PAJK: Beritan Kürt hainliğine karşı ulusal kahraman oldu

PAJK: Beritan Kürt hainliğine karşı ulusal kahraman oldu

Kürt kadının ordulaşmasında önemli bir rol oynayan Gülnaz Karataş’ın yaşamını yitirişinin 23. yıldönümüne ilişkin bir açıklama yayınlayan PAJK Koordinasyonu, “En başta Kürt hainliğine karşı ulusal kahraman değerinde görülerek, Beritan arkadaş için ‘Kürtlerin Jeanne D’Arc’ı” denildi” dedi.

Yazılı bir açıklama yayınlayan PAJK Koordinasyonu, “Kadın özgürlük tarihimizde önder kişilikleriyle rol oynayan hem yaşam tarzlarıyla hem de şahadet gerçeklikleriyle öncü militan kadroları olan Ekim şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Yine meşru savunma çizgimizin sembolü olan Beritan arkadaşın bugün Kürtlerin bulunduğu her mekanda yakalanan eylemsel çizgisini selamlayarak kutluyoruz” dedi.

Kadın özgürlük mücadelesinin büyük bedeller ödediği Ekim ayının öneminden dolayı ve içeriğini tam itibariyle Ekim ayına “kadın şehitler” ayı denildiğini belirten PAJK Koordinasyonu, “Hem nicel olarak hem de nitelik olarak şehitlerimizin verdikleri mesajlar ve yarattıkları hakikat gerçekliği yoğun olduğundan bu ay tüm özgürlük yürüyüşçülerinin yüzünün dönük olduğu bir zaman dilimi olmaktadır. Buna göre nerede durduğumuzu ve katılım biçiminin yeterli olup olmadığının vicdani muhasebesi yapılmaktadır. Çünkü bu ayda çizgisel düzeyde ele alınan bedeli ağır şahadet gerçekliğine ulaşılmıştır. Rêber Apo ‘kadının ulusu sınıfı yok. Onların evrensel bir kimliği var’ diyor. Ve bu gerçeklik kendisini ekim şehitlerimizde de somutlaştırmıştır. Kürt’ünden Türk’üne, Alman’ından Çerkez’ine, yoksulundan zenginine değişik inancından değişik yörelere, gençlerinden analarına kadar her alandan ve kesimden ekim ayının şehitleri vardır” dedi.

Kadın özgürlüğü ve halkların kurtuluşu için adım adım zorlukları arşınlayan ve büyük bir aşkla özgürlüğü için çalışan bu kadınların her birinin bugün birer sembol ile anıldığını da ifade eden PAJK Koordinasyonu şunlara dikkat çekti: “En başta Kürt hainliğine karşı ulusal kahraman değerinde görülerek, Beritan arkadaş için ‘Kürtlerin Jeanne D’Arc’ı” denildi. Teslimiyet dayatmasına karşın meşru savunma çizgimizin sembolü ve kadın ordulaşmamızın yaratıcı gücü oldu. Zeynep arkadaş şair edebiyatçı ve yaratıcı kişiliği ile devrimin bilinçli aydın militanı, Önderliğin deyimiyle ‘bilge kadın’ıydı. Meryem arkadaş sürgünde bir Kürt parlamenter ve bir ana olarak ülkeye kavuşan kadının yurtseverlik duygusunun sorumluluk bilincidir. Azime arkadaş kadındaki doğal öncülüğün formasyona kavuşmuş kadın ordulaşmasının yetkin ve güçlü komuta kişiliğidir. Ronahi (Andrea Wolf), Çerkez Helin, Mızgin Türk ve Canda Türkmen arkadaşlar kadın özgürlüğünün sınır tanımayan mücadeleci kişilikleri olduğu kadar başta kadınla ve halklarla dayanışmanın duyarlı ruhları oldular. Rotinda ve Kurdê arkadaşlar ise uluslararası komploya karşın bedenini ateş topu yaparak ‘güneşi balçıkla sıvayamazsınız’ deyişiyle Önderlikle buluşmanın bağlılığın sembolüydüler. Zınarin Dersim arkadaşımız her türlü zorluk karşısında cins sevgisi ve cins mücadelesinin yılmaz savunucusu oldu. Amed eyalet komutanı Hêvidar arkadaş zor dönemin örnek mücadeleci komuta kişiliğiydi. Bu şehitlerimizin ardılları olarak da yakın dönemde Rêvan Qamoşlo, Nergis Cizre ve Ruken Bingöl şahsında Geliyê Tiyarê’deki tüm arkadaşlar ise devrimci halk savaşının öncü militan kadroları oldular.”

“Evet ekim şehitlerinde her biri birer sembol haline gelen arkadaşlarımızın ardı arkası kesilmiyor” denilen açıklamada bu oluşan kadın devriminin mozaiğinin değişik renklere kavuştuğu gibi, bunun yaratıcı gücüne farklı imzaların da eklendiği kaydedildi. Bugün Rojava’da yaşanan direnişin “Ekim şehitleri”ne yaraşır nitelikte olup Ekim’de çığır açıcı gelişmeler yarattığı ve Ekim’in görkemine görkem kattığı belirtildi.

“İşte bu yüzden Rojava’da savaşan kadınların hikayesi bütün dünyanın dikkatini çekiyor. Gencecik kızlarından tut ömrünü mücadeleye adamış kadın militanlarına kadar, analardan tut, yaşlı kadınlarımıza kadar hepsi herkes bu mücadeleye seferber oldular. Kadınlar bu büyük katılımla beraber savaşa güç heyecan ve motivasyon kazandırarak büyük gerçeğe çağırıcı güç oldular. Böylelikle binleri peşinden sürüklediler ve milyonların kalkışına öncülük ettiler” denilen açıklamada artık herkesin bunu kabullendiği, kadınlar örgüzlükte, onurda ve değerlerin savunuculuğunda kilitlendikçe bu mücadelenin daha bir yücelme yaşadığı belirtildi.

Özgürlüğün bedelleri verildikçe de mücadelenin daha bir hakikatine kavuştuğu da vurgulanan açıklamada “Çünkü ancak o zaman o mücadeleye daha bir sarılma oluyor ve ancak o zaman o mücadele daha bir kutsallık kazanarak vazgeçilmez oluyor. İşte Rojava’daki verilen bedellerde ekim şehitleri olarak Arin Mirkan, Gulan Batman, Rojda Qamışlo ve Şilan Ruken arkadaşlar var gücüyle savaşarak Rojava devriminin korucu gücü oldular. Onlar Beritan’ın ardılları olarak ‘cenazemize bassalar da asla teslim olmayacağız’ şiarını halkla beraber başından beri her an geçerli kıldılar. Ve ekim ruhu ile sadece teslim olmama değil zafer gerillacılığını da geliştirdiler.

Eğer bugün mevzilerde yeni taktikler geliştirilip kendini koruyacak güce erişilmişse, bu kesinlikle kadın özgürlük tarihimizdeki Azime arkadaşın güçlü komuta duruşunun mirasına dayanmaktadır. Azime yoldaşın inançlı dirayetli ve ismi gibi kararlı duruşu ne olursa olsun mücadeleden vazgeçmeyeceğiz ısrarını yaratıyor. Bir ana olan Meryem arkadaşımız ise bugün kızlarını mücadeleye sevk eden analar şahsında çoğalmış” dedi.

Artık toplumun alıştırılmış hikayesi olarak “kızı dizinin dibinde olmalı veya bir ana kendi evinde oturmalı” sözünün çoktan geçmişe gömüldüğü de belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi: “Meryem arkadaş Kobanê’deki direnişte rol oynayan analarımızın geçmişi ama bugünün yaşayan yüzüdür. Raxtla silahla kuşanan Kobanêli analar taburunda bu direniş geleneği devam ettiriliyor. Artık büyük acılarla yoğrulmalarına rağmen yine de mücadeleden vazgeçmeyen, büyük bağlayıcı çağrıları olan, tartışan, düşünce üreten, başkaldıran ve eylemleşen güçlü anaları vardır Kürdistan’ın. Ve bu anaların yiğit kızları da vardır ekim şehitlerinde. Son olarak Kobanê saldırılarına karşın var gücüyle karşı koyan Bakurê Kürdistan’daki halkımız gencecik oğulları ve kızlarını devrime feda ederek Kürdistan’ın birlikteliğini savundular. Yine Alman Ronahi, Canda Türkmen ve Hêlin Çerkez arkadaşlar devrim saflarında gittikçe çoğalan halkların kardeşliği ve devrimci güç birliği bugün Paramaz Kızılbaş arkadaşın şahsında yenilenmektedir. Kobanê bugün uluslararası bir mesele olmuş ve bütün halklardan katılımlar ile aynı şekilde uluslararası saldırılar bertaraf ediliyor.”

Bugün Kürdistan’da özellikle de Kobanê’deki her mevzide ve siperde “savaş gülüm sım sıkı savaş, savaştıkçça varız biz” diye duygu ve düşüncelerinin mısralaşan Beritan’ın çağrıcı gücünün gezindiğini kaydeden PAJK, “Sıkı savaş kesintisiz savaş ve hiçbir boşluğa yer bırakmayan dolu dolu bir savaş. Bugün Beritan arkadaşın savaşma arzusuyla dolup taşan yüreği Arin, Gulan, Şilan, Zerga, Rojda, Beritan, Ronahi yoldaşlarımızın yüreğinde çarpmıştır. PAJK olarak bu yürekli ve fedai çizgisindeki bu yoldaşlarımızın varlığından gururlu ve onurluyuz. Gulan yoldaşımız yurtsever Batman ailesinin kendini yetiştirmiş, bilinç ve yetenek kazanarak komuta gücümüzde önemli bir mertebeye ulaşmıştı. Özellikle üst derecede yer alan bu arkadaşımızın savaşçılarıyla beraber en ön mevzide yer alması kendini devrime adanmışlığın örneği olduğu kadar en zor anda yapısıyla bir olmanın öncü komuta özelliklerini de temsil etmektedir. Gerçek ismi zaten ölümsüz olan Gulan arkadaşımız geliştirdiği direniş çizgisiyle yoldaşlarıyla beraber ölümsüzlüğe ulaşmıştır. PAJK olarak şehitler çizgisine bağlı olan ve bir o kadar da bedel veren bu yurtsever ailemizden bu militan arkadaşımızı ve son olarak tüm hain saldırılarda şehit düşen tüm arkadaşlarımızı kaybetmenin derin acısını yaşadık.

Bu büyük devrim savaşında büyük savaşan ve savaştıkça özgürleşen ve özgürleştiren bu yoldaşlarımız anısına saygıyla eğiliyor ve onların izinde yürüme sözünü veriyoruz.”