Özgürleşmeyi bekleyen şehir; Mınbiç-II

2011 yılında Suriye’de değişim isteyen halklar ayaklanmış ve mevcut Baas rejimine karşı eylemsellikler geliştirmişti. Ancak bu halk eylemselliklere karşı Baas rejiminin geliştirdiği kanlı bastırma girişimleri Suriye’yi bir iç savaşa sürükledi.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında toplanan yerli ve yabancı çete grupları Suriye halklarının değişim, dönüşüm, adalet ve özgürlük istemlerine ihanet ederek kendi çıkarları ve özellikle de uluslararası güçlerin çıkarlarına hizmet etmeye başladı.

ÖSO’nun dışında Suriye sahasına Cephet El Nusra, DAİŞ, Ehrar El Şam vb. El Kaide gruplar da dahil oldu. Bu gruplarında Suriye iç savaşına dahil olması ile birlikte Suriye iç savaşı içinden çıkılmaz bir hal aldı.

DAİŞ, Cephet El Nusra, Ehrar El Şam ve ÖSO çatısı altındaki çete grupları Suriye kentlerini bir bir işgal ederek Suriye halklarının ülke içi ve ülke dışına göçe zorladı. Bu çete grupları işgal ettikleri kent, köy, kasaba ve mezralarda kendi dünya görüşlerini dayatarak halkı baskıya, sömürüye, işkence tabii tuttu.

Bu çete gruplarının işgaline uğrayan kentlerde biri de Mınbiç. Mınbiç, Suriye savaşının ilk dönemlerinde ÖSO ardından Cephet El Nusra ve Ehrar El Şam, son olarak ise DAİŞ çetelerinin işgali altına girdi.

2014 yılında DAİŞ çetelerinin Mınbiç kentini işgal altına alması ardından kentte herşey olumsuz seyretti.

MINBİÇ

Suriye’nin kuzeyinde yer alan Mınbiç, Halep’e 85, Cerablus’a 45, Kobané’ye 65, El Bab’a 40 km uzaklıkta bulunuyor.

Mınbiç’e bağlı 4 ilçe bulunuyor. Bunlar; Ebû Qelqel, Ebû Kehef, Meskene ve Xefsa. Mınbiç, Suriye’nin mozaik kentlerinden biri olma özelliği taşıyor. Kentte Çerkes, Arap, Türkmen ve Kürtler ve diğer halklar bulunmaktaydı.

Kentte yüzde 68‘lik bir oran ile Araplar, yüzde 25‘lik bir oran ile Kürtler, yüzde 5’lik bir oran ile Çerkesler ve yüzde 2‘lik bir oran ile diğer halk ve inanç toplulukları yaşamaktaydı.

Dünya’daki birçok insan 2014 yılında DAİŞ çetelerinin işgali altına girmesinden sonra tanıdı. Mınbiç Fırat nehrinin 30 km batısında bulunan bir şehir.

2011-2014 dönemlerinde Suriye Ulusal Koalisyonu’na bağlı çete gruplarının işgali altına giren Mınbiç’te, DAİŞ çeteleri 2014 yılı içerisinde SUK çetelerini kentten çıkarmış ve kenti işgali altına almıştı.

Mınbiç’te aşiret varlığı, yaşamı ve de aşiretlerin bağlantıları çok güçlü. Raqqa'da olduğu gibi Mınbiç’te de Sünni Arap nüfus yoğunlukta. Bu Sünni Arap nüfusun Irak'ın batısındaki Sunni Arap aşiretlerle de bağları ve ilişkileri var.

Mınbiç’te Eyn İsa'da olduğu gibi büyük bir Kürt nüfus vardı. Fakat bölgede Kürt nüfus tarihin her döneminde sistemli bir şekilde eritildi.

Suriye iç savaşının başlaması ardından da Kürt halkına yönelik sistemli saldırı ve göçertme politikaları katmerleşerek sürdü. Mınbiç’te gerek 2011 – 2014 döneminde SUK çetelerinin işgalindeyken gerekse de 2014 yılında DAİŞ çetelerinin işgali altına girmesinden sonra Kürtlere yönelik katliamlar artarken, bölgenin tamamen Kürtsüzleştirimesi için bugün dahi saldırılar sürüyor.

MINBİÇ’İN ÖNEMİ

Mınbiç, Suriye'nin kuzeybatısında yer alan bir kent. Suriye'nin büyük şehirleri ile Irak'ın Musul, Bağdat gibi batı şehirleri arasındaki ticaret yollarının birbirine bağlayan stratejik bir nokta konumunda.

Mınbiç kenti Halep, Şehba bölgesi, Raqqa, Ezaz ve Cerablus’a açılan önemli bir geçiş noktası. Bölgede büyük tarım projeleri, Suriye'nin diğer kentlerinden yeni fırsatlar arayan on binlerce kişiyi Mınbiç’e çekti.

Tabi bu durum kentin ve bölgenin demografisini değiştirmeye de yol açtı. Mınbiç, Suriye'nin her tarafına açılan büyük yolların da birbirleri ile kesiştiği noktada bulunuyor. Mınbiç, bu coğrafik konumu ve stratejik önemi açısından DAİŞ çetelerinin şah damarı adeta.

MINBİÇ’TE DAİŞ ÖNCESİ VE SONRASI YAŞAM

Suriye’de iç savaş başlamadan önce yaşam diğer Arap ülkelerine görece farklıydı.

Kent halkı yaz aylarında gece geç saatlere kadar sokaklarda kalır, parkları ziyaret eder, kafelere gider, insanlar akşam yemeklerini kadınlarla erkeklerin beraber gittiği restoranlarda yerlerdi. Eğlence mekanlarına kadın ve erkek beraber gidilirdi. Hatta dikkat edildiyse, Esad rejimine karşı gösterilere kadınlar ve erkekler beraber katılmıştı.

Ancak Mınbiç 2011 de başlayan iç savaş sonrasında Suriye Ulusal Koalisyonu’na bağlı çete gruplarının işgali altına girmesi sonrası 2011-2014 dönemleri arasında kentteki bu durum giderek değişti ve şeriat kanunların hakim olduğu bir kent konumuna geriledi.

2014 yılında faşist DAİŞ çetelerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinden sonra kentteki durum giderek daha da değişti.

DAİŞ çeteleri kenti tamamen ele geçirip işgal ettikten sonra yerel halk ve hükümetin eski çalışanlarıyla kendince bir sistem oluşturdu. DAİŞ çeteleri kentte bu sistem çerçevesinde şeriat yasaları getirip şeriat mahkemeleri kurdu.

DAİŞ çetelerinin işgali altındaki Mınbiç’te çetelerin uygulamalarına direnmek ya da DAİŞ çetelerinin uygulamalarını protesto etmek imkânsız. Bu nedenle kentte kalanlar güvenlik, bir çeşit hukuk, hizmet ve gıdaya erişim olduğu için DAİŞ çetelerinin kanunlarına uymak zorunda kaldı.

Fakat son dönemde ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyona bağlı uçakların bombardımanın yoğunlaşması nedeniyle enerji ve su tedarikleri de yok edildi ve hayat siviller için giderek zorlaştı.

MINBİÇ’TE DAİŞ İŞGALİ ALTINDA YAŞAM

DAİŞ çetelerinin işgali altında bulundurduğu alanlarda kadınlara yönelik yaklaşımları basına az da olsa yansıdı. Özellikle YPG/YPJ savaşçılarının, QSD güçlerinin özgürleştirdiği alanlarda halkın özellikle de kadınların anlatımları, DAİŞ çetelerinin kadına nasıl yaklaştığını ortaya koymuştu.

Genç kızlar ve kadınların, yanlarında yetişkin bir erkek akrabaları (genellikle babaları, ağabeyleri veya eşleri) olmadıkça evlerinden çıkmalarına izin verilmiyor. Kadınlar, başlarından ayak bileklerine kadar tüm vücutlarını örten peçe ve siyah çarşaf kullanmak zorunda.

DAİŞ çeteleri 2014 yılında işgal ettiği Mınbiç’te yine Raqqa’da olduğu gibi kadınları denetleyen sözde İslami asayiş birimleri kurdu.

Sokaklarda, erkeklerin de kılık kıyafetlerini denetleyen ve Şeriat kanunlarının uygulanmasını sağlayan özel bir devriye asayiş ekibi dolaşıyor. Sigara içmek yasak. Sigara içenler, DAİŞ çetelerinin sözde güvenlik birimi tarafından yakalanırsa kırbaç cezası ile karşı karşıya kalıyor. Ayrıca tüm erkekler gün içinde namaz saatlerinde camiye gitmek zorunda.

Devam edecek...