Mimar Sinan öğrencileri: Direnişten vazgeçmeyeceğiz!

“Gözümüzü bu baskılar altında açtık ancak artık susmuyoruz” diyen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencileri, boykotların tüm üniversitelere yayıldığını ve polis şiddetine rağmen direnişten vazgeçmeyeceklerini vurguluyor.

İRADE GASPINA KARŞI DİRENİŞ

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 51 kişinin tutuklanmasının ardından, 19 Mart’ta başlayan sokak eylemleri bir haftayı geride bıraktı. Günlerdir süren eylemlerin ana dinamiğini ise üniversite gençliği oluşturuyor. Her ne kadar toplumun her kesiminden insan eylemlere katılsa da üniversitelere yayılan protestolar, ders boykotlarına ve hatta akademisyenlerin greve gitmesine kadar uzandı.

Bu eylemlere katılan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) öğrencilerine neden eylemlere katıldıklarını, taleplerinin ne olduğunu ve üniversitelerdeki eylemleri sorduk.

‘GİDEREK GÜÇLENİYORUZ’

Adını vermek istemeyen bir öğrenci, sokağa çıkma sebeplerinin yalnızca İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturmasıyla sınırlı olmadığını şöyle anlatıyor:

“Eylemler, tepkiler aslında ilk olarak Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması ve diploma iptali gibi durumlardan başladı. Elbette bu talepler de var. Ama Mimar Sinan öğrencilerinin asıl talepleri, gözaltına alınanların serbest bırakılması ve üniversite hayatımızın nitelikli hale gelmesi. Çünkü belediyelerin yanı sıra çoğu üniversiteye de kayyım rektör atandı. Bizim üniversitemizin de kayyum rektörü var. Kayyumların gitmesi ve adaletli bir şekilde okul yönetiminin seçilmesi, taleplerimizden biri.

Nitelikli bir eğitim talebimiz var. Güzel Sanatlar Üniversitesi olmamıza rağmen fakültemizde çok fazla eksikler var. Malzeme eksikliğinden tutalım da birçok kalemde eksiğimiz var. Bunların okul tarafından karşılanması lazım. Örneğin, kız öğrenci yurdu ‘deprem güçlendirilmesi’ adı altında bu dönem sonu kapatılacak. Öğrencilere bir güvence verilmeden, başka bir yer ayarlanmadan bunlar yapılacak.

Aslında temel taleplerimiz, kendi üniversitemiz içinde özgürce hareket edebilmek, kulüp etkinliklerine ya da genel olarak yaptığımız etkinliklere kısıtlama getirilmemesi ve soruşturma başlatılmaması. Kendi taleplerimizi özgürce dile getirebileceğimiz bir üniversite olmasını istiyoruz.

‘UZUN ZAMANDIR MİMAR SİNAN’DA BU KADAR ÖRGÜTLÜ BİR MÜCADELE OLMAMIŞTI’

Çok uzun zamandır Mimar Sinan’da bu kadar örgütlü bir mücadele olmamıştı. Boykot olsun, Beşiktaş'a yapılan yürüyüşler olsun ya da Maçka'ya yapılan yürüyüş olsun, gerçekten çok fazla insan sesini yükseltiyor. Ve okulumuzdan iki kişi de tutuklandı. Bugün bununla ilgili bir basın açıklaması da yaptık. Aynı zamanda kendi okulumuzdaki veya diğer üniversitelerdeki tutuklananların, gözaltına alınanların serbest bırakılması da taleplerimizden biri. Herkes bunun göz korkutmak amacıyla yapıldığının farkında ve kimse geri adım atmıyor. Giderek güçleniyoruz, sesimiz daha çok çıkıyor. Çok sayıda hocamız bize destek veriyor; özellikle sosyoloji bölümünden olanlar. Ayrıca çoğu öğrenci şunun da farkında: Bu sadece bizim üniversitemizle sınırlı bir durum değil. Diğer üniversitelerle dayanışarak bu eylemlerin yapılması gerektiği ve ancak bu şekilde taleplerimizin sonuç getireceği konusunda pek çok öğrenci hem fikir.”

‘ŞİMDİ SIRA BİZDE’

Bir başka öğrencisi ise AKP döneminde büyüdüklerini, tüm antidemokratik uygulamalara maruz kaldıklarını ama artık buna karşı mücadele ettiklerini ifade ediyor:

“Özellikle bizim kuşağımız, gözümüzü AKP iktidarıyla açtık. Daha ilkokuldayken Gezi’ye şahit olduk, şimdi de aynı iktidarın faşizmin inşasına devam ettiğini görüyoruz. Şimdi sıra bizde. Kampüslerimizde boykotumuzu yürütmek, sıra arkadaşlarımızı bu baskı politikalarına karşı örgütlemek bizim en önemli görevimiz.

Öğrenciler olarak iktidarın baskılarına çoğu kez şahit olduk ama bu sürecin farkı, bu kez çok büyük bir direnişin başlaması. Polisin bütün yaptıklarına rağmen mücadelelerini sürdürmeleri ve hatta yapılan mitinglerde kendi sözlerini dinlettirmeleri halka umut aşılıyor. Gözaltılar, tutuklamalar öğrencileri yıldıramayacak. Boykotumuzu kampüslerimizde sürdürmeye devam edeceğimiz ve tutuklu sıra arkadaşlarımızı da alacağız.”

‘BERABER MÜCADELE ETMENİN ÖNEMİNİ GÖRDÜK’

Mimar Sinan öğrencileri Irmak ve Gamze de yaşananlarla ilgili şunları söylüyor:

“Ülkemizde uzun yıllardır süren kötü şartlar içine doğan bir kuşak olarak, son günlerde yaşanan haksızlıklar içinde bulunduğumuz durumun olağan dışı olduğu konusunda hepimiz uyandık. Beraber mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığı bugünlerde, birbirimize kenetlenmemizin önemini gördük.

Boykotlar, ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerde yaşanan olaylara tepki olarak başladı. Mimar Sinan öğrencileri ve akademisyenlerinin de desteği her geçen gün artıyor. Boykot süreci, öğrencilerin korkmadığını, direnişe dahil olduklarını ve umutlarını kaybetmediklerini göstermek için bir şenlik havasında geçiyor.

Gençlerde yaratılan çaresizlik duygusunu yok etmek için bu tarz direnişlere daha çok ihtiyacımız var. Bu karanlık günleri ancak direnişimizi büyüterek aydınlığa kavuşturabiliriz. Ülkenin dört bir yanından yükselen o sesin dediği gibi: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”