26. gününü geride bırakan Şehit Komutan Ebu Leyla Hamlesi’ndeki son durumu Minbic Askeri Meclis resmi sözcüsü Şerwan Derwiş ile konuştuk.

1 Haziran 2016 günü başlattığı ‘Minbic’i özgürleştirme hamlesinin ‘ üzerinden tam 26 gün geçti. 26 gün sonunda Minbic ve çevresindeki son durum nedir?

Sizin de belirttiğiniz gibi 1 Haziran günü başlattığımız hamlenin 26. gününü geri bıraktık. Siz değerli basın emekçileri de bu hamleyi başından beri ön cephelerde takip ederek dünya ile paylaşıyorsunuz. Öncelikle size Minbic Askeri Meclisi olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz.

26. gününü geride bıraktığımız Minbic’i özgürleştirme hamlesi kapsamında güçlerimiz onlarca köy ve mezrayı ayırca çok büyük bir alanı DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi.

Ve Minbic kent merkezini kısa bir sürede Minbic Askeri Meclisi olarak kuşatmaya aldık. Savaşçılarımız kentin batı girişinde yer alan El Kutab, El Şeria okulu ve kavşağı geçtiğimiz günlerde DAİŞ çetelerinden temizleyerek  özgürleştirildi.

Yani diyebilirim ki savaşçılarımız bu stratejik noktayı özgürleştirerek kente batı yönünden giriş yaptı ve şu an ev ev, sokak sokak ilerleyişini sürdürüyor.

Şehrin güneyinde yer alan stratejik buğday depoları da savaşçılarımız tarafından geçtiğimiz gün özgürleştirildi. Buğday deposu kentin en stratejik noktası. Buğday depolarının DAİŞ çetelerinden temizlenerek özgürleştirilmesi çetelerin kentteki en önemli savunma hattının kırılması anlamına geliyor.

Ayrıca buğday depolarının özgürleştirilmesi ile kent merkezindeki tüm DAİŞ çete hedefleri ağır silahlarımızın menziline girmiştir.

Yine kentin doğu girişinde yer alan  El Xettab köyü de savaşçılarımız tarafından özgürleştirildi. Yani bu noktada yine diyebilirim ki; savaşçılarımız kente doğu yönünden de giriş yapmış ve kent merkezine doğru adım adım ilerleyişini sürdürüyor.

Dün kentin kuzeyinde yer alan Minbic - Cerablus yolu ve çevresinde DAİŞ çeteleri ile savaşçılarımız arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Yaşanan çatışmalarda onlarca çete öldürülürken, onlarcası da yaralandı. Savaşçılarımız kuzey yönünden de kente doğru ilerleyişini sürdürüyor.

Yani söyleyebilirim ki mevcut durumda kent merkezi çevresindeki çatışmalar yavaş yavaş kent merkezine doğru kayıyor.

Birçok insan Minbic ve Gré Spî kıyaslaması yapıyor. Yani daha hamlenin başında şöyle değerlendirmeler yapılıyordu; Minbic Askeri Meclisi savaşçıları çok kısa bir süre içerisinde Minbic’i özgürleştirecek ‘. Ancak 1 Haziran’da başlatılan hamlenin üzerinden tam 26 gün geçti ve Minbic Askeri Meclisi yavaş yavaş zafere ilerliyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz ?

Tabi yapılan değerlendirmeler aslında Minbic Askeri Meclisi’ne olan güveni açığa çıkarıyor. Demek ki Minbic Askeri Meclisi olarak halklarımıza böylesi bir güveni aşılamıyabilmişiz.

Değerlendirmeler yapılırken her kenti, her sokağı, her gücü kendi özgünlüğü içerisinde ele almak ve değerlendirmek gerektiği kanısındayım. Minbic ve Gré Spî kıyaslamaları yapılırken de böyle ele alınmalı.

DAİŞ çetelerinin Gré Spî ‘den kaçması askeri anlamda anlaşılabilir bir durum. Gré Spî, DAİŞ çeteleri için önemli ancak stratejik bir kent değildi. Gré Spî’nin bulunduğu konum açısından da bakılırsa DAİŞ çeteleri için çok stratejik bir yer olmadığı anlaşılacaktır.

Ancak Minbic hem bulunduğu konum açısından hem önemi hemde stratejikliği açısından DAİŞ çeteleri için olmazsa olmazdır. Yani Minbic DAİŞ çeteleri için varlık yokluk meslesidir.

Şunu da belirtmekte fayda var tabi; Minbic Askeri Meclisi olarak sivillerin durumunu gözetmeseydik Minbic’i çoktan özgürleştirmiştik. Askeri anlamda bunu yapacak güce ve tecrübeye de sahibiz. Herkesin bunu da böyle bilmesi gerekiyor.

Tam bu nokta da sormak istiyorum. Minbic DAİŞ çeteleri için neden önemli?

Minbic, Suriye'nin kuzeybatısında yer alan ve Suriye’nin toprak parçası olarak en büyük 3. kenti. Suriye'nin büyük şehirleri ile Irak'ın Musul, Bağdat gibi batı şehirleri arasındaki ticaret yollarının birbirine bağlayan stratejik bir nokta konumunda.

Minbic kenti Halep, Şehba bölgesi, Raqqa, Ezaz ve Cerablus’a açılan önemli bir geçiş noktası. Minbic, Suriye'nin her tarafına açılan büyük yolların da birbirleri ile kesiştiği noktada bulunuyor. Minbic, bu coğrafik konumu ve stratejikliği açısından DAİŞ çetelerinin şah damarı adeta.

İşte bu Minbic bu nedenle DAİŞ çeteleri için varlık ve yokluk meslesidir. DAİŞ çeteleri de şuana kadar bu bilinç ile savaşçılarımız karşısında ayakta kalmak için her yolu her yöntemi deniyor.

Ancak başarılı olamadıklarını da mevcut durum ortaya koyuyor.

Çatışmaların kent çevresinden artık yavaş yavaş kent merkezine doğru kaymaya başladığını söylediniz. Peki kenteki sivillerin durumu nedir ?

Öncelik şunu belirtmekte fayda görüyorum;  DAİŞ çeteleri tümden çembere alınmış durumda. Artık DAİŞ çeteleri için kaçış mümkün değil.

Bu nedenle DAİŞ çeteleri sivillerin kentten çıkışına izin vermiyor. Sivillerin kentten çıkışlarına izin vermedikleri gibi sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyorlar. Tabi bu durum başından bu yana bizi aksatıyor.

Minbic Askeri Meclisi olarak daha önce de söylediğimiz gibi sivillerin can güvenliğini tehlikeye atacak her türlü yaklaşım ve davranıştan uzak duruyoruz. Bizim için sivillerin can güvenliği esastır.

Minbic Askeri Meclisi olarak şu an DAİŞ çetelerinin kendilerine canlı kalkan olarak kullandığı insanlarımızı DAİŞ çetelerinin elinden kurtarmak için yoğun çalışmalar içerisindeyiz ve formüller arıyoruz. Şuan için diyebilirim ki önceliğimiz DAİŞ çetelerinin elindeki sivilleri kurtarmak.

Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var; Minbic Askeri Meclisi olarak şu ana kadar DAİŞ çetelerinin elinden binlerce insanımızı da kurtarmış durumdayız. Her gün, her saat, her dakika bir şekilde DAİŞ çetelerinin elinden kaçarak özgür alanlara ulaşan yüzlerce insanımız da var.

Özellikle şu noktanın altını çizmek istiyorum; Minbic kent merkezinden kaçarak özgür alanlara ulaşmaya çalışan birçok aile DAİŞ çetelerinin yaptığı mayınlama nedeniyle yaşamını yitirmiştir. DAİŞ çetelerinden kaçarak özgür alanlara ulaşmaya çalışan siviller çetelerin ağır silahlı saldırılarına maruz kalıyor.

‘DAİŞ çetelerinin elindeki siviller nedeniyle hamle ağır ilerlerliyor. Yani sivillerin durumu hamleyi engelliyor ve yavaşlatıyor. ‘ diyorsunuz yanılmıyorsam. Peki bu durum nasıl aşılacak?

Evet, doğrudur. Daha önce de yine bir Askeri Meclis üyesi arakadaşımızın da söylediği gibi  ‘bu durum bizi yavaşlatıyor diye inandığımız ve bağlı olduğumuz insanlık değerlerinden vazgeçemeyiz.’

Herşeyden önce uluslararası kanunlara, en önemlisi insanlık değerlerine olan bağlılığımız gereği sivilerin can güvenliğini esas alıyoruz. Bu durum bizi yavaşlatıyor ve engelliyor. Ancak daha önce de söylediğim gibi hamle kapsamında güçlerimiz operasyonlarını aralıksız sürdürüyor.

Şu an için batı, kuzey, güney ve doğu cephelerinde savaşçılarımız yürütülen hamle kapsamında bazı alanları ve sivilerin olmadığı mahallelere ve çetelerin üs olarak kullanmaya çalıştığı ya da mayınlama yaptığı evlere girerek denetime aldı.

Sivilleri DAİŞ çetelerinden kurtarmak için koridor açılmasını gündeme aldık. Bu tür formüller ile mevcut durumu aşmaya çalışacağız.

Sizin aracılığınız ile bir kez daha Minbic Askeri Meclisi çatısı altında yer alan tüm bileşenlere kentteki halkın can güvenliğini garanti altına alacak gerekli tedbirleri almaya çağırıyorum. Kentteki sivillere de  açık askeri hedef olan çete karargah ve mevzilerinden, noktalarından uzak durmaya, güçlerimize gereken kolaylığı sağlayıp destek olmaya çağırıyorum.

Peki  kentteki  DAİŞ çetelerinin durumu için neler söyleyebilirsiniz ?

Kenti tümden kuşatmaya aldığımızdan beri DAİŞ çeteleri büyük bir panik durumu içerisinde. Hatta son günlerde kimi DAİŞ çete emirleri para tekliflerinde bulunarak kentten çıkmak istedikleri yönünde mektup vb. gönderiyor.

Minbic Askeri Meclisi olarak siviller meselesine çok dikkatli ve hassas yaklaşıyoruz. Artık direnme takati kalmayan DAİŞ çeteleri intihar saldırıları, bombalı araç saldırıları ve yaptığı yoğun mayınlama ile ayakta kalmaya çalışıyor.  DAİŞ çeteleri günde en az 5 – 6 bombalı araç patlatıyor.

DAİŞ çetelerinin bu saldırıları artık sonlarının yaklaştığını ve hiçbir umutlarının kalmadığını ortaya koyuyor. Özgür alanlara ulaşan sivillerin verdiği bilgilere göre gerekse de gözlemlerimize göre DAİŞ çeteleri büyük bir panik içinde.

Yine hatırlanacağı gibi köşeye sıkışan ve savaşçılarımız karşısında kaçacak şansları bulunmayan DAİŞ çeteleri geçtiğimiz günlerde  şuana kadar ki en büyük ikinci ve kapsamlı saldırısını gerçekleştirdi.

DAİŞ çeteleri Cerablus, Bab ve Mesken bölgesinden Irêmê, Oseclê, Toq Xelîl, Muhterêq Kebîr, Qerha Kebîra, Qerha Sexêra, Qerha, Cib El Eşra, Xirbit Eşra, Xirbit El Rûs, Nihêmê ve Cib El Şêx ve Tışrin barajına kadar uzanan geniş bir alanda kapsamlı saldırı başlattı.

DAİŞ çetelerin bu kapsamlı ve büyük saldırılarına anında karşılık veren savaşçılarımız gecenin bir yarısında başlayan ve öğle saatlerine kadar süren çatışmalarda çetelere ağır darbeler vurarak saldırıları boşa çıkarmıştır.

Bu saldırıların amacı kentte sıkışan çeteleri kurtarmak için koridor açmak ve kuşatmayı kırmaktı. Bu nedenle DAİŞ çeteleri çok geniş bir alanda saldırı başlattı. Ancak bu kapsamlı saldırılar savaşçılarımızın fedai tarzdaki direnişi ile kırılmış 142 çete öldürülmüş ve 89 çete cenazesi savaşçılarımızın denetiminde kalmıştır.

DAİŞ çeteleri şu an Bab ve Cerablus’ta sivilleri ‘seferberliğe’ çağırarak tüneller ve savunma hatları oluşturuyor. Her iki kentte de 2 ila 4 metre arasında değişen hendekler kazıyorlar.

Ancak şunu söyleyebilirm; DAİŞ çeteleri için artık kaçış imkansız. DAİŞ çeteleri artık  ‘Ya teslim olacak, ya imha olacaklar.‘

Son zamanlarda kimi basın ve yayın organlarında Minbic Askeri Meclis savaşçılarının farklı halk ve inanç sahibi insanları göçe zorladığı yönünde haberler yapılıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Kısıtlı imkanlar da olsa basını takip ediyoruz. Ancak son zamanlarda görüyoruz ki Minbic Askeri Meclisi’ne karşı bir karalama faaliyeti yürütülüyor.

Bu karalamaya yönelik karalama faaliyetinde daha çok şöyle deniyor; ‘ Arap ve Türkmen evleri yakılıyor ve mahalleleri boşaltılıyor ‘. Bu türden yayınlar yapan kurumları çok iyi tanıyoruz ve kime hizmet ettiklerini de çok iyi biliyoruz.

Bunlara aslında cevap vermeye bile gerek görmüyoruz ancak yine bu konuda 2 kelime söylemeden edemeyeceğim. Arap ve Türkmen evleri ve mahalleleri DAİŞ çeteleri tarafından yakılıyor, boşaltılıyor ve savaşçılarımızın ilerleyişini engellemek amacıyla mayınlanıyor.

Bu türden yayın yapanların Suriye halklarının çıkarlarına hizmet etmediği gibi aslında DAİŞ çetelerinin sözcülüğünü ve propagandasını yaptıkları açıktır.

Biz Minbic Askeri Meclisi olarak halkımızın talebi üzerine özgürleştirme hamlesi başlattık ve çok şükür zafere ve özgürlüğe doğru ilerlemeye devam ediyoruz. Gücümüzün % 85 ila % 90 ‘ını Araplar oluşturuyor. Buna ek olarak Kürt, Türkmen, Çerkes, Alevi savaşçılarımız da var.

Minbic’in özgürleşmesi ile Suriye halklarının özgürlük, adalet, eşitlik istemlerine cevap olacağız. Ayrıca Minbic’in özgürleştirilmesi ile Demokratik Suriye’nin inşasına bir nebze de olsa katkıda bulunmuş olacağız.

Ayrıca Minbic’in özgürleştirilmesi Suriye’deki mevcut askeri ve siyasal dengeyi de değiştirmiş olacağız.

Son olarak halklara bir mesajınız var mı ?

Halklarımıza söyleceğim tek şey; ev ev, sokak sokak kent merkezini DAİŞ çetelerinden temizleyecek, acılarını dindirecek, DAİŞ barbarlığını yok ederek zaferi siz değerli halklarımıza en kısa zamanda müjdeleyeceğiz.