Türk cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK’lı tuksaklar, hiçbir dönemde olmadıðı kadar tehlikeli ve kirli bir savaş konsepti ile karşı karşıya olunduðunu belirterek, “Urfa Cezaevinde yaşanan vahşetten gerekse gelişebilecek olası her türlü katliamlardan AKP hükümeti ve Adalet Bakanını sorumlu tutuyoruz” dedi.
PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına yazılı bir açıklama yapan Deniz Kaya, cezaevi koşullarına dikkat çekerek, “Türkiye’de cezaevi gerçeði; toplumu, özellikle Kürt halkını onursuzlaştırma, kişisizleştirme ve teslim alma gerçeðidir” dedi.
“Hiçbir Dönemde olmadıðı kadar tehlikeli ve kirli bir savaş konseptiyle karşı karşıyayız” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Başkan Apo’nun öncülüðünde 30 yıldır sürdürülen direniş geleneði karşısında çözümsüz kalan türk devletinin gelmiş geçmiş en faşist hükümeti olan AKP “en iyi Kürt ölü Kürttür” siyasetini yapmaktadır.
Her türlü demokratik hak, toplumsal talep ve muhalefeti, baskı, zulüm, gözaltı ve tutuklamalarla karşılayan AKP Cezaevlerini sistematik işkence ortamlarına dönüştürerek Kürt halkını teslim alacaðını düşünmektedir. Kürt sorununu çözme arayışına girme yerine daha çok cezaevi yapma, daha çok tutuklama operasyonlarıyla Türkiye’yi yarı açık cezaevine dönüştürmüştür.
Siyasi soykırım operasyonlarıyla cezaevine konulan 10 bini aşkın Kürt siyasetçinin yanı sıra, binlerce adli tutuklunun bulunduðu cezaevleri AKP’nin vahşet kampları olarak faaliyet yürütmektedir. Her türlü insani ve demokratik talebin yok sayıldıðı hukuksuzluk ve hak gaspının diz boyu olduðu cezaevleri Türkiye’nin Nazi Kampları olarak tarihin utanç sayfalarına geçmiştir.”
Açıklamada devamla şöyle denildi: “Türkiye’de cezaevi gerçeði; toplumu, özellikle Kürt halkını onursuzlaştırma, kişisizleştirme ve teslim alma gerçeðidir.
Kürt sorununu çözümsüzlüðünde ısrar eden AKP hükümeti, toplumu düşünce tutsaklıðına mahkum etmek cezaevlerini de esir kamplarına dönüştürmek Kürt halkı ve Türkiye halklarının önüne iki seçenek koymuştur. Ya insanlık dışı yöntemlerle onursuzlaştırmayı ve teslimiyeti kabul ettirmeyi ya da toplu katliamlarla soykırım gerçeðini dayatmaktadır. Roboski katliamının hesabını vermeyerek, hafızalardan silmeye çalışan AKP hükümeti cezaevlerinde sistematik olarak yürüttüðü insanlık dışı uygulamalarıyla açık zemin sunduðu Urfa Cezaevindeki katliam fermanın altına utanç imzasını atmıştır. Katliamda hayatını kaybeden 15 tutsaðın hemen hepsinin Kürt olması çok daha derin bir anlam içermektedir, tesadüf deðil, bilinçli ve planlı bir konseptin parçasıdır. Bu katliamla verilmek istenen mesaj açıktır. Cezaevlerinde gelişebilecek olası katliamların ön provası, 12 Eylül den günümüze kadar uygulanan insanlık dışı politikaların meşrulaştırılmasıdır. Dolayısıyla katliamda hayatını kaybeden 15 insanımızın onur kırıcı uygulamaları kabul etmeyerek karşı çıkması hayatlarına mal olmuştur.
Bu anlamda bizler PAJK ve PKK’li tutsaklar olarak gerek Urfa Cezaevinde yaşanan vahşetten gerekse gelişebilecek olası her türlü katliamlardan AKP hükümeti ve Adalet Bakanını sorumlu tutuyoruz. Bu süreç karşısında sessiz kalmayacaðımızı kamuoyuna duyurarak tüm demokratik kitle örgütlerini, yurtsever halkımızı ve hangi davadan olursa olsun insanlık onuruna sahip çıkarak insanca yaşamak istiyorum diyen tüm bu katliamın hesabını sormaya çaðırıyoruz.
Bu temelde Urfa Cezaevinde 15 insanımızın hayatına mal olan katliamı ve uygulayıcısı olan AKP hükümetini kınayarak başbakan ve adalet bakanını istifaya çaðırıyoruz. Acılı ailelerine başsaðlıðı diliyor, acılarını paylaşarak direnişçi mücadelemizle yanlarında olduðumuzu belirtiyoruz.”