Kürtler AB'den PKK'yi listeden çıkarmasını istedi
Kürtler AB'den PKK'yi listeden çıkarmasını istedi
Kürtler AB'den PKK'yi listeden çıkarmasını istedi
Avrupa Parlamentosu'nda bir çok siyasi grupla ortak düzenlenen basın toplantısında konuşan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Avrupa Birliği ve kurumlarını sürece katkı sunmaya çağırırken, "stratejik bir değişim içinde" olan Kürt hareketinin "terörist örgütler" listesinden çıkarılmasını istedi.Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre, çözüm süreci için "devrimci bir süreç" dedi.
Kürt sorununda mevcut sürece ilişkin DTK eşbaşkanı Ahmet Türk, AP Liberal Demokrat Grup Alman milletvekili Alexandra Thein, Avrupa Milletvekili ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Helene Flautre, Sol Grup üyesi ve AP Kürt Dostluk Grubu başkanı Jürgen Klute ortak basın toplantısı yaptı.
AP'de yapılan toplantıda konuşan Ahmet Türk, çok önemli bir süreçten geçildiğini belirterek Avrupa Birliği ve kurumlarından süreci çok ciddi bir şekilde izlemeleri ve katkıda bulunmalarını istedi.
TÜRK: AP CİDDİ BİR ŞEKİLDE SÜRECİ İZLEMELİ
Türk şöyle konuştu: "Yıllardan beri, Kürt halkının bir barış arayışı var, halkların kardeşliğini esas alan, toplumun bir bütün olarak özgürleşmesini arzu eden bir barış arayışı vardı. Ancak son dönemde Sayın Öcalan'ın başlattığı bu barış hamlesini, Kürtler açısından, Türkler açısından ve Ortadoğu halkları açısından çok önemli bir süreç olarak görmek ve değerlendirmek gerekiyor.
Sayın Öcalan'ın başlattığı bu stratejik barış sürecinin, aslında Türk halkı ve Kürt halkını özgürleşmesini beraberinde getireceğini inanıyorum. Bugün taleplere baktığımızda, gerçekten demokrasiye inanan her ülkenin çok rahatlıkla bunları yaşama geçirebileceği talepler olarak görmek lazım.
Zaten buradaki taleplerimiz, Kürtlerin inkarı üzerine yürütülen siyasetin sona erdirilmesi, halkların eşit özgür, eşit ve adil bir geleceği ile ilgili taleplerdir. Ancak yüzyıldan beri inkar edilen bir halkı, demokratik hak ve özgürlüklerini esas almazsanız, bu halkın özgürce yaşama şansını yaratamazsanız, bu barış sürecinin sonuç alıcı bir noktaya gitmeyeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bu barış süreci toplumda da destek bulan bir süreçtir. Kürtlerin yüzde 90 desteklediği ve yine Türk halkının yüzde 58'i gibi bir rakamın desteklediği çok önemli bir süreçtir. Bu nedenle bu süreçten umutlu olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Ancak bütün dünyada barış süreçlerinin tarafları vardır. Kürtler de bu sürecin bir tarafı olmak zorundadır. Yine hükümetle birlikte bu sorunun çözümünü, diyalogla, tartışarak, uzlaşarak, çözmek gibi bir sürecin içinde yer almakla adeta görevli olmalıdır. Çünkü bu süreç tek taraflı yürürse, inanıyorum ki burada eksiklikler olur, yanlışlıklar olur ve sürece zarar vermiş oluruz.
Parlamentoda grubu olan bir siyasi partiyiz. Hükümetle daha çok bir diyalog ortamı yaratarak bu süreci sancısız götürmek için de elimizden gelen çalışmayı yapmak durumundayız. Ve bu konuda kararlıyız.
Biz aslında bu sorunun Kürtlerin ve Türklerin sorunu olduğuna yürekten inanıyoruz. Ve bu sorunu çözecek olanın da Kürt halkı ve Türk halkı olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle bu iki halkın bir dayanışma içerisinde bu süreci götürmesi gerektiğini de burada ifade etmek istiyorum.
Ancak burada bulunmamızın nedeni de, Avrupa Parlamentosu'nu aslında bir demokrasi kurumu olarak görüyoruz. Sürecin kalıcı barışa dönüşmesi için önemli katkılar yapabileceğine inanıyoruz. Ve bu süreci çok ciddi bir şekilde izlemesini istiyoruz. Çözümsüzlüğün nedeni Kürtler midir, devletin politikalarımıdır, bunun da açığa çıkmasını istiyoruz.
Bugün Türkiye'ye baktığımızda, üslubun, dilin değiştiğini, olumlu bir dilin kullanıldığını görüyoruz. Ancak bütün olumlu gelişmelere rağmen, bugün Avrupa'da siyaset yapan Kürtleri, Avrupalıların bir tehlike olarak görmesi ve bir baskı altında tutmalarının, aslında bu sürece katkı sunmayacağını ifade etmek istiyorum.
Ben şuna inanıyorum ki, Avrupalı dostlarımız, Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu Kürtleri demokratik zemine çekmeye yönelik çalışmanın içerisinde olursa sorunun çözümünü daha da kolaylaştırmış olacaklardır.
PKK LİSTEDEN ÇIKARILMALI
Avrupa Birliği'nin Türkiye raporunun olumlu olduğunu ifade etmek istiyorum. Barışı teşvik edecek, barışçıl sürecin gelişmesine katkı sunacak bir noktada ele alınmış. (Raporda) Stratejik bir değişim içinde olan halen Kürt mücadelesini, hareketini terörist olarak görmeleri ve bu şekilde kabul etmeleri aslında Kürtlere bir haksızlık olarak değerlendiriyorum.
Yıllardan beri sürdürülen bu çatışma sürecini çok doğru bir şekilde izleselerdi, bir hakem rolünü oynasaydı ve Kürtler tek taraflı olarak suçlu ilan etmeselerdi, inanıyorum ki bu acılı süreç belki yıllar önce de son bulabilirdi.
Kürt sorunu özellikle Türkiye'de çözüm bulması Ortadoğu'da demokrasinin, istikrarın da gelişmesine çok önemli katkıda bulunacaktır. Bu nedenle Kürt meselesi sadece Kürtler ve Türklerin meselesi değil Ortadoğu'nun geleceği açısından da çok önemli bir karar, bir aşama olarak değerlendirmek ve görmek gerekiyor."
THEIN: AB SÜRECİ DESTEKLEMELİ
Alexandra Thein ise “Barış süreci şimdi AB tarafından desteklenerek ileriye doğru itilmeli” diyerek AB’nin yolda olan bu barış sürecine hala katılmadığını zira sürecin henüz çok yeni olduğunu belirtti.
Thein, şöyle konuştu: “Ben kullandığımız dilli de değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Türk tarafından bazı retoriklerini aşağıya çekti, bizler de hem AB hem de üye ülkeler olarak bunu yapmamız gerekiyor. Sayın Ahmet Türk’ün de işaret ettiği gibi her iki taraf barış sürecinde eşit temelde görülmek durumunda. Bizler ise mümkün oldukça tarafsız yaklaşmalıyız. Barış sürecine elimizden geldikçe destek olmalıyız”
FLAUTRE: DEVRİMCİ BİR SÜREÇ
Süreci kendi grubu adına destekleyen Helene Flautre , "Ahmet Türk, Kürt hareketi içerisinde öncü bir şahsiyettir" diyerek sözlerine başlarken, Türkiye'deki çözüm süreci için "devrimci bir süreç" olarak tanımladı.
Flautre, "Sayın Öcalan ve Sayın Erdoğan bana göre devrimci bir sürece angaje oldular. Türkiye'de ve bölgede demokrasi ve barış açısından kayda değer bir şekilde etkileri olan son derece cesur, çok tutkulu bir süreç" dedi.
"Ben grubumun bu sürece desteğini sunmak için buradayım" diyerek devam eden Flautre, bununla birlikte "Avrupa Birliği ve tüm kurumlarının bu süreci desteklemek için tüm olanaklarını bulması gerektiğini söylemek için buradayım" diye ekledi.
Flautre, "Hızlı hareket etmek gerekiyor" diyerek, herkesin barıştan çıkarı olmadığına işaret etti ve şöyle konuştu: "Bugün cesur, dikkate değer insanlar benim açımdan tamamen kararlı görünen bir süreç başlatıyorlar. Ki bu Avrupa'nın güvenliği için de böyle. Bu sürece her bakımdan destek sunmanın zamanı gelmiştir."
Toplantının soru-cevap bölümünde bir gazetecinin AB'nin PKK'yi "terörist örgütler" listesinden çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin bir soruya Ahmet Türk, Öcalan'ın Newroz'daki mesajının stratejik bir yaklaşım olduğunu ve demokratik bir zeminde sorunun çözümü konusunda önemli bir karar aşaması olduğunu kaydederek, bir çok örgütün Avrupa tarafından "terörist örgüt" olarak ilan edildiğin hatırlattı. Türk, "Ama bugün demokratik zeminde siyaset yapacak noktaya gelmiş. Bugün demokratik zeminde sorunun çözümünü istiyorsak, yeni bir yaklaşım gerekir. Yeni bir sürecin başlatılması konusunda olanakları genişletmek, yol temizliği yapmak durumundayız. Yeni bir süreç için şans yaratmak zorundayız" şeklinde konuştu.
Flautre ise Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki sürece katkı için kendi tecrübelerini harekete geçirmesi gerektiğini söyledi.