Polis, ‘unutturmayacağız’ pankartı taşıyan Roboskili annelere saldırdı
Polis, ‘unutturmayacağız’ pankartı taşıyan Roboskili annelere saldırdı
Polis, ‘unutturmayacağız’ pankartı taşıyan Roboskili annelere saldırdı
Şırnak'taki çok sayıda sivil toplum örgütü, Halepçe ve Roboski katliamlarını anlatan fotoğraflardan oluşan bir sergi ile katliamda yaşamını yitirenleri andı. Fotoğraf sergisine katılan Roboskili anneler katliam fotoğraflarını görünce gözyaşlarına boğuldu. Roboskili anneler anma sonrası araçlarına doğru giderken taşıdıkları ‘unutmadık unutturmayacağız’ pankartı nedeniyle polisin saldırısına maruz kaldı.
Şırnak'ta Halepçe ve Roboski katliamlarının fotoğrafları sergilendi. 1988 yılında kimyasal silahlar ile katledilen 5 bin Kürdün yanı sına 28 Aralık 2011'de TSK uçakları ile katledilen 34 yurttaşın katliamını anlatan fotoğraf sergisi açıldı. Eğitim Sen ve BDP Şırnak İl Örgütü tarafından Belediye Parkı'nda açılan fotoğraf sergisinde Roboskili anneler de katıldı. "Halepçe katliamından Roboski katliamına", "Unutursak kalbimiz kurusun" ve "Unutmadık unutturmayacağız" pankartları açılarak, katil Erdoğan sloganları atıldı. Açıklamaya aralarında BDP Şırnak İl Başkanı Baki Katar, BDP yöneticileri ile STK temsilcilerinin de bulunduğu onlarca yurttaş katıldı. Ellerinde hiç düşürmedikleri çocuklarının fotoğraflarını taşıyan Roboskili anneler, adına açıklama yapıldı. Katliamda yaşamını kaybeden Serhat Encü'nün kardeşi Veli Encü, Hiroşima'ya atom bombası atılması ile eşdeğer olan Halepçe katliamının dünya ve kamuoyunda yer bulamamasının en önemli sebebinin ölenlerin kimliğinden bağımsız olmadığını söyledi. Encü, Roboskî'de de aynı durumun yaşandığını kaydetti.
Daha sonra konuşan Eğitim Sen Şırnak Şube yöneticisi Zeki İrmez, "16 Mart 1988 tarihinde gerçekleşen Halepçe katliamı başlı başına bir insanlık dramıdır. Kürtlerin, Asurîlerin ve Halepçe'de yaşayan diğer milletlerden halkların ulusal hak eşitliği mücadelesini hedef alan katliamda, Saddam Hüseyin rejimi tüm dünyanın gözleri önünde, 5 binden fazla çocuk, kadın ve erkeği kimyasal silahlarla acımasızca katletmiştir. Newroz kutlamalarına hazırlık yapıldığı sırada gerçekleştirilen insanlık dışı katliamın tek sorumlusu elbette ki diktatör Saddam Hüseyin değildir. Bölgeye ilişkin hesapları olan emperyalist ülkeler ve İslam ülkelerinin yönetimleri de yaşanan bu vahşeti seyrederek en az Saddam Hüseyin rejimi kadar büyük bir suç işlemişlerdir" dedi.
Roboski'de 28 Aralık 2011'de çoğu çocuk 34 sivilin savaş uçakları ile bombalanarak katledildiğini de hatırlatan İrmez, "Katliamdan bu yana bir yıl süre geçmesine rağmen ilk başlarda kurulmuş heyetler dışında hiçbir şey yapılmamış ve göstermelik bir soruşturma başlatılmış, soruşturma neticesinde açıklanan komisyon raporunun vicdanlardan ne kadar uzak olduğu görülmüştür. Roboski katliamı Kürtler üzerinde uygulanan katliamların ne ilki ne de sonuncusudur. Eğer geçmiş katliamların, faili meçhul cinayetlerin sorumluları yargı önüne çıkarılmış olsaydı, Roboski yaşanmayacak olurdu. Ancak bilinmelidir ki ezilenlerin, emekçilerin dünyasında insanlığın hedef alındığı katliamları ve ardındaki kirli ilişkileri unutmak değil hatırlamak, unutturmamak esastır. Tüm insanlığın barış içerisinde yaşayacağı bir dünya mücadelesi veren halkların ve emekçilerin örgütlü gücü yeni katliamlar yaşanmasını engelleyebilecek tek güçtür. Emek ve demokrasi güçlerinin bir parçası olarak Mart katliamlarında hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor ve zalimleri bir kez daha lanetliyoruz. Yeni katliamlara meydan vermemek için, barış, eşitlik, özgürlük, adaletin hâkim olduğu bir dünya yaratma mücadelemizi yükselteceğiz" diye konuştu.
Basın açıklamasının ardında 10 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Oturma eyleminin ardından ise Halepçe ve Roboski katliamını anlatan fotoğraflar sergilendi. Halepçe ve Roboski'de yaşanan vahşetin fotoğraflarını gören anneler gözyaşlarına boğuldu. Serginin gün boyu ziyaretçilere açık kalacağı belirtildi.
Açıklamanın ardından köylerine geri dönmek için araçlarına doğru ilerleyen Roboskili aileler polis saldırısına maruz kaldı. Ellerinde katledilen çocuklarının fotoğraflarının bulunduğu "Unutmadık unutturmayacağız" pankartı ile araçlarına doğru giderken polislerin önlerini kestiğini söyleyen Veli Encü, "Polis bize pankartı kapatmamızı söyledi. Biz de kendilerine neyden rahatsızlık duyduklarını sorduk. Pankartı kapatmayacağımızı söyledik. Bunun üzerine ellerinde çocuklarının fotoğraflarını taşıyan annelere müdahalede bulundular. Anneler de feryatlarla polise tepki gösterdi. Bize 'o pankartı kapatacaksınız ve sessizce yürüyeceksiniz yoksa müdahale ederiz' dediler biz de yürüyeceğimizi söyledik. Müdahale esnasında kimi anneler kriz geçirdi. Biz bu saldırıyı kabul etmiyoruz mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.