Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampı (Mexmur) dün akşam işgalci Türk devletinin Güney Kürdistan ve Rojava’ya yönelik gerçekleştirdiği saldırılara karşı bir yürüyüş düzenleyerek, özgürlük gerillalarının ve Rojava halkının direnişini selamladı.
İşgalci Türk devletinin dün akşam saatlerinde Rojava ve Güney Kürdistan’a eş zamanlı saldırıları Şehîd Rustem Cûdî Mülteci Kampı'nda (Maxmur) düzenlenen yürüyüşle protesto edildi.
Şehit Aileleri Kurumu önünde yürüyüşe başlayan kitle, Birleşmiş Milletler (BM) binasına doğru yürüdü.
Kürdistan şehitleri anısına gerçekleştirilen saygı duruşunun ardından Rojava ve Güney Kürdistan’a yönelik saldırılara ilişkin Mexmur Demokratik Halk Meclisi Eşbaşkanı Yusuf Kara bir açıklama yaptı.
Yusuf Kara, İstanbul’da meydana gelen saldırıya dikkat çekerek şunları belirtti: “Bu faşist şef sadece Kürdistan halkının değil, Türkiye ve dünya halklarının da teröristidir. Kendi çıkarları için, iktidarlarını koruyabilmek için, yandaşlarının oylarına sahip çıkabilmek için İstanbul’daki İstiklal saldırısını düzenledi. İstiklal’de meydana gelen bu namertçe saldırıdan Özgürlük Hareketini sorumlu tutmak istediler. İstiklal’deki saldırının ardından kameraların karşısına çıkan Soylu, saldırının talimatının Kobanê’den, ardından Efrîn’den, sonra da Minbic’den geldiğini belirtti.’ Bu nedenle faşist şefin Medya Savunma Alanları’nda istediği sonucu alamadığı çok açıkça görüldü. Her yönden çıkmaza giren faşist şef bu gibi kirli ve namertçe saldırılara başvurdu. Dün akşam Rojava’da Şehba’dan Kobanê’ye, Asos’tan Şengal’e kadar her yeri yoğun bir şekilde bombaladılar. Saldırılara yeşil ışık yakan Kapitalist Modernite’nin merkezi hegemonik güçleri de çok iyi bilmektedir ki İstiklal caddesindeki patlamanın ne bizim zihniyetimizle ne de felsefemizle ne de hareketimizle bir ilgisi yoktur.
Ancak yurtsever ve devrimci bir halk olarak, insanlığın katili haline gelen bu kirli planlar onların boğazlarında kalacaktır. Bu nedenle Maxmur halkı otuz yıla yakındır tüm bu namertçe ve insanlık dışı saldırılara karşı direndi. Maxmur halkı düşman karşısında nasıl ki diz çökmediyse Rojava halkı da faşist devletin karşısında diz çökmeyecektir. Bütün Kurdistan halkına sesleniyoruz, soykırıma, katliamlara, bu tür namertçe saldırılara ve Kürt halkına yönelik yapılan pazarlıklara artık yeter demeliyiz. Biz Kürtler bu faşist güçlere karşı topyekûn bir direniş ve devrimci bir halk savaşı geliştiremezsek her gün bu tür saldırılarla karşı karşıya kalırız.”
Kitlesel yürüyüş ve yapılan açıklama sloganlarla son buldu.
