DTK Sosyal Politikalar Komisyonu Saðlık Grubu'nun düzenlediði, "Cezaevleri ve Saðlık Çatıştayı" başladı. DTK Başkanlık Divanı Üyesi Edip Yaşar, insan hakları ihlallerinin en yoðun yaşandıðı cezaevlerinden birinin Ýmralı Cezaevi olduðunu belirterek, Öcalan üzerindeki anti demokratik, hukuk dışı tecrit ve izolasyon politikalarının, kabul edilemez bir durum olduðunu söyledi.
Mardin'de, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sosyal Politikalar Komisyonu Saðlık Grubu tarafından düzenlenen "Cezaevleri ve Saðlık Çatıştayı" KESK Eðitim Salonu'nda başladı. Çalıştaya; ATUD (Adli Tıp Uzmanları Derneði), TBB (Türkiye Barolar Birliði), ÝHD (Ýnsan Hakları Derneði), SES (Saðlık ve Sosyal Hizmetleri Emekçileri Sendikası), THÝV (Türkiye Ýnsan Hakları Vakfı), TOHAV (Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı), TTB (Türk Tabipler Birliði), TUHAD FED (Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu), TPD (Türkiye Psikiyatri Derneði), Asrın Hukuk Bürosu, MEYADER ve Mardin'den çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Bir gün sürecek çalıştayda, özellikle 12 Eylül darbe dönemini aratmayan cezaevi sorunları nedeniyle yüzde 115'e varan doluluk oranları, uzun tutukluluk süreleri, tedavi edilmeyen tutuklu ve hükümlülerin ölüm haberleri, işkence, sürgün, saðlıksız cezaevi ortamı, saðlık hizmetlerine ulaşmama ve tecrit konuları ele alınacak.
‘ÇÖZÜMÜ AMERÝKAN PREDATORLERÝNDE ARIYORLAR’
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan DTK Başkanlık Divanı Üyesi Edip Yaşar, çaðın yükselen deðerleri özgürlükler ve demokrasi olmasına raðmen Ortadoðu ve Türkiye'yi yöneten iktidarların bu deðerleri görmezden geldiklerini ve kendi içerisinde sorunlarla boðuşan ülkeler konumunda olduklarını söyledi. Yaşar, Türkiye'nin en başat sorununun Kürt sorunu olduðunu ve bunun özünde demokrasi ve özgürlükler sorunu olduðunu belirterek, "Çözümü de demokratik ve özgürlükçü olmalıdır. Aynı zamanda Türkiye'deki Kürt sorunu sadece Türkiye'nin deðil, Ortadoðu’nun ve dünyanın sorunu haline gelmiştir. Dünya benzer sorunları diyalog ve müzakerelerle çözerken, birçok çözen ülkeler olmasına raðmen maalesef bu ülkeyi yönetenler halen çözümü iflas etmiş ve çürümüş, genellikle çözüm getirmeyen politikalarla aramaktadırlar. Bu da yetmezmiş gibi Amerikan predatorlerde çözümü aramaktadırlar. Bu da yeni Roboskiler, yeni acılar, yeni siyasal, sosyal ve ekonomik krizler demektir. Artık bu ülkeyi yönetenler bu gerçeði görmelidirler ki, bunlar çözüm deðildir. Sorun demokratik deðerlere, özgürlük taleplerine yanıt verilerek çözülecektir" dedi.
AKP ÝKTÝDARI DÖNEMÝNDE CEZAEVÝNDE 322 HAYATINI KAYBETTÝ
Yaşar, Türkiye'nin Ýmralı'da ve Oslo'da başlattıðı diyalog ve müzakere görüşmelerini yeniden başlatması gerektiðini vurgulayarak, "Bugün operasyonel politikalar sonucu aralarında Kürt siyasetçileri, çocukların, anaların, aydınların, yazarların, emekçilerin, gazetecilerin ve akademisyenlerin bulunduðu binlerce kişi tutuklanarak, cezaevine konulmuşlardır. Operasyonel politikalar çözüm olmadıðı gibi halklar arasında da birlikte yaşam duygularını zayıflatmakta ve halkları da birbirinden uzaklaştırmaktadır" diye konuştu. DGM'lerin yerine kurulan özel yetkili mahkemelerin cezaevlerinde yaşanan insanlık dışı uygulamaların 12 Eylül dönemini aratan bir tabloyu ortaya koyduðunu ifade eden Yaşar, AKP'nin iktidara gelmesiyle şimdiye kadar gözaltı ve cezaevinde ölen insan sayısının 322'yi bulduðunu ve halen yüzlerce tutuklu ile hükümlünün hasta ve ölümü beklediðini dile getirdi.
ÖCALAN TECRÝDÝ
Yaşar, insan hakları ihlallerinin en yoðun yaşandıðı cezaevlerinden birinin Ýmralı Cezaevi olduðunu ifade ederek, şunları söyledi: "Kürt sorununun demokratik çözümünde önemli bir şahsiyet olan, toplumsal barışa katkısı yadsınamaz bir gerçeklik olan Sayın Abdullah Öcalan üzerinde anti demokratik, hukuk dışı tecrit ve izolasyon politikaları kabul edilemez bir durumdur. Pozantı Cezaevi başta olmak üzere diðer cezaevlerinde TMK maðduru çocuklara yapılan insanlık dışı uygulamalar cezaevleri üzerinde uygulanan politikaların vahşet düzeyini de göstermektedir. Bu insanlık dışı saldırıya sessiz kalmak, onaylamaktır. Bu insan hakları ihlallerinin ve anti demokratik saldırılarının temel sorumlusu da AKP iktidarının kendisidir."
"Cezaevleri ve Saðlık Çalıştayı" açılış konuşmasından sonra basına kapalı bir şekilde devam etti. Çalıştay, “cezaevindeki mevcut durum ve durumu yaratan politikalar, cezaevinde saðlık sorunları, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumu, saðlık çalışanlarının tutumu, toplumdaki cezaevi algısı ve yaşananların görünür kılınması için nasıl bir mücadele” başlıkları altında devam edecek. Çalıştay, sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erecek.
ANF NEWS AGENCY