MLKP ve TKP/ML: 'AKP iktidarı yanık et kokuyor'

MLKP ve TKP/ML: 'AKP iktidarı yanık et kokuyor'

Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 13 tutuklunun yanarak feci şekilde yaşamını yitirmesine tepkiler sürüyor. Sincan Cezaevi’nde bulunan MLKP ve TKP/ML tutsakları, “AKP iktidarı yanık et kokuyor” dedi.

Adalet Bakanlıðı tarafından 1997 yılında projelendirilen ve tecrit modeline dayanan F Tipi cezaevlerinin hayata geçmesiyle birlikte tutuklu ve hükümlülerin en temel insani deðerleri gün geçtikçe yok sayıldı.

Koðuşlardan hücrelere geçiş sürecinde, Türkiye cezaevlerinde büyük çaplı protestolar ve çatışmalar yaşandı. Eylül 1999’da, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde başlayan isyanda çıkan çatışma sonucu 10 mahkûm yaşamını yitirirken birçoðu ise yaralandı.

19 Aralık 2000 tarihli ‘Hayata Dönüş’ adı verilen ve 20 cezaevinde yapılan son cezaevi operasyonlarının bilançosu ise 30 tutuklu ve hükümlünün yanarak feci şekilde yaşamını yitirmesi oldu. F Tipi cezaevleri ve ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nu protesto etmek üzere sürdürülen açlık grevlerinde ise bugüne kadar 19’u cezaevlerinde, dördü ise dışarıdan destekçi olarak 23 kişi yaşamını yitirdi. Son 20 yıl içinde birçok tutuklu ve hükümlü, işkence ve kötü muameleden kaynaklanan koşulları protesto etmek için bedenlerini ateşe verdi.

Ölümlerin hızla arttıðı Türkiye cezaevlerinin insanlık dışı uygulamalarına isyanın son örneði ise Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşandı. Resmi kayıtlarda Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi olarak geçen ve 300 kişilik kapasiteye sahip olmasına raðmen bin iki yüz tutuklu ve hükümlünün bulunduðu cezaevi koşulları isyan ettirdi.

Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 16 Haziran gecesi 13 kişinin yaşamını yitirmesinin ardından önceki gün akşam saatlerinde çocuk koðuşunda çıkan ikinci isyandan sonra, dün sabah erken saatlerden itibaren 40 tutuklu ve hükümlünün uçakla Ýzmir'de bulunan Şakran Cezaevi'ne sürgün edildi.

Ýsyan il il yayılırken, Osmaniye'de T Tipi Cezaevi'nde adli tutuklular, bulundukları koðuşta, yatak ve battaniyeleri ateşe verilerek isyana destek verdi. Ýlk belirlemelere göre biri infaz koruma memuru, diðerleri tutuklu ve hükümlü 16 kişi dumandan zehirlenip, hastanelere kaldırıldı.

Antep E Tipi Kapalı Cezaevi'nin H-3 koðuşunda da önceki gün akşam saatlerinde siyasi tutuklular, Urfa E tipi Cezaevi'nde çıkan isyana destek vermek amacıyla yangın çıkardı. 5 tutuklunun çıkan dumandan zehirlendiði yangında, Suat Karakoyunlu, Vakkas Çöplü, Kadir Polat, Ýsmail Polat ve Levent Türk ise yaralandı.

Adana Kürkçüler E Tipi Kapalı Cezaevi'nin Çocuk Koðuşu'nda çıkan yangın ise, Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerince söndürüldü. Yangın sırasında dumandan etkilenen 10 çocuk, ambulanslarla çeşitli hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. 2005 yılında Alanya’daki B Tipi Kapalı cezaevinin müdürüyken de tutukluların isyan etmesine neden olduktan sonra Urfa’da 13 tutsaðın yaşamını yitirmesinin sorumlularından biri olan cezaevi müdürü Akif Bakkal ise, katliamın ardından deniz kenarına Samsun’a tayin edilerek ödüllendirildi.

ÝSYAN KATLÝAMA DÖNÜŞTÜ

Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 13 kişinin yaşamını yitirdiði vahşete ilişkin bir tepkide Ankara Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan MLKP ve TKP/ML davası tutsaklarından geldi. MLKP ve TKP/ML tutsakları ilettikleri ortak mesajda, Türkiye cezaevlerinin durumuna dikkat çekerek, il il yayılan isyanı selamladılar.

Mesajda, “AKP Hükümeti ile cezaevlerinde süren ve son örneðinin Urfa cezaevinde görüldüðü vahşet, ‘Hayata Dönüş’ operasyonlarının bir başka boyutudur. AKP Hükümeti’nin faşizan uygulamaları sonucunda cezaevlerinde vahşet hat safhaya ulaşmıştır. Urfa Cezaevi’nde yaşananlar, ‘Hayata Dönüş’ gibi, Roboski gibi katliamdır. Türkiye’de idam kaldırıldı ancak devlet, aðırlaştırılmış cezaevleri koşulları ile insanları cezaevlerinde ölüme mahkûm ediyor, idamı bu yönüyle uyguluyor” denildi.

Urfa Cezaevi’nde 13 tutsaðın yaşamını yitirdiði katliamdan Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i ve akabinde AKP Hükümeti’ni sorumlu tutan MLKP ve TKP/ML tutsakları, Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki kötü koşullar karşısında tepki gösteren adli tutukluların çıkardıðı isyana cezaevi yönetiminin seyirci kaldıðını ve isyanın katliama dönüştüðünü vurguladılar. “AKP iktidarı yanık et kokuyor” ifadesinin kullanıldıðı mesajda, “AKP, Kürt halkına yönelik inkâr ve imha politikalarını cezaevlerinde de şiddetini arttırarak tüm gücüyle devam ediyor. Dışarıda ailelerin üzerine, en meşru hakkı olan eylem hakkını kullananların üzerine tazyikli su sıkan AKP Hükümeti, orada yangını söndürmek için su bulamamış mı? AKP’nin politikalarının adı faşizmdir. Yaklaşımlarının adı faşizandır” denildi.

Dava tutsakları son olarak, “Biz buradan, katliamda yaşamını yitiren tutsak yakınlarına başsaðlıðı diliyor ve acınız acımızdır diyoruz” diye seslendiler.

ÝDARE SOHBET HAKKINI 2,5 SAATE ÝNDÝRDÝ

Ayrıca ilginç uygulamalarında hız kesmeyen Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, tutuklu ve hükümlülere yatırılan kitaplar yeni bir uygulama ile sadece görüşçüleri tarafından yatırılacak. Cezaevinde yine tüm gazetelerin ekleri eksiksiz olarak yatırılırken Azadiya Welat Gazetesi’nin bazı günlerde çıkardıðı eki Serroj ise verilmiyor. Ayrıca yine aynı cezaevinde haftada 10 saat uygulanması gereken sohbet hakkı ise 5 saate indirilmesinin ardından şimdi de cezaevi idaresi tarafından keyfi olarak haftada 2,5 saate indirilerek tutuklu ve hükümlüler üzerindeki tecrit politikası arttırıldı.