Öcalan'ın Türkmen hemşehrileri: Tecridi bir an önce kaldırın
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridi değerlendiren Türkmen hemşehrileri, tecridin bir insanlık suçu olduğunu ve tecridin bir an önce kaldırılması çağrısında bulundu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridi değerlendiren Türkmen hemşehrileri, tecridin bir insanlık suçu olduğunu ve tecridin bir an önce kaldırılması çağrısında bulundu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük AKP/Saray'ın eliyle uygulanan tecrit politikası devam ederken; Öcalan'ın insani, hukuki ve siyasi olarak hiçbir haktan yararlanamıyor. Kürt halkı başta olmak üzere ezilen ve sömürülen halkların kendisine Önder olarak gördüğü Öcalan'a karşı uygulanan tecride tepkiler de gelmeye devam ediyor. Öcalan ile 2011'den bu yana avukatları, Eylül 2014'ten bu yana ailesi ve son olarak İmralı Adası'na gidebilen tek kanal olan siyasi heyetinde AKP/Saray tarafından engellenmesiyle bir bütünen tecrit altına alınarak, Öcalan şahsında halkların özgürlük ve demokrasi taleplerinin önünü almaya dönük politikalar devreye konuldu. Urfa'nın Halfeti ilçesinde yaşayan Öcalan'ın Türkmen hemşehrileri Öcalan'a karşı uygulanan tecrit politikasına tepki göstererek, düşüncelerini ANF ile paylaştı.
Edip Altıntaş (46): Başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ve sömürülen halkların Önder olarak kabul ettiği ve gördüğü Sayın Öcalan'a tecrit uygulanması ve bu koşullarda tutulması, kabul edilebilecek bir durum değildir. Bugün yeniden yapılanan bir Ortadoğu'da Öcalan gibi lider bir insanın bu yeni yapılanmada oynayabileceği etkin rolü gören kapital ve emperyalist güçler Sayın Öcalan'a dönük uygulanan tecride bilinçli bir şekilde sessiz kalıyor. Türkiye'de geliştirilmeye çalışılan dikta rejimine de göz yumarak aslında tecridi meşrulaştırıyorlar. Sayın Öcalan dünya haklarının demokrasisi ve özgürlüğü için öyle yayınlanan manifestoları var ki, bunlar Ortadoğu başta olmak tüm insanlık adına barış ve demokrasiyi tesis edebilecek tek gerçekliği teşkil ediyorlar.
Sayın Öcalan herkesin kardeş ve eşitçe yaşayabileceği, ekonomik ve yaşamsal sıkıntıları ortadan kaldırabilecek yegane perspektifleri insanlığa sunmuş durumda. Bu yüzden emperyalist ve kapital güçler, Türkiye'deki tek adamlık sistemini dayatan tekçi zihniyet üzerinden Sayın Öcalan üzerindeki tecridi yoğunlaştırıyor. Ben Sayın Öcalan'a karşı geliştirilen bu tecridi kınıyorum ve kabul edilemez olarak değerlendiriyorum. Biran önce Sayın Öcalan'a karşı geliştirilen bu tecridin kaldırılması çağrısında bulunuyorum. Başta Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu'da barışın tesisi için biran önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin derhal kaldırılması gerekiyor.
'TECRİT BİR İNSANLIK SUÇUDUR'
Şaban Çakmak (42): Sayın Öcalan'a uygulanan tecridin ne insani olarak nede hukuki olarak kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Sayın Öcalan Türk ve Kürt halkları başta olmak üzere bütün Ortadoğu halklarının barış, kardeşlik, demokratik, eşit ve özgür yaşamından yana. Bu yönüyle Sayın Öcalan'ın halklar arası barışa da büyük bir katkı sunacağını düşünüyoruz. Sayın Öcalan'a uygulanan tecridi bu açıdan da kabul etmemiz mümkün değil. Bu tecridin biran önce sonlandırılması gerekiyor. 40 yılı aşkın süredir Kürt sorunundan kaynaklı devam eden savaş ve çatışmanın hiçbir şekilde Ortadoğu halklarının sorununa bir çözüm getirmediği ortadadır. Bu açıdan bu tecridin son bulması sorunun çözümü ve barışın tesisi için son derece önemlidir. Biran önce tecride son verilmelidir.
'TECRİT TÜM HALKLARIN İRADESİNE UYGULANIYOR'
Sayın Öcalan'ın insani açıdan ailesi, hukuki açıdan da avukatları ile görüşmesinin engellenmesi de işlenen bir insanlık suçudur. Tecrit bir insanlık suçudur. Bunun hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu açıdan dahi bunu kabul etmemiz mümkün değil. Başta Türk halkı olmak üzere bütün Kürt ve Ortadoğu halklarının bizlerin de büyük bir tepkisinin olması ve tavrının bu konuda net olması gerekir. Bu konuda duyarlı olan her kesi tavır almaya ve tepki göstermeye çağırıyorum. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit şuan halkların iradesine uygulanan bir tecrittir. Halkların iradesinin üzerindeki bu tecridin derhal kaldırılması çağrısında bulunuyorum. Bir insanın düşüncelerini tecrit ile ipotek altına alamazsınız. Bunun yerine dünyada da takdir gören bu düşünceleri insanlığın hizmetine sunmak gerekir. Bu açıdan Sayın Öcalan, bizim içinde büyük bir lider ve düşünce insanıdır.
'10 YIL SONRA GETİRİLECEK BARIŞ BUGÜN GETİRİLSİN'
Ahmet Şahin (64): Sadece insani olarak dahi tecridi alırsak, bu bağlamda dahi tecridin her türlüsü ahlaka aykırıdır. Siyasetçilere dönük uygulanan tecritlerin hiçbir şekilde kabul edilebilmesi mümkün değildir. Sayın Öcalan'a özellikle barış, kardeşlik ve demokrasi için bu denli ihtiyaç duyulduğu bir süreçte uygulanan tecridin hiçbir açıklaması olamaz ve kabul de edilemez. Bu hiçbir şekilde barış ve kardeşliğe hizmet etmez. Aksine daha da sorunun derinleşmesine neden olur. Tecrit kararı ne olursa olsun, halkların barışına bir darbedir. Dünya örneklerinde de görüldüğü gibi bir sorun var ise normalde sorunun tarafları arasında çözülür. Sorunun tarafları oturup çözümü beraber getirir. Bununda eşit şart ve koşullarda olması gerekir.
Sonuç itibariyle sorunlar bu şekilde taraflar arasında çözülür. Sayın Öcalan'a uygulanan tecritle beraber binlerce insan öldü. On binlercesi göçe maruz kaldı. Kentler yakılıp yıkıldı. 10 yıl sonra tarafların masaya oturup sorunu çözmesi yerine daha çok insanlar mağdur olmadan, canlarından mallarından olmadan tarafların aklıselim bir şekilde masaya oturup sorunun bugün çözmeleri gerekir. Halklara 10 yıl sonra getirecekleri barış bugün getirecekleri barış kadar bir anlam ifade etmez. Sonuç ilelebet barış ve çözümle sonuçlanacak. Geç olmadan biran önce tecridin kaldırılması ve barışın tesis edilmesini istiyoruz.