Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Avrupa Konseyi (AK) önünde düzenlenen aralıksız nöbet eylemi 220’inci haftasına girerken, eylemi bu hafta Marsilya ve Marignane’dan gelen TJK-E’li kadınlar üstlendi.
Duygu Şahin, Xêriye Bozkurt ve Zeynep Apak isimli eylemciler, Öcalan’ın özgürlüğü için eylemlerine devam edeceklerini vurgularken, Kürt halkını ve dostlarını CPT’ye gönderilmek üzere internetten yürütülen imza kampanyasına da katılmaya çağırdılar.
25 Haziran 2012’de AK önünde başlatılan ve Kürtlerin Avrupa’daki aralıksız süren en uzun eylemi olan Öcalan’a Özgürlük Nöbeti, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) üyesi kadınlarla devam ediyor. Strasbourg nöbet eylemini 18-25 Eylül tarihleri arasında sürdürmek üzere devralan TJK-E üyesi kadınlar, görev alanlarında ‘diplomatik bir zemin’ üzerinden seslerini duyurmak istiyorlar.
Eylemciler Avrupa İnsan Haklari Mahkemesi (AİHM), Avrupa Parlementosu (AP) ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) Kürt halkına ve önderliğine karşı yapılan katliam ve tecrit politikalarına sessiz kalınmasını sert bir dille kınadıklarını belirttiler.
‘DİKTATÖRLÜĞE SESİNİ ÇIKARMAYAN HER DEVLET ONUN İŞBİRLİKÇİSİDİR’
TJK-E üyelerinin mesajında şöyle denildi: AKP’nin ‘kısa mesajla’ binlerce emekçi, öğretmen ve sağlık çalışanlarının işine son vermesinin yanı sıra haksız yere tutukladığı gazeteciler ve hukukçulara yönelik anti-demokratik ve hukuksuz tavrı rejimin baskıcı tavrını gözler önüne sermiştir. Son olarak gerçekleştirdiği kayyum atamaları da halkı hiçe sayan diktatör rejimin bir göstergesidir. Bu duyarsızlığa ve diktatörlüğe sesini çıkarmayan her devlet, onların destekçisi ve işbirlikçisidir. Savaşın aralıksız devam ettiği ve en az DAİŞ kadar barbar bir devlete ambargo uygulamayan her devletin onlar kadar suçlu olduğunun altını çizmek isteriz. 'Kadınlar Önderliği ve özgürlüğü için eylemde' kampanyasına bağlı olarak haftanın sloganını ‘Artık Yeter ! Demokratik çözümün yolunu açın !’ olarak belirliyoruz’.”
TJK-E üyesi kadınlar, faşist uygulamalarını her geçen gün daha da arttıran rejimin ‘yıkılmaya mahkum’ olduğunu söyledi.
‘FAŞİST REJİM ER YA DA GEÇ YIKILMAYA MAHKUMDUR’
Ortadoğu'da her geçen gün büyüyen savaşın bütün halkların sorunu olduğunu vurgulayan eylemci Duygu Şahin, şöyle dedi: “İnsanlığı ve doğayı katleden bu savaşın artık bir son bulması gerekiyor. Biz kadınlar olarak barışın öncülüğünü yapmaya hazırız. Çözümün Önderliğimizin sunduğu ‘Demokratik Ulus’ modelinden geçtiğini biliyoruz. Ve Türkiye’deki faşist rejim er ya da geç yıkılmaya mahkumdur.”
‘ÖCALAN EYLEMLERİ BARIŞ VE KARDEŞLİĞE ÇAĞRIDIR’
TJK-E üyesi bir diğer eylemci Xêriye Bozkurt ise, Önderligin özgürlügü için yapılan eylemlerin barış ve kardeşlik istemine de çağrı olduğunun altını çizdi. Bozkurt, şöyle ifade etti: “Dünya üzerindeki her canlının yaşama hakkı olduğu gibi biz de eşit yaşam hakkımızı istiyoruz. Önderliğimizi aramızda göreve kadar eylemlerimiz devam edecek.
Türk Devleti, Önderliğimizle masaya oturmalı ve çözüm gerçekleştirilmelidir. Artık savaşın son bulduğunu görmek istiyoruz. Bundan dolayı da ‘Bijî Serok Apo, bijî berxwedan, bijî yekîtiya gelê kurd’ diyorum.”
Bir diğer eylemci Zeynep Apak ise Strasbourg'daki bu nöbet eyleminin kadın katılımıyla güçleneceğini ve bu eylemde özellikle genç kadınların rolünün önemli olduğunu vurguladı. Apak, “Kadınlar bugün özgürse, bu başkan Apo sayesindedir. Yaptığımız eylem Öcalan'ın şahsında Kürt halkının özgürlüğünün talep edilmesidir” diye konuştu.
İMZA KAMPANYASINA VE 21 EYLÜL’DEKİ EYLEMLERE KATILIM ÇAĞRISI
Eylemciler ayrica Change.org* sitesinde Kürt Halk Önderi’nin tecritine son verilmesi ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin sorumluluk alması çağrısıyla yapılan imza kampanyasına herkesin katılmasını istedi. Çağrı metnine şu linkten ulaşılarak, imzalamak mümkün:
TJK-E üyeleri ayrıca 21 Eylül'de kadınlar öncülüğünde başta Brüksel ve Marsilya olmak üzere Avrupa çapında yapılacak olan yürüyüşlere duyarlılık ve katılım çağrısında bulundu.
