'Medya ile ilgili karar halkların sesini kısıtlama amaçlıdır'

Muhalif ve özgür basına yönelik baskılara ilişkin açıklama yapan Mezopotamya Halk Kongresi, “Medya kuruluşlarıyla ilgili aldıkları kararların halkların, sosyalistlerin, demokratların sesini kısıtlama ve susturma amaçlıdır" dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Mezopotamya Halk Kongresi, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP devletinin Tayyip Erdoğan’ın devlet başkanı yetkisini resmileştirmeki çin olağanüstü hal ilan ettiğini belirtti.

Bu olağanüstü hal ilan edildiğinde Başbakan Binali Yıldırım’ın “devlet ilk olarak kendine karşı olağanüstü hal ilan etti” açıklamasını hatırlatan Mezopotamya Halk Kongresi şunları belirtti: “Fakat çok geçmeden olağanüstü halin amacının tamamen normal dönemlerde hayata geçiremedikleri anti demokratik uygulamaları gerçekleştirmek için uygulamaya koydukları görüldü. Bu anti demokratik ve faşist olağanüstü halin ilanindan hemen sonra on binlerce memur ve öğretmenin görevine son verildi. Türkiye’de barış isteyen bilim insanı, gazeteci, yazar ve aydın insanlar cezaevlerine konuldu. Kürdistan şehirlerinde halkın yüzde 70 ve 90 arasındaki oy oranlarıyla seçilen belediye başkanlarını görevden alarak, yerlerine hükümete bağlı çalışan kayyumlar atandı.

Böylece üçüncü dalga faşist uygulamaları, birkaç gündür RÜTÜK´un önerisi ve ilgili  bakanların kararıyla, Denge TV, Van TV, Zarok TV, Özgür Gün TV, Jiyan TV, Azadi TV, Hayatın Sesi TV ve İMC TV’nin stüdyoları faşist AKP polisi tarafindan basılarak ekranları karartılıp binalar mühürlendi.”

İlan ettikleri olağanüstü hal ile ülkeyi her dönemin darbelerini aratacak şekilde faşist uygulamaların hayata geçirildiğini de kaydeden Mezopotamya Halk Kongresi, “Darbelerde mağdur olmuş ve darbelere karşı çıkmış toplumsal kesimlere darbeyi aratmayacak şekilde darbe zulmü yapmaktadır. Medya kuruluşlarıyla ilgili aldıkları kararların halkların, sosyalistlerin, demokratların sesini kısıtlama ve susturma amaçlıdır. Zira yüzyıllardır biz halkları inkar, ihma ve asimile etmek istiyorlar. Şunu unutmamalılar ki, bizler bu toprakların 12 bin yıllık halklarıyız. Baskılarla, sürgünlerle, soykırımlarla ve katliamlarla bizi bitiremezler. Özgür medyamızı susturarak, sesimizi keserek, hiç bitiremezsiniz. Bize karşı yaptığınız uygulamalarla kendi sonunuzu kendi ellerinizle hazırlıyorsunuz. Korkaksınız, korkuyorsunuz, huzurunuz yok. Biz susmayacağız ve sizi korkutmaya devam edeceğiz.

Halklarımıza, belediyelerimize ve medyamıza karşı almış olduğumuz tüm kararlar bizim için yok hükmündedir. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Dünya kamuoyundan beklentimiz, Türk devletinin bu baskıları görmesini, seyirci kalmamasını, müdahale etmesini talep ediyoruz” dedi.