Kürtçe resmi ve eğitim dili olarak kabul edilsin

Polisin tüm engelleme girişimlerine rağmen Kürt Dili Bayramı’nı Kartal Meydanı’nda Kürtçe stranlar eşliğinde kutlayan halk, Kürtçe dilinin resmi dil ve eğitim dili olarak kabul edilinceye kadar mücadelenin süreceğini vurguladı.

Kürt Dili Bayramı dolayısıyla İstanbul Kürt Enstitüsü öncülüğünde Kartal’da yapılmak istenilen yürüyüş polis tarafından engellendi. HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü katımıyla gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü destek verdi.

Polisin keyfi engellenmesine karşı oturma eylemi yapan kitle, erbanelerin ritmi eşliğinde Kürtçe stranlar söyledi.

‘UTANACAK BİRİLERİ VARSA DİLİMİZİ YASAKLAYAN ZİHNİYETTİR!’

 “Zimanê Kurdî divê bibe zimanê resmî û perwerdeyê” yazılı pankart ile “ Dem dema zimanê Kurdî ye”, “ Bê ziman jiyan nabe” dövizlerinin taşıdığı etkinlikte ilk konuşmayı Barış Anneleri’nden Fince Akman yaptı.

Konuşmasını Kürtçe yapan Akman, “Bütün anneler çocuklarıyla ve torunlarıyla Kürtçe konuşmalıdır. Ama yasakçı bir zihniyet var ortada. Ancak bilinsin ki, kimse bizim önümüze engel olamaz. Dünyada hiçbir dil yasak değilken Kürtçe yasak. Biz onların hiçbir yasağını kabul etmiyoruz. Bugün anadil bayramı, halkımızın ve çocuklarımızın bayramı ve utanacak birileri varsa, dilimizi yasaklayan bu zihniyettir” dedi.

‘AKP-MHP VARLIĞIMIZ OLAN DİLİMİZİ YASAKLIYOR’

HDP İstanbul İl Örgütü Eşbaşkanı Ferhat Encü de Kürtçe yaptığı konuşmada, dört parçadaki Kürdistanlı halkının Kürt Dil Bayramı’nı kutlayarak sözlerine başladı. Cumhuriyetin ırkçılık, dincilik ve soykırımcı politikalar üzerine kurulduğunu belirten Encü, bu politikaların AKP-MHP iktidarıyla sürdüğünü vurguladı. Encü, “Bugün Türkiye’de 30 milyona yakın Kürt var, hepsi Kürtçe konuşuyor ama baskıcı zihniyet ve AKP-MHP faşizmi varlığımız ve kimliğimiz olan dilimizi yasaklıyor. Köylerimizin ismini değiştirdiler, şehirlerimiz, sokaklarımızın, coğrafyamızın ismini değiştirdiler. Bu politikalarla Kürt dilini yok etmeye çalıştılar. Bugün bütün havalimanlarında Kürtçe hariç tüm dillerde tabelalar var” diye konuştu.

Kürtçe resmi dil oluncaya kadar bu mücadelenin süreceğini vurgulayan Encü, “ Bedeli ne olursa olsun biz anadilimizi serbestçe konuşacağız. Kürtçe dili, öğretim dili oluncaya kadar da mücadele edeceğiz” vurgusunda bulundu.

‘DİLİMİZE SAHİP ÇIKMAK KENDİMİZE SAHİP ÇIKMAKTIR!’

HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş ise, Kürtçe yaptığı konuşmada Kürt halkının bayramını kutladı. Yüz senedir Kürt dili üzerinde kirli politikalar yürütüldüğünü kaydeden Beştaş, bu zihniyet yürütücülerinin tek derdinin Kürt halkının kazanımlarını yok etmek olduğunu vurguladı. Bugün Kürt halkı için çok özel bir gün olduğunu hatırlatan Beştaş, “ Dilimize sahip çıkmak kendimize sahip çıkmaktır. Biz ülkemiz, dilimiz için varız ve hiçbir zaman bu yasakçı zihniyeti kabul etmiyoruz. Sloganlarımıza, konuşmalarımıza bile müdahale ediliyor. Burada dövizlerde yazıldığı gibi , dilsiz yaşam olmaz. Onun için dilimiz eğitim dili olmalı, resmi dil olarak kabul edilmeli ve bunun için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Yüzyıllardır, milyonlarca Kürt’e asimilasyon politikaları uygulandı ama başaramadılar. Dilimiz bugün de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Kürtler bugün sokaklarında, şehirlerinde konuşamıyor çünkü Kürtçe resmi dil ve eğitim dili olarak kabul edilmiyor. Bu zihniyet yaşamı, konuşmayı her şeyi kendi dili üzerinde kurgulamış. Fakat bugün utanmadan ve yüzleri kızarmadan ‘Kürtçe yasak değildir’ diyorlar. Bu yüzden bizim için hayati bir mesele; dil olmasa biz de olmayız. Dilimiz onurumuzdur ve biz onurumuzu korumaya devam edeceğiz” diye konuştu.

‘CENAZELERE MÜDAHALE EDECEK KADAR İNSANLIKTAN ÇIKMIŞLAR!’

Sözlerine Türkçe devam eden Beştaş, polis tarafından yapmak istedikleri yürüyüşün engellenmesine tepki gösterdi. Şu anda etraflarını TOMA’larla saran polislerin aldıkları emriler doğrultusunda Kürt Dil Bayramı’nı kutlamalarına engel olduklarını vurgulayan Beştaş, şöyle konuştu: “Her gün söylüyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz; bu engellemeler, bu politika Kürt düşmanlığının sonucudur. Evet, bu ülkede bir Kürt düşmanlığı vardır, halkları birbirine düşürmek istiyorlar. Ama halkların birbirleriyle sorunu yok, bu sistem, bu iktidar bu politikayı yürütüyor ve bunu emrindeki valilere, İçişleri Bakanı’na talimatlar vererek cenazelere müdahale edecek kadar insanlıktan çıkmış durumdalar. Şimdi biz buradaki kitleyle yürüsek ne olacak? Bu ülkede herkes yürüyor. AKP’liler bütün yolları kapatarak ve bütün kolluk güçlerini emrinde tutarak, istedikleri kadar yolları trafiğe kaparak yürüyorlar. Herkes onların emrinde. Ama söz konusu olan HDP, Kürtler ve diğer muhalefet olunca işte böyle keyfi engellemelerle iktidarının gücünü ispatlamaya çalışıyorlar. Biz sizin iktidarınızın düşeceğini çok iyi biliyoruz. Zorbalıkla bu iktidarı devam ettiremeyeceksiniz, rıza üretemeyeceksiniz, bu halk sizi desteklemeyecek. Burada valiye sesleniyoruz, bu eylem, bu yürüyüş hangi kanuna haykırı? Biz neden yürüyemiyoruz? Anayasanın emredici hükmü var; herkes yürüyebilir bu memlekette. Bu anayasada HDP, Kürtler, muhalefet hariç diye yazmıyor. O anayasa sadece sizin için mi? Siz bu ülkeyi parti devleti haline getirdiniz. Varsa, yoksa sizin partiniz, sizin çıkarlarınız. Çıkarlarınız batsın. Sizin çıkarlarınız yüzünden bu halk acı çekiyor. ”

Konuşmaların ardından erbaneler eşliğinde halaylar çekildi.