Hakkari’nin Yüksekova ilçesi 78 gün süren sokağa çıkma yasağının ardından yakılıp, yıkılmış bir halde. 5 mahallesinin tamamen harabeye döndüğü ilçede, yaklaşık 20 bin insan evsiz kalmış durumda.

Yüksekova’nın merkez köyü olan Mexsûdava, 20 yıl aradan sonra ikinci kez yakıldı. Mexsûdava köylüleri, yıllar sonra tekrar yaşadıkları vahşeti ANF’ye anlattı.

Köyün en eskilerinden olan Halit Aydın, yaşam alanlarının daha öncede yakılıp yıkıldığını hatırlatarak, bu şekilde devletin bir yere varmayacağını ifade etti. Aydın, mücadele sürüdükçe bu tarz barbarlıklarla karşılaşılabileceğine işaret ederek, “Daha önce Yüksekova’nın köylerinde oturuyorduk. Orada da direndikçe devlet saldırıyordu. En son köylerimizi boşaltıp evlerimizi yaktılar. Bütün bunlar dilimizden, davamızdan vazgeçmediğimiz için yapıldı. Daha öncede gelip yakıtılar köyümüzü. Ne oldu bittik mi? Daha da güçlenerek geldik. Anlamaları lazım, bu şekilde çözemezler bu işi. Buraları daha öncede nasıl yaptıysak yine yaparız ama desteğe de ihtiyacımız var. Bizim özgürlüğümüz daha önemli doymamızdan. Mücadele devam edecek buralarda yine. Ya kimliğimizden vaz geçeceğiz ya da direneceğiz. Biz tabii ki de direnmeyi tercih edeceğiz” şeklinde konuştu

‘BİZİ 3 GÜNLÜĞÜNE KÖYDEN ÇIKARIP EVLERİMİZİ YAKITILAR’

Ahmet Sarı ise, sokağa çıkma yasakları süresince köyünde olduğunu aktararak, “Bizi gelip köyümüzden çıkardılar. ‘Arama tarama’ yapacaklarını söylediler. Madem arama tarama faaliyetiydi, bu yıkım ve talan nasıl yapıldı? Bizi önce Kültür Merkezine götürdüler ve bir daha geri getirmediler. Daha önce de köyümüzü yakmışlardı. Amaçları eğer bizi buradan çıkartmaksa; buradan çıkmayacağız. Burası bizim toprağımız. Kürt halkı; birlik olsun. Medya gelip buraları çekmiyor. Gelip çeksinler buraları neden yıkmışlar söylesinler. Ben bu evi yaparken altı yıl uğraştım. Nasıl yapacağım şimdi? Yüksekova halkı birlik olsun, herkes yerini bilsin” diye konuştu.

‘NEREDE YAŞAYALIM?’

Yüksekova’ya,  21 yıl önce köylerinin yakılması sonrası yerleşmek zorunda kaldıklarını belirten Ali Kara,  “Daha öncede köydeki evlerimiz yakılmıştı. Bırakmadılar ki eşyalarımızı içinden alalım. Buraya geldik yerleştik, yine aynısı başımıza geldi. Ne bırakıyorlar köyde yaşayalım nede burada rahat veriyorlar. Kimseye yaşam hakkı tanımıyorlar” dedi.

‘ÖLÜNCEYE KADAR BURADAYIZ’

Evindeki bütün eşyaların yakıldığını belirten Abdulvehap Soylu, kendilerine yaşam hakkının burada da kalmadığını ifade ederek, şunları aktardı: “Biz şuan ne yapacağımızı bilmiyoruz. Buraları hep beraber inşa etsek iyi olur. Bizim günahımız neydi. Benim 5 tane engelli hatam var. Hepsi de bu evde yaşıyordu. Yıllardır uğraşarak bu evi yaptık, onu da yaktı yıktılar. Burayı terk etmeyeceğiz. Ölünceye kadarda burada kalacağız.”