ANF’ye konuşan Güney Kürdistanlı Kürt siyasetçi M. Emin Pencewini, sabah saatlerinde DBP’li 28 belediyeye kayyım atanmasına ilişkin “Erdoğan kayyımlarla Kürt toplumuna karşı savaşı yeni bir aşamaya taşırdı. Bu durum kabul edilmez. Kürt halkı belediyelerini Erdoğan faşizmine teslim etmemelidir. Buna karşı her yerde direnişi yükseltmelidir” dedi.
‘BELEDİYELERE SAHİP ÇIKMAK SADECE BDP’NİN DEĞİL, HERKESİN GÖREVİDİR’
“Kürtler her yerde ancak direnişi büyüterek Türk devletinin geliştirdiği faşist saldırıları boşa çıkarabilir. Bunun için tek ses halinde karalı bir mücadele tek yol” diyen Pencewini, yapılanın sadece DBP ya da HDP’ye yönelik saldırılar olmadığını da sözlerine ekledi.
Saldırıların tüm Kürtlere olduğunu vurgulayan Pencewini, “Özellikle Kuzey Kürdistan’daki diğer Kürt partileri de kesinlikle bu kayyım atamalarına, belediyelere koymalara karşı DBP’nin yanında yer almalıdır. Bu bir ulusal sorumluluk ve görevdir” diye konuştu.
ÖCALAN İLE GÖRÜŞME MÜCADELENİN SONUCUDUR
Aynı gün, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmenin yapılıyor olmasının da Kürtlerin olası tepkilerini engellemek amacını taşıdığını belirten Pencewini, aynı zamanda bu görüşmenin Erdoğan devletinin bir lütfu olmadığını, Kürt halkının mücadelesi sonucu olduğunu da ifade etti.
Pencewini şöyle konuştu: “Bugün Kürtler önderliği için dört bir yanda ayağa kalkmış, açlık grevleri dair her türlü eylemi yapıyor. Kuzey Kürdistan'da gerilla mücadelesi en düzeye çıkmış durumda. Bu durum Erdoğan devletini zorluyor. Gerçek yüzünü tüm dünyaya gösteriyor. Bir de Türk devleti ekonomik, siyasi, toplumsal olarak tam bir kaos durumu yaşıyor. Dolayısıyla karşı cepheyi küçültmeye çalışıyor. İşte böyle sıkışık bir dönemde sırf Kürtlerin tepkilerini düşürmek için Sayın Öcalan ile görüşmeye izin veriyor. Ancak yine de bilmek gerekir ki, bu izin Kürtlerin mücadelesinin bir sonucudur. Eğer bu mücadele olmasaydı bu görüş gerçekleşmezdi.”