PAJK 18 Mayıs şehitlerini andı

PAJK Koordinasyonu yazılı bir açıklama yayınlayarak Kürdistan ve Türkiye devrimci mücadele tarihinde 18 Mayıs’ta şehit düşen Haki Karer, Halil Çavgun, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’i andı.

PAJK’ın açıklaması şöyle: “Özgürlük mücadelemizin öncü kadrolarından olan Haki Karer, Halil Çavgun, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner yoldaşların şehitler kervanına katıldıkları 18 Mayıs günü dolayısıyla, bu yoldaşlar şahsında tüm mayıs ayı şehitlerini saygıyla anıyoruz. Şehitler ayı olarak tanımladığımız mayıs ayı hareketimizin öncü kadrolarından Mehmet Karasungurların, İbrahim Bilginlerin, sanatını devrimcilik ile pekiştiren Ozan Mızginlerin, faşist İran rejimine karşı Kürtlüğünden vazgeçmeyen Şirin Elemhuli, Ferzad Kemangerlerin şahadete ulaştığı ay oldu. Mayıs ayı aynı zamanda Kürt kadın devrimci Leyla Qasım’ın Baas rejiminin baskılarına aldırmayarak korkusuzca idam sehpasına gitmesine, Türkiye’nin devrimci önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’nın işkencede ölümsüzleşmesine, Denizlerin, Yusufların, Hüseyinlerin özgürlük haykırışları ile faşist askeri cuntalara karşı koyuşlarına tanıklık etti. İnsanlık uğruna kendi canını vermekten korkmayan Kürt ve Türk halklarının bu onurlu şehitleri ile beraber, son süreçte şehitler kervanına katılan Haki Amed, Azad Siser, Çekdar Amed arkadaşlar şahsında tüm devrim şehitlerini saygıyla anıyor, anıları önünde sonsuz bir saygıyla eğiliyoruz.  

ŞEHADETLER FAŞİZME EN BÜYÜK CEVAPTIR

PKK bir şehitler partisidir. Kendi gerçekliğini şehitlerin kişiliğinde ifade ederken, her şehit ise gerçekleşmiş bir PKK’dir. Bu gerçekliğe her zaman dikkat çeken Rêber Apo, PKK’deki şehitlik gerçeğine cevabın ancak büyük hamleler ile verilebileceğini herkese gösterdi. 1978’de partileşme ile Haki Karer arkadaşın şahadetine cevap verilirken, Hilvan-Siverek direnişi Halil Çavgun yoldaşın şahadetine karşı daha da pekiştirildi. Yine 15 ağustos Dörtlerin kendi bedenlerini cayır cayır yakarak şahlandırdığı Amed zindanındaki müthiş direnişe bir cevap oldu. PKK’nin her adımı, her eylemi, her atılımı şehitlerin izinden yürümek, onlara layık olmak, anılarına sahip çıkmak, hayallerini, istemlerini, onurlu mücadelelerini sürdürmek oldu. Şehitler gerçeği ile devrim hep iç içe yürüdü. Mücadelenin birçok önemli süreci, birçok hamlesel dönemi en fazla da şehit düşen yoldaşların militanca duruşları ile başarıya ulaştı. Birçok yoldaşın fedaice düşmanın üzerine gidişi ve bu uğurda ölümü göze alması mücadelenin gidişatını değiştirdi. Her önemli sürecin sembolü olan ve yaptıkları ile o döneme damgasını vuran binlerce kahraman şehidimiz bu hareketin militanlık düzeyinin ne kadar büyük olduğunu kanıtladı.

Yaşanan bu kadar şahadet aynı zamanda halk düşmanlarının vahşiliğine, faşistliğine, katliamcılığına en büyük cevaptı ve hala da cevap oluyor. Mayıs ayı şehitleri ve bütün şehitlerimiz düşmanın en insanlık dışı uygulama ve zulümlerine karşı, insanlık onurunun ayakta tutulması ve bunun için hiç gözünü kırpmadan savaşmanın ifadesi oluyorlar bizler için. Şehit yoldaşlarımız kahramanlık ruhunun, özgürlükteki ısrarın en büyük temsilcileri oluyorlar. Bu gün de bu ruh, bu kararlılık, bu savaşçılık düzeyi Kürdistan’da capcanlı bir şekilde yaşanıyor. Bu gün başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Kürdistan genelinde amansız bir insanlık mücadelesi yürütülüyor. Kürt halkının tüm soykırım saldırılarına karşı hala ayakta olması, Kürdistan gerillasının düşmanın kalbini sökercesine yaptığı başarılı eylemler, Kürdün ne kadar baskı ve zulüm yapılırsa yapılsın bir an bile özgürlükten vazgeçmeyeceğini gösteriyor. İşte bu ruh 18 Mayısların özgürlük ruhudur, her zaman yeşeren ve capcanlıdır. Düşmanın hiçbir zaman yok edemediği ve her zaman karşısında kaybettiği hakikatin bir parçasıdır. Bu ruh Haki Karerlerin, Dörtlerin, Mehmet Karasungurların, Ozan Mizginlerin, Şirin Elemhulilerin, İbrahim Kaypakkayaların, Azad Siserlerin, Leyla Qasımların ruhudur. Bu ruhtur mücadeleye öncülük eden ve düşmanın hem kalbinde hem de beyninde bir bomba gibi patlayan.

MAYIS ŞEHİTLERİ ÖNCÜMÜZDÜR

Düşmanı yerle bir eden, “berxwedan jiyane” diyerek faşizmin günümüzdeki temsilcileri olan AKP-Erdoğan ve DAİŞ komploculuğunu boşa çıkartıp, bütün planlarını bozarak, halkların kardeşliğini yaratan. Bu gün de Gever’de, Nusaybin’de, Cizre’de, Sur’da, Xezex’de mücadeleyi ateşleyen, Kürdistan gerillası, YPS ve YPS JIN öncülüğünde kimliğini ve varlığını koruma savaşını geliştiren ve yayan yine aynı ruhtur. Öz yönetim mücadelesi sürecinde şehit düşen tüm yoldaşlarımız, yine tüm yurtseverlerimiz, çalışanlarımız bu ruhun en kararlı ve gözü pek temsilcileri oldular. Mehmet Tunç, Sewe, Pakize, Mehmet Yavuzer yoldaşlar bu direnişin sembolü oldular. Yine Zınar Raperin ve Doğa Jiyan arkadaşlar yaptıkları fedai eylemler ile Haki Karerlerin, Dörtlerin ruhunu Türkiye’nin metropollerine taşıdılar. Bizler 18 Mayısın fedaice ruhunu taşıyarak bu döneme damgasını vuran, şehitlerimizin anısını canlı tutan halkımızın bu kararlı direnişini selamlıyoruz. Yine Ankara’da, İstanbul’da, Manisa’da, Çınar’da, Çele’de, Giresun’da, Gümüşhane’de, Dersim’de, Amed merkez ve Oramar’da düşmanı yerle bir eden eylemler yapan gerilla direnişini coşkuyla selamlıyoruz.

Mayıs şehitlerimiz şahsında tüm şehitlerimiz her zaman bizlerin öncüleri oldular ve bundan sonra da öncülerimiz olacaklar. Bizler mücadelenin öncü gücü olan kadın gerillalar olarak her zaman pratiğimiz ile onların bağlılıklarına ve kararlılıklarına cevap olacağız. Her şehidimizin istemi bizim için bir emirdir, bizler için mücadele gerekçesidir. Her şehidimiz bizim anlam ve hakikat gerçekliğimizin temsilcisidir. Bizler bir şehitler partisinin militanlarıyız ve şehitlerimize layık olmak en büyük amacımız.

Bu gün Kürdistan’da yaşanan zorlu ve çetin savaş mücadelemizin daha da yükseltildiği, daha da görkemlileştirildiği bir mücadele sahası. Halkımıza yönelik geliştirilen her türlü saldırı, her yaşanan şahadet bizim için mücadelenin daha da yükseltilmesi ve düşmana en amansız darbelerin vurulması demek ve bu gün de Kürdistan gerillasının yaptığı her eylem bu gerçekliğin yaşamsallaşması oluyor. Kürt analarının, Kürt kadınlarının her anlamda ve her yerde mücadelenin öncü gücü olması da bu gerçekliğin ete kemiğe bürünmüş hali oluyor. Bu gerçek Ozan Mizginlerin, Şirin Elemhulilerin mücadele geleneğini devam ettirmek demek aynı zamanda. Bizler bu gerçekliği her zaman ve her yerde devam ettireceğiz. Şehitlere bağlı kalarak mücadelemizin daha da gürleştireleceğinin sözünü verirken, özgürlüğe sevdalı her kadını da mücadeleyi daha yükseltmek için özgürlük saflarına çağırıyoruz. 18 Mayıs ve mayıs ayı şehitlerimizin şahsında tüm şehitlerimizi bir kez daha anıyor, görkemli özgürlük yürüyüşlerini coşkuyla selamlıyoruz.”