Oluç: Türkiye çetelere sahip bir ülkeye dönüştü

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Türkiye'nin çeteleri olan bir ülkeye dönüştüğünü söyledi. Oluç, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin konusunda ise “son derece tehlikeli” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, partisinin Genel Merkezi’nde gündeme dair basın toplantısı düzenledi. AKP-MHP oylarıyla kabul edilen Libya tezkeresinin savaş adımı olduğunu belirten Oluç, “Tüm muhalefet ortak tutum almıştır, Meclis içinde ve dışında, Meclis içindeki bütün muhalefet partileri 'hayır' oyu kullanmıştır. Meclis dışında toplumsal muhalefet çok kararlıdır STK’lerin tutumu 'hayır' yönündedir. Bütün bu tablo şunu gösteriyor; bu Libya tezkeresi aslında AKP-MHP iktidarının bir savaş tezkeresidir” dedi.

NEDEN 'HAYIR' DEDİLER?

Oluç, Libya tezkeresine neden 'hayır' dedikleri şöyle açıkladı: “Dış politikada çözüm askeri hamlelerle yürütülmektedir. Diplomasi ayağı bitirilmiştir. Bitmez tükenmez bir çatışma dürtüsüne sahip bir iktidarla savaş heveslisi bir iktidarla karşı karşıyayız. Daha önce Suriye’nin Kuzeyine ve Doğusuna bir işgal girişiminde bulunmuş olan işgal şimdi de Libya çöllerine doğru gitmek istemektedir. Türkiye diplomasisi şu hale dönüşmüştür: Dediğim dedik çaldığım düdük haline dönüşmüştür dış politikada. İkincisi çok açık bir İhvan destekçiliği vardır. Bir İhvan ruhunun yeniden canlanmakta olduğu çok açık bir şekilde karşımıza çıkmıştır. Libya’nın yüzde 10’unu kontrol edebilen İhvan’ın son kalesidir Libya. AKP ve MHP ittifakı İhvan’ın son kalesine destek sunmak istemektedir.”

‘TÜRKİYE ÇETELERE SAHİP BİR ÜLKE OLDU'

Oluç, “Paralı ordular mı diyecek, lejyonerler mi, paralı çeteler mi, diyeceğiz. Türkiye artık paralı askerlere ve çetelere sahip olan bir iktidar anlayışı tarafından yönetilmektedir. Daha önce Libya’dan Suriye’ye paralı cihatçı transferi yapılmaktaydı şimdi tersi yapılıyor. Bunun iç politikada da ciddi sorunlar yaratacağını biliyoruz ve bunun altını çiziyoruz. Bunun son derece riskli bir adım olduğu açıktır” dedi.

‘ABD İRAN’A SAVAŞ BAŞLATMIŞTIR’

İran Kudüs Güçleri Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin ciddi sonuçlara yol açacağını belirten Oluç, şöyle konuştu: “Bölge kaynıyor. Oyun kuruyoruz ruh hali ve söylemi kesinlikle yanlıştır, kurulan bir oyunun piyonu vaziyetindedir bu iktidar. Peki önerimiz nedir? Önerimiz aslında diplomasinin, müzakerenin güçlendirilmesi, askeri değil siyasi çözüm adımlarına ilişkin Türkiye’nin inisiyatif almasıdır. İşte bugün Kasım Süleymani’nin öldürülmesi de böyle bir adımdır. ABD bu attığı adımla İran’a karşı fiilen bir savaş başlatmıştır. Bu son derece tehlikeli bir adımdır.”

Oluç, Perşembe günü AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın şehirlerdeki güvenlik anlayışına dair yaptığı konuşmaya işaret ederek, şunları kaydetti:

“Son derece vahim açıklamalar olduğunu düşünüyoruz. Sadece kolluk gücüyle sağlanamayacak düzen nedir, kimler tarafından sağlanacaktır. Bekçiler değil herhalde. Bekçiler zaten bir tür polis gücü olarak şimdi işlev görmektedirler. Ama Erdoğan’ın sözünü ettiği şehir içindeki düzeni sadece kollukla sağlayamayacağız demesi başka bir şeye işaret etmektedir. Tekrar soruyoruz, kimdir bu düzeni sağlayacak olanlar, nasıl yapılacaktır. Bunu paralı askerlerle sağlayacaksınız. Acaba düzeni paralı çetelerle mi sağlamaya çalışacaksınız acaba düzeni SADAT isimli askeri güçler oluşturmaya çalışan çetelerle mi sağlayacaksınız. Toplumsal muhalefeti iç düşman olarak göstermenin ilk adımı budur."

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Ekonomik gelişmelere de değinen Oluç, şunları söyledi: “Ekonomide pembe tablolar çizen enflasyon 8,5’a düştü diyen Berat Albayrak’ın bütün öngörüleriyle yanıldığı bir kez daha ortaya çıktı. Zaten bütçe rakamlarının da yanlış öngörüler olduğunu önümüzdeki aylarda göreceğiz. Yıllık enflasyon yüzde 12’ye yaklaştı. Gıda ve ev eşyasında baktığımızda 2019 ortalaması yüzde 20’yi aşmıştır. Dolayısıyla hissedilen enflasyon hayat pahalılığı yüzde 20’nin üzerindedir. İktidarın ekonomik adımları hayat pahalılığını azaltacak, enflasyonu düşürecek işsizliği azaltacak adımlar değildir. Ama iktidar bunlar tartışılmasın diye bir Libya tezkeresiyle, Doğu Akdeniz tartışmasını başlatmıştır. İç politikadaki çaresizliklerini, yanlışlıklarını örtmek için böyle dış politikada algı ile çare bulmaya çalışmaktadır.”