‘Musul operasyonunda ısrar Türkiye için felaket olacak’

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, AKP iktidarının Musul operasyonunun arkasında neo-Osmanlı hayallerinin olduğunu ifade ederek bunda ısrarın Türkiye’yi büyük bir felakete sürükleyeceğini söyledi.

HDP Milletvekili ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Saray/ AKP iktidarının Musul operasyonu ısrarının arkasında neo-Osmanlı hayallerinin yattığını vurguladı. Başkanlık sistemi tartışmalarından Musul operasyonuna kadar ANF’nin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Baluken, Musul operasyonunda ısrarın Türkiye’yi büyük bir bölgesel felakete sürükleyeceğini vurguladı. Erdoğan’ın politikalarını Enver Paşa’nınkine benzeten Baluken, “Erdoğan’ın bu maceracılığı tıpkı Enver Paşa’nın hegemonik yayılmacı hayallerine tekabül ediyor. Yüz binlerce Anadolu gencinin ölümüne neden olan Enver Paşa’nın bu hayalperestliği koca bir imparatorluğun neredeyse tarih sayfasından silinmesini beraberinde getirdi” dedi.

YENİ DEĞİL 40 YILLIK KONSEPT!

Yandaş medyada yeni konsept adı altında Kürt sivil toplum kurumlarına yönelik operasyon sinyalleri verilmesini değerlendiren Baluken, “yeni konseptin” 40 yıldır sürdürülen çözümsüz stratejilerin ta kendisi olduğunu vurguladı. Kürt meselesinin terör ile mücadele anlayışıyla ele alınmasının çözümsüzlüğü daha da derinleştireceği uyarısında bulunan Baluken, yok etme paradigmasını değiştirmeden ve demokratik, siyasi çözümü esas alan bir strateji geliştirmeden Kürt meselesini çözmenin mümkün olmadığını ifade etti. Türkiye’de çok ciddi hak ihlallerinin yaşandığını hatırlatan Baluken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) meclisin devre dışı bırakılmasının, yerel yönetimler başta olmak üzere kamusal ve toplumsal alanda başlatılan topyekun saldırının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından düşmeyen konseptin ne olduğunu gösterdiğine işaret etti. Bu konseptin zaten yıllardır devrede olduğunu belirten Baluken, “Bu konsept Çiller, Güreş , Ağar ekibi döneminde olsun, Ergenekon yapılanması döneminde olsun, son yıllarda da Fethullah cemaati-AKP işbirliği döneminde olsun defalarca denendi, ancak sorunu daha da çetrefil hale getirmekten başka bir işe yaramadı” dedi. Baluken, konu Kürtler, Aleviler, ötekileştirilen kesimler, halklar, inançlar olunca hep aynı devlet ezberlerinin devreye girdiğini, aynı baskıcı reflekslerin gösterilmeye devam ettiğini belirtti. Erdoğan’ın kendisine muhalif tüm sesleri teker teker toplumsal yaşamdan tasfiye etmeyi planladığına işaret eden Baluken, bu konseptin ne Kürt meselesinin çözümü için, ne de ülkenin demokratikleşmesi için bir çözüm olabileceğini vurguladı ve başarıya ulaşamayacağını ifade etti.

YENİKAPI RUHU EŞİTİR BAŞKANLIK YOLU!

Başkanlık sistemi tartışmalarını yorumlayan Baluken, 15 Temmuz gecesini “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendiren Erdoğan’ın, başkan olmak için her şeyi deneyebileceğine dikkat çekti. Baluken, daha önce Ergenekon, sonra cemaat yapılandırmasıyla ittifak geliştiren Erdoğan ve ekibinin şimdi de Yenikapı ruhu adı altında MHP ve CHP’yi kendi arkasına yedeklemeye çalıştığına işaret etti. Yenikapı ruhunu Erdoğan’ın başkanlığa giden yol olarak kullandığını vurgulayan Baluken, çıkartılan KHK’larla ülkeyi bir fiili rejim değişikliğine zorlayan Erdoğan’ın bu planlamalarına CHP ile MHP’nin çanak tuttuğunu belirtti. Baluken, “MHP’nin Kürt karşıtlığı ve ulus-devlet statükoculuğu açısından bulunduğu pozisyon kendileri açısından anlaşılır olabilir, ancak CHP’nin ortaya çıkan tüm bu gelişmelerden sonra kendi durumunu netleştirmesi gerekiyor. Çünkü CHP gerek 7 Haziran seçimlerinde, gerekse 1 Kasım seçimlerinde milyonlarca insandan oy isterken Erdoğan’ın diktatoryal rejim değişikliğine karşı politika yürüttü. Şu anda fiili olarak işletilen bu diktatörlük rejimine karşı nerede duracağını belirtmelidir çünkü Yenikapı ruhunun başkanlık sistemine kılıf olarak kullanılmasını CHP ‘ye oy veren milyonlar kabul etmiyor“ şeklinde konuştu. Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğuna işaret eden Baluken, “ Ya diktatörlük rejimine gidilecek ya da çoğulcu demokratik rejim kararı verilecek” dedi. Baluken, bu zemin devam ettiği sürece Erdoğan ve AKP’nin yasal ve anayasal yetkileri hiçe sayarak Türk işi başkanlık sistemini Türkiye halklarına dayatmayı sürdüreceğini belirtti.

EKONOMİK KRİZ KAPIDA!

Baluken, başkanlık sistemi için olası bir referandum hazırlığı konusunda ise, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin gündeminin referandum değil kapıya dayanan ekonomik kriz olacağını söyledi. 7 Haziran seçimlerine yapılan darbe ile birlikte, Türkiye’nin büyük bir siyasi krizin içine girdiğini ifade eden Baluken, yapılan sivil darbeyle tam bir yönetim boşluğu yaşandığını dile getirdi. Büyük bir ekonomik krizin kapıda olduğuna işaret eden Baluken, önümüzdeki bahara kadar Türkiye’nin genel gündeminin diktatörlük rejimi referandumunun yapılıp yapılmayacağı değil, ekonomik kriz olacağını söyledi. İdris Baluken, MHP her ne kadar Erdoğan’ın işini kolaylaştırmaya çalışsa da, demokrasi ve barış güçlerinin bu konuda Türkiye toplumunu uyarmaya devam edeceğini söyledi.

ENVER PAŞA BENZETMESİ

Türkiye’nin Musul operasyonu konusundaki ısrarını da değerlendiren Baluken, Erdoğan ve AKP’nin bu ısrarının arkasında neo-Osmanlı hayallerinin olduğunu vurguladı. Temel olarak merkezine Kürt düşmanlığını koyan bu anlayışın, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkının iradesini ezip, kendi hegemonik politikalarının yayılmasını amaçladığını belirten Baluken, bugüne kadar bu politikaların Suriye’de defalarca çöktüğünü, yine de çökmeye mahkum olduğunu kaydetti. Dışarda ve içerde yaşanan bütün sıkıntıların sebebinin Suriye ve Ortadoğu politikası olduğunu açıklayan Erdoğan ve AKP’nin bu gerçeği defalarca itiraf ettiğini hatırlatan Baluken, bu itirafın yapıldığı günlerde Musul’a operasyonda ısrar etmenin büyük bir felakete neden olacağına dikkat çekti.

Bu operasyonun ne Türkiye’ye ne de bölge halklarına yarar getireceği uyarısında bulunan Baluken, Türkiye’nin gerek Suriye’de gerek Irak’ta yapması gerekenin kalıcı barış çabalarına destek vermek olduğunun altını çizdi. Suriye’de çözümsüzlüğün en büyük nedenlerinden birinin Erdoğan ve AKP’nin yürüttüğü politikalar olduğunu hatırlatan Baluken, “Erdoğan ve AKP Suriye’de çözüm çalışmalarını Kürtleri dışarda bırakmak için sürekli sabote ettiği gibi, şimdi de Musul’da ortaya çıkan uluslararası ve bölgesel dinamikleri sabote etmeye çalışıyor. Bu yolla bir yandan Kürtlerin ve bölge halklarının statü taleplerini engellemeye çalışırken, diğer yandan ise DAİŞ’e ölümcül bir darbe indirilmesinin önüne geçmeyi hedefliyor” diye konuştu. Bu maceracılığın Türkiye’yi büyük bir bölgesel felakete sürükleyeceğini vurgulayan Baluken, “Erdoğan’ın bu maceracılığı tıpkı Enver Paşa’nın hegemonik yayılmacı hayallerine tekabül ediyor. Bu uğurda yüz binlerce Anadolu gencinin ölümüne neden olan Enver Paşa’nın hayalperestliği koca bir imparatorluğun neredeyse tarih sayfasından silinmesini beraberinde getirdi” dedi.