD ve Suriye devrimine destek veren bölgesel veya batılı güçler yeni muhalefet grupları veya var olanları birleştirmeye çalışıyorlar. Ama denenmek istenen bu durumda başarılı olmuyor.
Bölgesel güçlerden kaynaklıda bizimle bu anlamda bir ortaklaşmaya gitmiyorlar. Ama artık bölgesel güçlerin Suriye’de yapmak istediği her şey Kürt duvarına çarparak yok oldu.
Bu güçlerin bütün destekleri DAİŞ’e gidiyordu bu artık açığa çıktığı için bunun alternatifi olarak Cebatul Nusra’ya destek vermek istiyorlar oda zaten terör listesinde geriye Ahraru-Şam kalıyor bunlarda zaten hepsi DAİŞ zihniyetinde yapılanmalar.
Yani bizim dışımızda bölgede seküler, laik, demokrasiyi esas alan başka güç yok.
‘TÜRKİYE’NİN AKTÖRLÜK ROLÜ BİTTİ YENİ AKTÖR BİZİZ’
Türkiye’nin aktörlük rolü devam ediyor mu peki?
Türkiye’nin bir aktörlük rolü var ama eskisi gibi bir aktörlük değil bölgeyi tahrip eden bir aktörlük konumuyla anılmaya ve tanınmaya başlandı. Kendi kişisel saltanatını ve eski Osmanlı ruhunu canlandırmaya çalışan ve bunun için dünyanın başına bela olan bir örgüte kurucuları ve destekçileri arasında olmakla tanınan bir aktör haline geldi. Türkiye’nin aktörlüğü saltanatçı zihniyetle anılır bir hale gelmiştir.
Artık bölgede insanı değerleri esas alan, doğrudan demokrasiyi esas alan ve laiklikten yana tek aktör olarak dünyada kabul gören bir halk var oda kürlerdir. Bu gerçekliğin hem Avrupa hem de dünya çok iyi farkında.
Bu gerçekliği ortaya çıkaran en büyük neden ise Kürt halkının kendi öz gücüne dayanarak verdiği mücadeledir. Kürtler artık bölgenin vazgeçilmez en büyük gücü haline gelmiş ve kabul görmeye başlamıştır.
Bizim dışımızdakiler hilafet isteyerek bölgeyi 1500 yıllara götürmek isteyen bir anlayışa sahip.
Yarın:
Minbic hamlesi ve önemi, Türkiye’nin Rusya ve İsrail yakınlaşması ne anlama geliyor?
Musul’a bir operasyon olur mu veya bunun önünde ki engel ne?
DAİŞ neden Türkiye’yi hedef aldı?
Erdoğan UCM yolunda mı?
Türkiye Suriye Rejimi ile görüşüyor mu?