GÖRÜNTÜLÜ

Lecwan ve Çekdar Köln’de anıldı

Kürdistan Özgürlük mücadelesinde, işgalci Türk ordusunun hava saldırısı sonucu şehit düşen Lecwan Munzur (Adil Sünger) ve Çekdar Botan (Ruhat Tabak) için Almanya’nın Köln kentinde bir anma etkinliği düzenlendi.

 

Eurosaal Salonunda yapılan anma etkinliğine çok sayıda Kürdistanlı ve dostları katıldı.

Saygı duruşu ile başlayan anma etkinliğinde şehit Lecwan Munzur’un annesi Ayten Sünger‘in yaptığı konuşma büyük ilgi gördü. Konuşma sık sık kitle tarafından alkışlar ve sloganlarla kesildi.

“Yüreğimin parçası olan, göz bebeğim olan Lecwan ve Çekdar’ın şahsında tüm Kürdistan devrim şehitleri ve dünya devrim şehitleri önünde saygı ile eğiliyorum” diyerek sözlerine başlayan Ayten Sünger, “Eğer Mehmet Tunç, bize Seyit Rıza’nın sözlerini hatırlatırken biz yeri yerinden oynatsaydık belki daha zafere yaklaşmış olurduk, daha fazla şahadet yaşamazdık.” dedi.

‘MÜCADELEYE HERZAMAN SAHİP ÇIKACAĞIM’

Sözü fazla uzatmak istemediğini ve katılımcılara Lecwan’ın abisi Agit’in özgürlük mücadelesine katılmadan önce ki kısa bir sözünü hatırlatmak istediğini söyleyen Sünger, “Abisi özgülük mücadelesine katılırken ben ona engel olmak istedim, önünde durdum ama abisi bana şöyle dedi ‘Anne karşımdaki duvar olursan ben o duvarı deler giderim, ben istiyorum annem yandaşım ve yoldaşım olsun, benim karşıtım olmasın’ oğlumun bu sözlerinin ardından ben ona şöyle bir söz verdim; Bu can da, bu nefes olduğu müddetçe senin yanında, senin yoldaşlarının davasına gücümün oranında her zaman sahip çıkacağım dedim.”

LECWAN VE ABİSİ AGİT DERSİM DAĞLARINDA…

17 yıl sonra Agit’in küçük kardeşi Lecwan ile Dersim dağlarında buluştuğunu hatırlatan anne Ayten Sünger, “Agit, bizi ilk gördüğünde ‘anne kim bu delikanlı?’ diye sordu. Dedim ki 'gerçekten mi tanımadın?' Agit, gülümseyerek, ‘bak arkadaş kendimden yakışıklı ve uzun boylu istemiyorum. Sen benim karizmamı çiziyorsun lütfen sen annen ile geri dön’ Abisinin bu sözlerinin ardından Lecwan, ‘anne, ne olursun benim hala zamanım var. Ben Dersim’de, yoldaşlarımın ve abimin yanında kalıp onları tanımak istiyorum burada kalayım.’ dedi.Ben de kalmasına izin verdim. Döndükten bir yıl sonra sürekli bana abisinin özgürlük mücadelesine katılırken tavrımın nasıl olduğunu soruyordu, yoldaşları soruyordu, 2004 yılında abisinin yanına gidip geldiğimi soruyordu. Hep bir arayış içindeydi ve hep sorguluyordu. Sonunda kararını verdi ve özgürlük mücadelesine katılma kararını aldı.”

‘DÜŞMANA İNAT BAŞIM DİK ALNIM AÇIK YÜRÜYECEĞİM’

Lecwan’ın özgürlük mücadelesine katılma kararını aldığında, Agit’e verdiği sözü ona da vermek zorunda olduğunu söyleyen Sünger şöyle devam etti: “Lecwan’da diğer bir parçamdı benim. Ben abisinin yanında dururken onun karşısında, yoldaşlarının karşısında duramazdım. Çünkü ben bu mücadeleyi ilk tanıdığımda başta Hüseyin Çelebi’yi yolcu etmiştim. Şehadet haberini aldığımda yıkılmıştım. Elbette ki Hüseyin’den önce de sonra da şehitlerimiz oldu ama Hüseyin benim ilk tanıdığım yoldaşımdı, mücadelede ilk yürüdüğüm yoldaştı. Onun için de ben asla ve asla şehitlerimizin arkasında ağlamayacağım. Düşmana inat başım dik alnım açık yürüyeceğim.” dedi.

‘YERİ YERİNDEN OYNATSAYDIK DAHA FAZLA ZAFERE YAKLAŞMIŞ OLURDUK’

Tüm şehit aileleri adına, önderlik adına, dağdaki gerilla ve zindandaki yoldaşları adına Kürt halkına çağrı yapan Sünger, “Eğer 1938’de Dersim isyanında aşiretler, direnen aşiretlere ihanet etmeseydi biz bugünleri yaşamazdık, eğer Zilan direnişinde iç ihanetler olmasaydı biz bugünleri yaşamazdık, eğer Mehmet Tunç, bize Seyit Rıza’nın sözlerini anımsatırken biz yeri yerinden oynatsaydık belki daha zafere yaklaşmış olurduk. Daha fazla şahadet yaşamazdık. 15 Temmuz darbe girişiminin arından da önderliğimizden hiçbir haber alınmıyor. Yaklaşık bir yıldır haber alamıyoruz. Bu yüzden herkes elini taşın altına koysun. Ben demiyorum herkes eline silah alsın dağa gitsin ama bizim burada yapacağımız o kadar çok iş var ki, biz burada bu işlerimizi yaparsak işte biz o zaman şehitlerimize layık oluruz, önderliğimize o zaman layık oluruz, biz zindanlarda direnen o yoldaşlarımıza ancak öyle layık oluruz. Biz gerçekten onurlu, şerefli bir yaşamı Kürdistan’da yaşarsak o zaman onlara layık olmuş oluruz. Hepinizi bir kez daha saygı ile selamlıyorum.” dedi.

‘BİZLER DE ONLARA BORÇLUYUZ’

Anmada daha sonra Şehit Aileleri Kurumu adına Şenge Kahraman söz aldı. Lecwan ve Çekdar şahsında bütün Kürdistan şehitlerini anan Kahraman, Lecwan’ın burada doğmasına rağmen ülke hasretiyle dolu olduğunu ifade etti. Lecwan ve Çekdar’ın Kürdistan Özgürlük Mücadelesi için bir şeyler yapmanın sürekli telaşı içinde olduklarını belirten Kahraman, “onların o yarım kalan hedeflerini bizler tamamlamalıyız. Asıl bizler onlara borçlu kalıyoruz. Onlara bir kez daha söz veriyoruz, onların amaçlarını gerçekleştirinceye kadar durmayacağız” şeklinde.

Anmada daha sonra Ali Haydar Kaytan’ın şehitler üzerine yazdığı şiiri ve Şehit  Adil Sünger’in ailesi ile acılarını paylaştığı mektubu okundu.

Civanen Azad’ın genç yoldaşlarının anısına bağlılığını dile getirildiği bildirinin okunmasından sonra KCD-E Eşbaşkanı Yüksel Koç ve FEDA’dan Pir Rıza Yağmur da birer konuşma yaptı. 

...