Nadire Mater: Özgür Gündem ile dayanışma medyada tek tipleşmeye itirazdır

Özgür Gündem Gazetesi'nin nöbetçi yayın yönetmenliğini yaptığı için yargılanan gazeteci Mater, Türkiye'de medya ortamının hızla bir tek tipleşmeye doğru gittiğini belirtti, "Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma bu ortama da bir itirazdır" dedi.

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla nöbetçi yayın yönetmenliği yaptığı için hakkında dava açılan Bianet proje koordinatörü Nadire Mater ile sorumlu yazı işleri müdürü İnan Kızılkaya'nın yargılanmasına başlandı.

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü temsilcileri Lucie Morillon, Johann Bihr, Rubina Möhring ve Anne Renzenbiring ve Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ile çok sayıda gazeteci izledi.
Silivri 9 No'lu Cezaevi'nde tutulan Kızılkaya, tecrit nedeniyle ayrıntı savunma hazırlamayadığını belirtti, "Ancak iddianamede yer alan haberlerin, ifade ve fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir" dedi.

Gazeteci Nadire Mater, bir yurttaş ve gazeteci olarak Özgür Gündem gazetesinde bir günlük yayın yönetmenliği yaptığını belirtti, "Çünkü; yurttaş olarak haber alma hakkımın sınırlandırılmasını, gazeteci olarak kendim için ve tüm gazeteciler için haber yapma özgürlüğünün engellenmesini, sınırlandırılmasını kabul etmiyorum" diye konuştu.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından basın üzerinde artan saldırılara dikkat çeken Mater, "Son Cumhuriyet tutuklamalarıyla birlikte  hapiste en az 120 gazeteci ve 10 dağıtımcı bulunuyor. 28 Temmuz 668, 3 Ekim 675 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle 173 yayın organı (TV, radyo, gazete, web sitesi, yayınevi) kapatıldı. Bu kapatmalar nedeniyle en az 2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı. 775 basın kartı ve 49 pasaport iptal edildi. Bütün bu 'önlemler' WhatsApp, Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya mecralarına erişimi engellemekle, erişimi yavaşlatmakla, baskınlar, saldırılar, gözaltılar, tehditler, RTÜK cezalarıyla destekleniyor. Türkiye'de zaten sorunlu olan editoryal bağımsızlık neredeyse sadece sözcük olarak kaldı, yerini sansür ve oto sansür aldı" dedi.

Türkiye'de medya ortamının hızla bir tek tipleşmeye doğru gittiğinin altını çizen Mater, "Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma bu ortama da bir itirazdır. Gazeteci-okur nöbetleri, Türkiye ve dünyada gazeteci ve hak örgütlerinin, Türkiye’nin parçası olduğu uluslararası yapıların itirazları ve protestoları gibi.  Yurttaş olarak da hepimizin, herkesin bu dayatmaya karşı çıkması haktır ve gereklidir" diye konuştu.

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KİMSENİN MÜDAHALESİNİ KABUL ETMEZ'

Hak odaklı ve barış odaklı gazeteciliği savunduğunun altını çizen Mater, "Ben gazeteci olarak da Türkiye’de her zaman, elbette yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz  savaş/çatışma/darbe girişimi/ darbe girişimi sonrası ortamlarda hak odaklı ve barış odaklı haberciliği savundum, savunuyorum, haberciliği de böyle bir perspektiften yapıyorum. Sonuçta, ifade özgürlüğü ifade özgürlüğüdür. Bu özgürlük kimsenin müdahalesini kabul etmez. Yargının da" dedi. 
Mater'in avukatı Meriç Eyüpoğlu, soruşturma savcı Murat İnan'ın "Beyanınızı almasam da davayı açacağım" dediğini hatırlattı, müvekkilinin ifade verdiği gün iddianamenin hazırlandığını ve kabul edildiğini belirtti. İddianemenin, "suçun kişiselliği ilkesi"ne aykırı olarak hazırlandığına dikkat çeken Eyüpoğlu, Mater'in çalıştığı Bianet'in hazırladığı medya gözlem raporlarını soruşturma aşamasında dosyaya sunduklarını ancak raporların hiçbirinin dosyaya konulmadığını belirtti. Avukat Eyüpoğlu, Türkiye'deki ifade özgürlüğü haritasını gözler önüne sermek için medya gözlem raporunu mahkemeye sunmak üzere süre verilmesini istedi.

SORUŞTURMA SAVCISI FETÖ DAVASINDA SANIK

Avukat Fikret İlkiz de soruşturma savcısı Murat İnam'ın Bakırköy Adliyesi'nde görülen "FEDÖ/PDY" davasının sanığı olduğunu belirtti, savcının bu durumunun söz konusu ceza davasına etkisinin araştırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, söz konusu raporların hazırlanarak dosyaya sunulması için avukatlara süre verilmesine karar vererek dosyayı 9 Aralık 2016 tarihine erteledi.