'Özgür Gündem hayati önemde; dayanışmayı büyütelim'

Özgür Gündem Gazetesi’nin kapatılmasına tepki gösteren gazeteciler, bu kararın pratikte karşılığı olmayacağını, özgür basının hayati öneme sahip olduğunu belirterek, dayanışmayı büyütmeye çağırdı.

 Gazeteciler, söz konusu kararın, hükümetin Kürt sorununa bundan sonraki yaklaşımına dair ipucu verdiğine de dikkati çekti.

Gazeteciler, darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasını ANF'ye değerlendirdi...

POLAT: PRATİKTE KARŞILIĞI OLMAYACAK

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat:

"İktidar aslında darbe girişimi sonrası OHAL kararlarının cemaate yönelik olarak kullanılacağını iddia ederken muhalif kesimler böyle olmayacağını biliyordu. Özgür Gündem'in kapatılması, Takrir-i Sükûn Kanunu dönemi gibi muhalefeti baskılamaya dönük bir adımdır. Kınıyorum. Özgür Gündem, defalarca kapatılıp defalarca yayın hayatına başlamış gazetecilik geleneği. Bu kapatılma ve yasağın pratikte bir anlamı olmayacağı görülecek. 

Aynı zamanda bu karar, iktidarın aslında Kürt sorunuyla ilgili tutumunun tamamen 'güvenlik' politikalarını öne alacağını gösteriyor. Yani askeri darbe girişimi atlatmış iktidar, Kürt sorunuyla askeri yöntemleri öne alan hukuk kuruyor. Kapatılması da hükümetin Kürt sorununa dair politikasının ipuçlarını yeniden veriyor. Belediyelere kayyum, vekilleri tutuklamak istemesi vb. gelişmelerle birlikte ele almak lazım. 

Basın özgürlüğüne darbe olarak görüyorum. Özgür Gündem'in yanında olmaya devam edeceğiz."

ARSAN: DEMOKRASİ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YOK

Gazetecilik Akademisyeni, Doçent Dr. Esra Arsan:

"Bir 'temizlik operasyonu' söylemi uzunca süredir devam ediyor. Bu, bazen dindarlık, bazen milliyetçilik söylemiyle yapılıyor, bazen de muhalifleri temizleme veya neoliberal kapitalizmin kendi içindeki sakat rekabet zincirini yeniden üretme şeklinde gelişebiliyor. Özgür Gündem, ülkede olan bitenlere hükümete muhalif, Kürdî bir bakış açısıyla yaklaşan gazete. Demokrasi açısından yaşaması hayati öneme sahipti. Ancak OHAL döneminde yargının, emniyetin, ordunun ve medyanın durumu göz önünde bulundurulursa medyada alternatif ses bulmak giderek güçleşti. Medya bir sirke dönüştü! İtirafçılardan geçilmeyen, herkesin cemaati ve muhalifleri kötülediği, iyiyle kötünün ayırt edilmesinin zorlaştığı bir sirke dönüştü. Sirk hayvanları bilirsiniz izlerken çok itaat içindedirler, ama kulise bakın, o hayvanların o hale gelmesi için maruz kaldıkları şiddet korkunçtur. Bu ortamda, OHAL'in yansımaları olarak muhaliflerin tasfiyesi medyada, akademi alanında, kültür-sanat veya siyaset alanında derinleşiyor. Şu an Türkiye'de demokrasi ve ifade özgürlüğünden bahsetmenin absürt olduğunu düşünüyorum. Darbe koşullarında yaşadığımızı görüyorum. Antidemokratik bu zincirden Özgür Gündem de payını almış maalesef."

BAŞLANGIÇ: DARBE SEBEPLERİ YENİDEN OLUŞTURULUYOR

Gazeteci Celal Başlangıç:

"15 Temmuz'daki darbe girişimini kendi darbesine çevirmek isteyenler, bunu tüm Türkiye'ye yaydı. Önce cemaatle ilişkilendirilen gazeteler, televizyonlar, yayınevleri kapatıldı. Zaten muhalif siteleri sürekli kapatıyorlardı; sonra TİB'i de kapattılar! Şimdi iş tekrar Kürtlere dönmeye başladı. Bu, darbe fırsatçılığı yapmaktır. Bu kararla darbeyi doğuran sebepler yeniden oluşturuluyor ve Kürtlerle çatışmalı süreç ihtimali artıyor. 

Bağımsız, muhalif gazeteciler her alanda dayanışmayı sürdürüyordu ve bu yükseltilmeli. Ama basın özgürlüğü için gazetecilerin eylem yapmasının ötesine geçilmeli. Sonuçta basın özgürlüğü gazetecilerin kafasına göre yazması değildir; halkın haber almasıdır. Halk haber alma hakkına sahip çıkarak Özgür Gündem ile etkin bir biçimde dayanışmalı."

DURAN: BAŞA ÇIKAMADIKLARININ İTİRAFI

Gazeteci-Medya Eleştirmeni Ragıp Duran: 

"Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasının zamanlaması ile hakkındaki mahkeme kararının içeriği çok tartışmalı. Mevcut siyasi iktidar, Gülen Cemaati'ne yönelik operasyonlarını sürdürürken Özgür Gündem’i de kapatarak, hem basın özgürlüğünü bir kez daha ihlal etmiş oluyor, hem de 15 Temmuz sonrasının 'demokrasi şöleni' olmadığını göstermiş oluyor. Soruşturması süren bir vakada, yani soruşturma ya da kovuşturma sürerken, dolayısıyla sanık ya da sanıkların suçlu olup olmadıkları henüz belli değilken, gazete kapatmak yeni bir sansür türü olsa gerek.

Bir gazeteyi kapatmakla/yasaklamakla o gazetenin yayın politikasını/fikriyatını/duruşunu etkisiz hale getirmek mümkün değil. Düşünce, ifade, basın özgürlüğü, en çok, devletin, hükümetin, iktidarın, egemenlerin hoşuna gitmeyen, onları eleştiren/teşhir eden haber, yorum ve görüşler için gerekli. Bu haber, yorum ve görüşleri yasaklıyorsanız, onlarla başa çıkamadığınızın bir itirafıdır."