‘Öleceksem ülkemde öleyim’
‘Öleceksem ülkemde öleyim’
‘Öleceksem ülkemde öleyim’
Lenf kanseri hastası Güney Afrikalı Magdelena De Winnaar ve HIV pozitif (AİDS) hastası Nijerya'lı Asabi Beffa'dan sonra kolon kanseri Katalan Concepcio Fernazdez Agurrezabi de Bakırköy cezaevinde ölüme terk edildi. Agurrezabi “Öleceksem ülkede öleyim” diyor.
Lenf kanseri Güney Afrika'lı Magdelena De Winnaar, ülkesinin güneşini son kez görmeyi umut ederken, ilgisizlikten 3 Eylül 2012 tarihinde cezaevinde hayatını kaybetti. HIV pozitif (AİDS) hastası Nijerya'lı Asabi Beffa sahipsizlikten 24 aralık 2012 tarihinde yine cezaevinde yaşamını yitirdi. Şimdi de 8 aylık tutuklu bulunan kolon kanseri Katalan Concepcio Fernazdez Agurrezabi de aynı kaderi paylaşmaktan korkuyor. Gün geçtikçe eriyen Concepcio, "Öleceksem ülkemde öleyim" diyor.
1967 Barcelona doğumlu Concepcio 1 sene önce büyük bir heyecenla Katalonya'dan İstanbul' da yaşayan İranlı sevgilisinin yanına yerleşti. Ancak yeni hayatı ansızın polisin evine yaptığı baskınla altüst oldu. Cancepcio uyuşturucu bulundurmak iddasıyla tutuklandı.
BU KOŞULLARDA İYİLEŞEMEM
Bakırköy Cezaevine sağlıklı bir kadın olarak giren Concepcio, buradaki zor koşullarla mücadele ederken, kolon kanseri hastalığına yakalandı. 7 aydır 21 günde bir Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde gördüğü kemoterapi seansları nedeniyle elleri ve ayakları moraran Concepcio artık yürüyemez hale geldi. Her şeye rağmen bir gün özgürlüğüne kavuşacağı umuduyla hayata tutunmaya çalışan Concepcio, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor, "Sevdiğim adamda tutuklandığı için, hiç bilmediğim bir ülkenin cezaevinde bir başıma kaldım. Ne arayanım var ne de soranım. Cezaevine 8 ay önce ilk girdiğimde çalışabiliyordum. Ancak gelişimden 1 ay sonra hastalanmamla tamamen muhtaç hale geldim. Koğuşumda ki kadınlar sayesinde biraz olsun ihtiyaçlarımı karşılabiliyorum. Cezaevindeki koşullar zaten iyleşmem için elverişsiz. Kemoterapi tedavisi görüyorum ancak gün geçtikçe daha da kötüleşiyorum. Yürümekte zorlanıyorum. Her seas sonrası ellerim ve ayaklarım cayır cayır yanıyor ancak bir merhem alacak param dahi yok. Bırakın merhem almayı, Katalonya'daki aileme bile telefon açabilmek için telefon kartı almaya tek bir kuruşum yok.
YARGI DA KONSOLOSLUK DA DUYARSIZ
Defalarca İspanyol konsolosluğuna faks gönderdim ancak hiç umursamadılar. Bugüne kadar ne maddi ne de manevi bir yardımları dokundu. Yargılandığım mahkeme heyeti de kanser hastası olduğumu biliyor ancak onlar da bu hususu hiç dikkate almıyorlar. Bu ülkede tüm kapılar yüzüme kapandı. Yaşayacağım da varsa, bu koşullar altında daha fazla dayanamıyacağım. Tek istediğim ülkeme kavuşmak. Cezam varsa orada çekim. Öleceksem de ülkemde öleyim".
Gün geçtikçe durumu kritikleşen Concepcio Fernazdez Aguirrezaba'in tek umudu, hasta tutuklu ve hükümlülerin cezalarının infazlarının ertelenmesini içeren düzenlemenin yasalaşıp, yürürlüğe girmesi.