Rojava Özgür Basın Birliği Eş Başkanı Ekrem Berekat Özgür Gündem Gazetesinin kapatılması ve Türkiye’de özgür basın üzerine gerçekleştirilen saldırıları değerlendirerek, “Türk devleti nasıl hakikatler açığa çıkmasın diye özgür basına saldırıyorsa Güney Kürdistan’da KDP özgür basın çizgisiyle aydınlanan gazetecilere ve yayınlara saldırıyor. Yani nasıl Kürt karşıtlığında ortak ve benzer politikalar uyguluyorlarsa Kürtlerin geliştirdiği özgür basın çizgisini boğmak içinde benzer saldırılar yürütüyorlar” dedi.
‘ÖZGÜR GÜNDEM BİR GELENEK OLUŞTURDU’
Türk devletinin alternatif basıncılığın oluşmaya başlamasından bu yana sürekli saldırılarını sürdürerek özgür basını susturmaya çalıştığını ifade eden Ekrem Berekat bugün Özgür Gündem’in halen direnişini sürdürürken bir özgür basın geleneği oluşturduğuna dikkat çekti. Türk Devleti’nin 1992 yılında yayına başlayan Özgür Gündem Gazetesine saldırılarının sıradan ve basit saldırılar olmadığını işaret eden Berekat, “Özgür Gündem Gazetesi yayına başladığı tarihten bu yana hep Türk devletinin hedefinde oldu. 1994 yılında binası bombalandı. 1992’den bu güne dağıtımcısı, çalışanı, yazarı, muhabiriyle toplam 98 çalışanı katledildi. Hakkında onlarca kapatma davası açıldı. Ama tüm bunlara rağmen Özgür Gündem Kuzey Kürdistan’da ve Türkiye’de bir biçimde yayını sürdürerek bir özgür basın geleneği oluşturdu. Kürt basını bu gelenekle gelişti. Birçok farklı yayın kuruluşu oluştu” dedi.
‘ROJAVADA BU GELENEĞİ ESAS ALARAK GAZETECİLİK YAPIYORUZ’
Rojava’daki gazeteciler olarak kendilerine Özgür Gündem’in oluşturduğu özgür basın geleneğini esas aldıklarını kaydeden Berekat şunları belirtti: “Biz Rojava Kürdistan’da gazetecilik çalışmalarına ilk başladığımızda biz Özgür Gündem çizgisinin yarattığı özgür basıncılıktan güç aldık, moral aldık. Ben Minbic’ten dün geldim. Bu gün Özgür Basın geleneğiyle aydınlanan Rojavalı gazeteciler savaş cephelerinde ölümle burun buruna gazetecilik yapıyorlar. Görevi başında yaşamını yitiren birçok arkadaşımız oldu, bunlar hepsi kendilerine bu çizgiyi esas alarak en zor koşullarda gazetecilik yapmaya çalıştılar. Bu bir ruhtur, gerçek gazetecilik ruhudur. Bunu yaratılmasında da en önemli rolü bu Özgür Gündemin direnişi oluşturdu. Hiçbir şey ölüm bile bizi durduramaz.”
‘AKP DÖNEMİNDE SALDIRILAR ARTTI’
Berekat Türk devlet tarihi boyunca basına en açık ve vahşi saldırıların AKP Hükümeti döneminde gerçekleştirildiğini ifade ederek bir gazeteci olarak 7 Haziran seçimleri sonrası tanıklık ettiği Türk devlet vahşeti ve özgür basına karşı saldırıları şöyle değerlendirdi: “7 Haziran seçimleri sonrası AKP Türkiye’de aslında bir darbe geliştirdi. Öncelikle basına saldırdı. Daha sonra Kürdistan şehirlerini vahşice tankıyla topuyla bombardımana tuttu. Kendilerini muhalif olarak tanımlayan birçok medyanın da sesini kıstı. Ama özgür basının sesini kısamadı. Bundan dolayı baskılarını sürdürdü. Özgür Gündemin hemen her sayısına dönük davalar açıldı. DİHA muhabirleri tutuklandı. Öz yönetim direnişini ve AKP’nin yaptığı vahşeti görüntülemeye çalışan bir gazetecinin kafasına kameralar önünde silah dayandı. Azadiya Welat Gazetesinden Ruhat Aktaş Cizre’de bodrumda yakılarak katledildi. Kuzeydeki meslektaşlarımızla dayanışmak ve Nusaybin’i yansıtmak için başlattığımız “Sessizliğe Hayır” kampanyası sürecinde Rojava’da olmamıza rağmen bilinçli hedef alındık. Ama Türk devleti yine özgür basını susturamadı. Ve susturamayacak.”
DALKAVUK MEDYAYA KARŞI ÖZGÜR GÜNDEM ÇİZGİSİ
AKP’nin askeri darbe girişimi sonrası aslında kendisinin bir darbe geliştirdiğini dile getiren Ekrem Berekat darbeyi gerekçe yaparak başta basın olmak üzere tüm muhalif kesimleri tümden susturmayı hedeflediğini kaydetti. Berekat bu şekilde Türk basının eskisinden daha da çok kendisine ihanet eder konuma getirildiğine çekerek “Bugün Türkiye’de kendisini gazeteci olarak tanımlayan birçok kişi aslında gazeteci değil. Onlar gazeteciliğe ihanet ediyorlar. Gazetecinin görevi hakikatin peşinde koşmak, gerçeği aydınlatmak ve topluma hizmet etmektir. Ama bugün özgür basın dışında birçok çevreye bakıyoruz, korkudan resmen AKP’nin sözcülüğünü yapıyorlar. Bir dönem diğer basın içinde muhalif sesler gelişse de AKP’nin darbeleri ve müdahaleleri sonucu çoğu susturuldu. Aslında daha Erdoğan ve AKP’nin dalkavuğu haline getirildiler. Ama Özgür Gündem ve diğer alternatif basın halkı doğru bilgilendirmek için çizgisini net olarak ortaya koydu. Yayın politikasından hiçbir şekilde taviz vermedi. Bundan dolayı da zaten susturmak için kapattılar. Ama halen dalkavuk medya dalkavukluğunu sürdürürken Özgür Gündem ve yarattığı özgür basın geleneği direnişini sürdürüyor.
‘KDP VE AKP’NİN BASIN POLİTİKALARI DA ORTAK’
Berekat değerlendirmesinde Güney Kürdistan’da Özgür basın geleneğiyle beslenen basın kurumlarının ve gazeteciliğin geliştiğine dikkat çekerek KDP’nin de bu geleneğe karşı tıpkı AKP gibi faşist saldırılar yürüttüğünü belirtti. Ekrem Berekat bu konuda şunları söyledi: “Türk devleti nasıl hakikatler açığa çıkmasın diye özgür basına saldırıyorsa Güney Kürdistan’da KDP özgür basın çizgisiyle aydınlanan gazetecilere ve yayınlara saldırıyor. Yani nasıl Kürt karşıtlığında ortak ve benzer politikalar uyguluyorlarsa Kürtlerin geliştirdiği özgür basın çizgisini boğmak içinde benzer saldırılar yürütüyorlar. KDP’de aynı Türk devleti gibi birçok gazeteciyi tehdit etti, kaçırdı. Özgür Basın geleneğinin önemli kurumlarından olan DİHA’nın kapılarını mühürledi. Son olarak da zaten Rojnews ajansının Duhok muhabiri Vedat Huseyin Ali’yi kaçırarak ağır işkencelerle katlettiler. KDP’ninde tıpkı Türk devleti gibi dalkavuk bir medyası var. Bir yandan özgür basını işkencelerle, katliamlarla her türlü saldırıyla susturmaya çalışırken diğer yandan da bu dalkavuk medyalarıyla gerçekleri kendi çıkarları doğrultusunda çarpıtmaya ve toplumu algısını yönlendirmeye uğraşıyor.”
‘TÜM GAZETECİLER ÖZGÜR GÜNDEMLE DAYANIŞMALI’
Kuzey Kürdistan’da Özgür Gündemle başlayan özgür basın geleneğinin bir ulusal ve demokratik ruh yarattığını ve halk devrimlerine öncülük ettiğini ifade eden Ekrem Berekat, Rojavalı gazeteciler olarak Türk devletinin, çetelerinin ve işbirlikçilerinin saldırılarını asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Berekat değerlendirmesini şu çağrıyla sonlardı: “Bu saldırıları kınıyoruz. Ve tüm dünyadaki gerçek gazetecileri Özgür Gündem’le dayanışmak için eyleme çağırıyoruz. Tüm dünyadaki alternatif basın bu doğrultuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Bir yandan gerçekleri açığa çıkarmak için çalışıp topluma ve özgürlüğe hizmet ederken diğer yandan da Özgür Gündem gibi gerçek gazeteciliğin temsilini yapanları sahiplenmelidir. Biz Rojavalı gazeteciler olarak hem onların çizgisinde görevimizi sürdüreceğiz hem de sonuna kadar onlara destek vereceğiz.”